Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ali Musa Bina, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 102'nci Yıl Dönümü münasebetiyle bir mesaj yayımladı.
Bina'nın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 102'nci Yıl Dönümü mesajında şu ifadeler yer aldı:
"Bugün, 102 yıl önce vatanımızı işgal, izzetimizi zelil etmek amacıyla birleşen yedi düvelin, bütün güç ve imkânlarıyla yaptıkları saldırılara karşı, şehadetleri dinin temeli olan ezanın, bu gök kubbede ilelebet yankılanması için yüz binlerce can vererek kazandığımız Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü. Vatan, millet, istiklal ve istikbal için seve seve can veren şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
Çanakkale Zaferi, milletimiz için bir hayat memat meselesi, millî mücadeleye giden yolda çok önemli bir kilometre taşı, tarihte eşine az rastlanan kahramanlık destanlarından biri; milletimizin yeniden dirilişinin direnişidir. O gün yüz binleri şehit verdik, sonra ve işte şimdi milyonlar olup dirildik. Çanakkale ruhunu yaşanır kıldığımız her durumda diriliş coşku ve iddiamız sürecektir. Çanakkale ruhundan ilham alan varlık coşkusunun, ölümüne bir direnişle istiklalini koruyacağını 15 Temmuz ihanetini püskürterek göstermiş olması önemlidir.
Ölüme tevekkül eden bir iradeyle direniş
Osmanlı’yı bütünüyle tarihten silmeyi amaçlayan itilaf devletleri, boğazları geçip Karadeniz’e çıkmak amacıyla, o zamana kadar görülmemiş zırhlı savaş gemileri, asker ve silah yığınağıyla Çanakkale Boğazı’ndan geçmeye teşebbüs ettiler. 3 Kasım 1914’te ilk saldırılarını yaptılar. Bir iki haftada amaçlarına ulaşmayı kuran emperyalistler, 5 ay geçmesine rağmen bir santim bile ilerleyemediler. Bütün güçleri, zalimlikleri ile son bir saldırı denediler. Çanakkale, 18 Mart 1915 sabahı yoğun ateşle değil, kıyametle uyandı. Milletimiz, kol, bacak, kafa, çene, el, ayak parçalarını kum gibi havaya savuran top mermilerinin nefes aldırmayan ateşine değil, adeta kıyamete direnmiştir. Sonuçta imanın direniş hattının asla aşılamayacağını, Çanakkale’nin geçilmez olduğunu anlayan işgal kuvvetleri, ölüme tevekkül ve teslimiyetle tebessüm eden bir irade karşısında acze düşmüş, geri çekilmek zorunda kalmıştır.
İftihar tablomuz
Bağımsızlığı, imanın vazgeçilmez hattı kabul eden milletimiz, 'Çanakkale geçilmez' diyerek, düşmana, işgale, sömürüye, zulme teslim olmayan kararlılığını bütün dünyaya ilan etmiştir. Çanakkale Zaferi, bütün zamanların ve ulusların dimağına, tarihin asla silinemez mürekkebi olan kanla yazılmıştır. Çanakkale, namus, iman ve özgürlüğünü müdafaada taviz vermeyen bir milletin dayanmanın, tahammülün son sınırlarını da aşan savaşının onur, tarihimizin iftihar tablosudur.
Çanakkale’de alevlenen yeniden diriliş ruhu, sömürülen ülkelerdeki mazlum halklara da kurtuluşun ilham ve cesaretini vermiş, kalplerinde direniş ateşini yakmıştır. Bu yönüyle Çanakkale, İngiltere ve müttefiklerinin yenilmesi, çökmeye başlaması, bizim ise yenilenmemiz ve yükselmeye başlamamızın tarihi olmuştur.
Bütünüyle bir millet savaşı
Çanakkale, bir sınıfın, kesimin, kuşağın veya neslin değil, bütünüyle bir milletin savaşıdır. Çanakkale’de Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Arap’ı ile milletimiz bir bütün olarak mücadele vermiş, vatan söz konusu olduğunda aidiyetlerin hiçbir önemi olmadığının en güzel örneğini sergilemiş; din, vatan, namus tehlikeye girdiğinde canın, malın hiç düşünülmeden verilebileceği ortaya konmuştur.
Son zamanlarda yaşanan hadiseler, darbe girişimleri, içte ve dışta ülkemize yönelen tehditler ve terör olayları, Çanakkale ruhuyla kenetlenmemiz, bu ruhu yaşatmamız gerektiğini ortaya koymuştur. 15 Temmuz direniş destanı, Çanakkale ruhunun bütün yönleriyle hâlâ bu topraklarda yaşadığını göstermiştir. Milletimiz, 15 Temmuz’da, milletin vergisiyle maaş alıp evine ekmek götüren ve yediği ekmeğe, hizmet ettiği vatana, annesinden emdiği süte ihanet eden, milletin üzerinde alçak uçuş yaparak millete alçakça saldıran FETÖ’ye karşı Çanakkale ruhuyla bir araya gelerek göğsünü mermilere siper etmiş, hainlere ve destekçilerine büyük bir ders vermiştir. Ancak, fitne, kaos ve iç karışıklık çıkarmak isteyen hainler, plan ve saldırı girişimlerinden vazgeçmiş değiller. Mücadelemizi sabır ve kararlılıkla, her dem uyanık kalarak sürdürmemiz gerekmektedir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, teslimiyeti zillet sayan yüce bir ruhla, kıyameti andıran bir savaşta mütecaviz, işgalci düşmana geçit vermeyen, yaşadığımız hayatı ve ülkeyi canları pahasına bize armağan eden şehitlerimizi bir defa daha rahmetle ve minnetle anıyoruz."