Acıbadem Eskişehir Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doktor Hayati Yavuz, son günlerde ortalığı kasıp kavuran, okulları, işyerlerini boşaltan, hastaneleri dolduran yaygın hastalıklar hakkında önemli bilgiler verdi. En sık rastlanan 4 hastalığı ‘Influenza A-B (grip)’, ‘RSV (Respiratuar sinsidyal virüs)’, ‘Covid19’ ve ‘Streptokok A’ olarak sıralayan Dr. Yavuz “Hastalıklar epey sık görülüyor, okullarda sınıflar neredeyse boş, işyerlerinde hasta sayısı çok, hasta olarak geldiklerinden bulaş ve hasta sayısı katlanarak artıyor. Bu dört hastalık adeta Mahşerin Dört Atlısı” diye konuştu.
Dört hastalığın da yüksek ateş, öksürük, boğaz ve kas ağrıları, halsizlik gibi ortak belirtileri olduğunu ifade eden Dr. Yavuz bu hastalıkları ayırt edebilmek için, “İnfluenza yani grip ani başlangıçlıdır, tablo hemen oturur. RSV ve Covid 19 hafif başlar, gittikçe ağırlaşır. Covid 19’da tat ve koku kaybı olabilir. Streptokok A’da ise boğaz ağrısı, yüksek ateş, bademcikte şişme ve iltihaplanma görülür” dedi.
“KESİN TANI SADECE TESTLE KONULUR”
Temel belirtilere göre bir fikir edinilebileceğini ancak kesin tanının ancak test ile konulabileceğini vurgulayan Dr. Yavuz, bugünlerde 4’lü testlerin kullanıma gireceğini de söyledi. Hastalığın öksürük, hapşırık, yüksek sesle konuşma gibi yollar aracılığıyla yani damlacık yoluya, kontamine yüzeylere dokunarak eli ağız buruna götürmekle bulaştığının altına çizen Dr. Yavuz çocuklarda ve kronik hastalığı olan yaşlılarda, immun yetmezliği olan kişilerde ağır ve tehlikeli seyredebileceğini dile getirdi.
“KALABALIK VE KAPALI ORTAMLARDA FAZLA KALMAYIN”
Hastalıktan korunmak için kalabalık ve kapalı ortamlarda uzun süre kalmamak, maske kullanımı, mesafeye dikkat edilmesi, yaşam ortamlarının düzenli olarak havalandırılması, hasta olanların bulaş süresince temaslı ve kalabalık ortamlara girmemesinin bulaşmayı azaltacağına dikkat çeken ve yüksek ateş, boğaz ve kas ağrıları, öksürük, halsizlik durumunda hekime giderek muayene ve test yaptırmak gerektiğine değinen Dr. Yavuz, “Hasta isek bulaş sürecinde okula, işe gitmemeliyiz. Vitaminler vücut direncini kısmen artırsa da hastalıktan tam olarak korumaz, diğer korunma tedbirleri uygulanmalı. Beslenmeye, soğuğa maruz kalmamaya, kalabalık, kapalı ve temaslı ortamlara girmemeye, zorunlu ise maske, ve mesafeye dikkat edilerek uzun süre geçirilmemesine dikkat edilmeli” dedi.
“TURŞU, TARHANA, BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR”
Dr. Yavuz tedavide ise genel semptomatik destekleyici tedavi; bol sıvı alımı; turşu, ev yoğurdu, ev tarhanası, boza gibi doğal probiyotikler ile ceviz, fındık, badem vs. tavuk suyu çorba, kelle paça, acı biber gibi bağışıklık sistemini güçlendirici gıdalarla beslenmek gerektiğini ifade etti. Ayrıca hekim kararıyla tedavide; ağrı kesici, ateş düşürücüler, bazen antiviral ilaçlar, Streptokok A vakalarında ise antibiyotikler kullanılabildiğini söyledi.
“GEREKSİZ ANTİBİYOTİK KULLANMAYIN!”
Bu dört hastalık arasından sadece Streptokok A enfeksiyonunda antibiyotik verildiği konusunda uyarıda bulunan Dr. Yavuz şu ifadeleri kullandı:
“Diğer hastalıklarda semptomatik, destekleyici tedavi verilir. Unutulmamalı ki gereksiz antibiyotik kullanmak, mikropların direnç kazanmasına, bazen hastalık sürecinin uzamasına, barsak florasının bozulmasına dolayısıyla vücut direncini düşmesine neden olabilir.”