Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dekanlığı tarafından “Terapötik Dokunuş Kursu” düzenlendi. Eğitmenliğini Serbülent Biçer’in yaptığı kursa çok sayıda öğretim elemanı ve öğrenci katıldı.
Terapötik dokunuşun, iyileşme sürecine olan olumlu etkisi bilimsel araştırmalarla kanıtlanan ve araştırma sonuçları yayınlanan, herkese açık bir şifa metodu olduğunu ifade eden Serbülent Biçer, “Terapötik dokunuşu 2011 yılında öğrendim. Kopan parmağı yerine dikilen bir çocuğa, doktorlar tarafından, sinileri koptuğu için parmağının artık bir işlevinin kalmayacağı söylenmişti. Terapötik dokunuşa başlamam çocuğun parmağının iyileştiğini görmem üzerine oldu. Çünkü çocuğun annesi çocuğa terapötik dokunuş uyguluyordu. Ölen bir sinirin iyileşmesi mümkün değil ama yaşanmış bir olay bu. Daha sonra Amerika’ya gittiğimde orada bana uygulandı, çok büyük etkisini hissettim. 2014 yılında yetkinlik belgemi aldım. Therapeutic Touch International Association’ın (TTIA) yönetim kurulundayım ve uluslararası ilişkiler bölümünden sorumluyum” dedi.
“105 ÜLKEDE UYGULANIYOR”
Bu metodun hastanelerde hemşireler tarafından öğrenildiğini ifade eden Serbülent Biçer, “ Bugün Amerika’da, Kanada’da, İrlanda’da ve Avustralya’da hemşirelik bölümlerinin müfredatına konuldu. Yüksek lisans ve, doktora tezi olarak kabul ediliyor. Tedaviden ziyade burada bir iyileştirme söz konusu. Uygulayıcı kişi kendisinden terapiyi talep eden kişinin enerji bedenine uygulama yapıyor. Burada esas, fizik bedeninin ötesinde bir sistem üzerine çalışılmasıdır. Biz cildimizle sınırlı değiliz. Böyle olmadığı da bilimsel olarak kanıtlanmış. Bizim bir enerji alanımız var. Birçok bilim insanı, insanların birbirleriyle enerji alanında daima alışveriş içinde olduğunu söylemiş. Dolayısıyla uygulayıcı, bedeni tarayıp ellerini röntgen olarak kullanır. Uygulayıcı elleriyle bütün bedeni tararken hangi bölgelerde enerjilerde dengesizlik varsa onu saptar, enerjiyi tekrar denge haline getirir. Terapötik dokunuş bu enerjinin tekrar düzenli hale gelmesine aracılık ediyor. Biz iyileştirmiyoruz; ben şifacıyım, seni iyileştiriyorum diyemem. Ben evrensel enerjiyi kullanıyorum. Her yerde var olan enerjiyi alıyorum, kendimden geçiriyorum ve karşımda hasta olan kişiye yönlendiriyorum. Benim üzerime düşen bu yönlendirme işi ve bunu tam olarak yapabilmek. Tabii bunun adımları var, ne şekilde yapılabileceği de böyle eğitim ve kurslarda öğretiliyor” diye konuştu.
Dünya’da 200 bine yakın insanın bu yöntemi öğrendiğini ifade eden Biçer, “ Öğreneler içinden 100 binden fazlası hemşireler. Bu yöntem 105 ülkede de uygulanıyor. 2014 yılından beri workshoplar düzenliyorum. Önceden Almanya’dan eğitmenler geliyordu, şimdi ben kendim yapıyorum. Organizasyonun da tercih ettiği, eğitimcinin o ülkeden olması, kendi dilini konuşması, kendi insanını tanıması. Çeviriler zaman ve anlam kaybına sebep olabiliyor. Amacım; bu metodun eğitim programı olarak sağlıkla ilgili okulların müfredatlarına alınması ve hemşirelerimizin bunu öğrenebilmesi” diye konuştu.