Bir ilişkiye başlarsınız… İçinizde bazı duygular yeniden filizlenir. Birçok şeyi olduğundan daha pembe görür gözleriniz. Başlangıçta biraz sağırsınızdır. Kulaklarınız iyimser bir süzgeçten geçirir duyduklarını. Her şeyi duymaz bazen. Biraz da dilsizsinizdir ilk başlarda. Bazı kelimelerin yolları kapalıdır ve dilinizin ucuna gelme ihtimali yoktur. Sadece bir “Ben” değilsinizdir artık. Gönül terazisinin bir kefesinde siz, diğer kefesinde sevdiğiniz ve dengesi “BİZ” olabilmek ile sağlanabilen bir ilişkiniz…“Ben”ler yerine “BİZ”… İlişkin yokken seni sen ile yani kendini kendinle tartıyordun ya. İlişkin varken kendini sevdiğinle tartmaya başlarsın. Partnerin bir nevi ölçütün haline gelir. Ve önceleri her aynaya baktığında kendi yansımandı ya sadece gördüğün. Artık kendi gözbebeğinden yansıyan da gördüğün de yalnız sen değilsin. Bunu bilmelisin…
“BİZ” olmak sürdürülebilirliktir. Ekseni sevgi olan doğal bir motivasyondur. “BİZ” olmak esasen ömürlük bir ödüldür. Sahip olmak veya ait olmak değildir sevgili, eş veya partner olmak. Nasıl mı? Düşün bir kere. Berrak ve şırıl şırıl akan bir akarsuyun kıyısındasın farz et. Akarsu bu, elinde tutamazsın, asla sahip olamazsın, akar gider. İlişkisi olmak da biraz böyledir. Anca bir avuç su alır içersin belki çok susadıysan. Belki yüzünü yıkarsın ferahlamak için, kirlendiysen yıkanırsın, kıyısına oturur şırıltılarını dinler, akışını seyreder rahatlarsın. Çoraplarını çıkarır ıslatırsın ayaklarını. Akışına bırakırsın ruhunu. Ama sahip olmazsın. Böyledir BİZ olmak. “Ben” veya “Ben”imin çok ötesinde bir şeydir huzur veren bir ilişki. Partnerinle veya eşinle ilk tartışmanı düşün mesela. Her ne kadar ekşimsi bir tadı olsa da ortak bir lezzettir bu aynı zamanda. Acısıyla, tatlısıyla her ne yaşanıyorsa tarifsiz bir tat bırakır mutlaka “BİZ” olabildikten sonra. Hatta coşkuyla partnerine sarıldığın, sıcaklığını teninde hissettiğin bir ana geri dön şimdi. “BİZ”lik frekansını yakaladıysan eğer mutluluğun ve hazzın zaman ve mekândan bağımsız boyutlarında gezinmişsindir eminim. İlişkiler elbette zaman zaman durağanlaşır. Belki de hayatının aslında daha az önemli diğer kısımlarını iyileştirmeye çalışırken ilişkindeki bazı rutinleri otomatik olarak kabul etmiş ve kısır bir döngüye girmiş de olabilirsin. İki kişinin bir olması ama aynı zamanda iki olarak da kalmaya devam etmesi gibi bir şeydir BİZ olabilmek. İstikrarlı bir ilişki birlikteliğin ve ortaklığın çok ötesindedir. Partnerlerden birinin duygusal sağlığı ve mutluluğu, diğerininkini de sağlamaya bağlıdır esasen. “Bir” olmanın ilk adımı, ortak bir evi, arabayı, bütçeyi paylaşmak değil, sadece sevgili olmak da değil, gerçekte en iyi arkadaş olmayı taahhüt etmektir. BİZ olabilmek aslında biraz da budur.
Kendimize gelince… Kendimiz olmak ve kendimizi tanımak çok önemlidir elbette. Ama sonra biriyle tanışırız, buluşmaya başlarız, severiz, âşık oluruz, hayat boyu “bir”likte olacağını umduğumuz biriyse evlenir ya da başka türlü bir taahhüt altına gireriz. Kendi bireysel kimliklerimizi koruyarak “BİZ” olmak için tüm bencil motivasyonlarımızı kolayca bir kenara bırakabilmeliyiz. İlişkinin başarılı olması partnerlerin sahiplik güdüsü altında birbirlerini tamamlamalarını gerektirmez. Farklılıklara saygı duyarak birbirinin aynası olanlar için Ben’den sıyrılıp “BİZ” olmak kendiliğinden gerçekleşen bir durumdur. Eğer bir ilişkiniz varsa, çoğunlukla partnerinizle aynı fikirde olamazsınız zaten. Kaçınılmaz kavgalarla nasıl başa çıkacağınız, ömür boyu bağlılığınızın tadını çıkarma olasılığınızı belirleyen asıl unsurdur. Başarılı çiftler çatışmadan kaçmazlar; hatta benzer olası riskleri de fırsata çevirebilirler. Çünkü “BİZ” olmayı başardıkları için ilişkilerini nasıl geliştireceklerini ve birbirlerine olan sevgilerini nasıl güçlendireceklerini iyi bilirler.
Bunların hepsinden de öte ve en önemlisi ise hiçbir şeye bürünmeden ve başkalaşmadan ilişkinizde gerçek siz yani kendiniz olabilmenizdir. Partnerinizden sadece sizi “BİZ” içinde olduğunuz gibi sevmesini bekleyin ve siz de onu öyle sevin. BİZ ile kalın. Tebrizli Şems’in dediği gibi: “En çok kimi seviyorsan seni en çok o yorar, Ki bu tuhaftır.. Seni en çok kim yoruyorsa, en çok onunla huzur bulursun, Ki bu daha tuhaftır.. Ve, huzur bulduğunuz şeyler için, her zaman yorulmaya değer..” Aşk ola…