Çocuklarda görülen besin alerjisi, çoğu kişide bir soruna sebep olmayan bazı besin maddelerine karşı vücudun aşırı tepki göstermesi olarak açıklanıyor.
Genel olarak ilk 3 yaşta ortaya çıkan alerjinin ilk safhalarında cilt kuruluğu, yanaklarda pütürleşme ve döküntü gibi reaksiyonlar görülüyor. İlerleyen dönemlerde ise kusma ya da ishal tabloya eşlik ediyor.
HANGİ BEBEKLER YÜKSEK RİSK GRUBUNDA?
Besin alerjilerinin ana nedeni, çocukların genetik alerjik özelliği taşımaları. Anne, baba ya da kardeşlerinde bronşiyal astım, atopik dermatit, alerjik rinit veya besin alerjisi gibi sorunlar görülen bebekler, besin alerjisi bakımından yüksek risk grubunda.
BU BESİNLERE DİKKAT!
Besin alerjilerinin bebeklerdeki en yaygın rahatsızlıklardan biri olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Süha Ünüvar, yalnızca anne sütüyle beslenen bebeklerde de alerji görülebildiğini aktardı ve sorunla ilgili şunları söyledi:
“Çocuklarda besin alerjisine neden olan yiyeceklerin başında fıstık, fındık, ceviz gibi kuruyemişler gelmektedir. Kuruyemişlerin yanında süt, yumurta, balık, baharatlar, çikolata, kakao, ıstakoz, çilek, mandalina, domates, mayalar da riski artırır. Ayrıca sitrik asit, azo boyaları, benzoik asit gibi maddeler içeren yiyecek ve içeceklere de dikkat edilmesi gerekir. Kişiye göre değişen birçok yiyecek de besin alerjisine neden olabilir.”
HAYATİ TEHDİT YARATABİLİR
Bazı ilaçların da alerjik tepkimelere yol açabildiğine değinen Dr. Ünüver, alerjinin çok ciddi sonuçlar doğurabildiğine vurgu yaparak şöyle konuştu:
“Alerjen maddeler kimi zaman çok dramatik tablolar ortaya çıkarabilir. Hatta yaşamsal tehlikeler doğurabilir. Tıp dünyasında anaflaksi olarak adlandırılan bu durum, gereken zamanda girişim yapılmaması sonucunda ölümlere neden olabilir. Çok sık karşılaşılmamakla birlikte, alerjen maddenin yalnızca teması dahi ölümle sonuçlanabilir.”
BESİN ALERJİSİ NASIL ANLAŞILIR?
Besin alerjisi hafiften ağıra doğru bir ilerleme gösteriyor. Sebebi anlaşılamayan kusmalar ve kabızlık temel belirtiler olarak değerlendiriliyor. Belirti olarak kaşıntı, vücutta kızarıklık, deri kabarıklıkları, dudak, gözler, kulaklar ve eklemlerde şişkinlikler, yüksek ateş, nefes borusunun daralması sonucu ortaya çıkan yutkunma zorluğu, daralma ilerlerse boğulma hissi, tansiyon düşmesi, baygınlık ve şok geçirme de görülebiliyor.
Ayrıca bebeklerde yaşanabilen 3 haftadan uzun süren şiddetli gaz sancısı da besin alerjisini işaret edebiliyor. Besin alerjisinden şüphelenmekt için bu belirtilerin tamamının gözlemlenmesine gerek olmadığını belirten Ünüvar, alerjik tepkinin belirlenmesi durumunda yapılacakları ise şöyle özetliyor:
ALERJEN BESİNLERİN AZI DA ÇOĞU DA ZARAR VEREBİLİR
“Çocuğun alerjik tepki gösterdiği gözlemlendiğinde öncelikle alerjen madde ile temas tamamen kesilmelidir. Çocuk, yaşamın ilerleyen dönemlerinde de bu maddelerden kaçınmaya özen göstermelidir. Ayrıca bu alerjen madde ya da besinlerin azı ya da çoğu arasında hiçbir fark yoktur. Çok küçük veya zarar vermeyeceği tahmin edilen miktarlardaki besinlerin çocuğa verilmesi dahi alerjik tablolar ortaya çıkarabilir. Alerjilerin tedavisi nedene yönelik yapılır. Fakat genellikle kullanılan ilaçlar; kortizonlar, antihistaminikler, acil durumlarda ise adrenalin enjeksiyonlarıdır. Bazen de tehlikeli boyutlara dayanan nefes darlığı gözlemlendiğinde cerrahi girişim gerekebilir.”
NTV