Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, kış aylarında sıklıkla tüketilen kış çayları ve hangi sağlık sorununa çözüm olabildiğine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Soğuk algınlığının yaygın olduğu kış aylarında özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarının süresini kısaltmaya veya semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilecek kış çaylarının tüketiminin yaygın olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Bu bitkilerden kışın en yaygın kullanılanlarından örneğin ekinezya; bağışıklık fonksiyonunu güçlendirme ve üst solunum yolu enfeksiyonlarının şiddetini ve süresini azaltma potansiyeli ile soğuk algınlığı ve gribe karşı koruyucu olması açısından kışın tercih edilen bitkilerdendir.” dedi.
Solunum yolu enfeksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olabilecek ve potansiyel olarak antiinflamatuar ve antiviral etkilere sahip bir bitki olan mürver bitkisinin çiçek ve meyveleri bronşit, öksürük ve ateş tedavisinde, ayrıca balgam söktürücü olarak kullanıldığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, şöyle devam etti; “Antioksidan, antiviral ve kardiyovasküler faydalar sunan hibiscus ayrıca yüksek düzeyde demir ve C Vitamini içermesi açısından kışın tercih edilen bitkilerdendir. Tam bir C vitamini kaynağı ve aynı zamanda antiinflamatuar ve antioksidan potansiyele sahip olan kuşburnu da enfeksiyonlara ve soğuk algınlığına karşı vücudu korur. Meyan kökü de bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye ve hastalanmayı önlemeye yardımcı olabilecek antiviral ve antimikrobiyal özellikler de dahil olmak üzere çok sayıda sağlık yararına sahiptir. Özellikle kuru öksürükte ve viral solunum yolu enfeksiyonlarında kullanımı tercih edilen bitkilerdendir.”
Ihlamurum ateşli durumlarda terlemeyi teşvik edici, kuru öksürükte rahatlatıcı ve göğüs yumuşatıcı olarak kışın tercih edildiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, kekiğin ise solunum yolu enfeksiyonlarında faydalanılabilecek, boğaz ağrısı, göğüs ağrısı ve öksürükleri hafiflettiği bilinen güçlü antioksidan ve antimikrobiyal özelliklere sahip bir bitki olduğunu da dile getirdi.
Zerdeçalın bağışıklık sistemini güçlendirebilen antioksidanlar sebebiyle soğuk algınlığı ve gribe karşı etkili olabilecek bir bitki olduğunu, zencefilin de bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcı olabilecek antimikrobiyal özellikler içeren soğuk algınlığı ve öksürükte kullanılabildiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, bitkisel çayların bazı kişilerde alerjik durumlara yol açabildiğini de ifade etti.
Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, “Tüm bu faydalı kullanımların yanı sıra doğal olduğu için sorgusuz sualsiz tüketilebilen bitki çaylarının rastgele, kontrolsüz ve ölçüsüz kullanmasının pek çok zararı da olabilir. Çoğu insan bitkisel çaylar ve yaygın kullanılan reçeteli ilaçlar arasındaki etkileşimleri bilmiyor. Ancak şifalı bitkiler ilaçlarla etkileşime girebilir veya belirli durumlar için uygun olmayabilir. Bazı bitkiler, kan sulandırıcılar, antikoagülanlar (pıhtılaşmayı önleyen ilaçlar) ve aspirin ile birleştirildiğinde karaciğer ve böbrek hasarına neden olabiliyor.” dedi.
Örneğin, hipertansif hastalarda ve hipertansiyonu olan diyabetik hastalarda, ebegümeci çayının kan basıncını düşürdüğünün gösterildiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, şöyle devam etti; “Ekinezya bitkisi bazı kişilerde alerjik durumlara yol açabileceği gibi, immünsupresiflerle (bağışıklık sistemini baskılayan) etkileşebilir. Özellikle otoimmün hastalıkları olanlar ekinezya kullanımında dikkatli olmalıdır. Zencefil kanın pıhtılaşmasını yavaşlatabilir, aspirin, antitrombosit ilaçlar veya kan sulandırıcılar (warfarin) gibi ilaçlar alan kişiler için potansiyel olarak tehlikeli olabilir. Meyan kökü de ölçülü olarak tüketilmesi gereken bitkilerdendir. Meyan kökünün potasyum ve kan basıncı üzerindeki etkileri, yüksek tansiyon, kalp veya böbrek hastalığı olan kişiler için özellikle endişe vericidir. Kuşburnu genellikle güvenlidir, ancak bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara veya mide rahatsızlığına neden olabilir. Sonuç olarak ilaçlarla etkileşime giren bitki çaylarının yan etkileri yaşamı tehdit edici olabilir. Özellikle teşhis edilen kronik bir rahatsızlıklar ve düzenli ilaç kullanımı varsa bu duruma ayrıca özen gösterilmeli ve hekime danışmadan bitki çayları kullanılmamalı.”
Bitkisel çayların, antiinflamatuar ve antioksidan özellikler gibi potansiyel olarak sağlığa fayda sağlayan biyoaktif bileşikler içerebildiğini de kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, ancak bu bileşiklerin gücü ve etkinliğinin, bitki bileşenlerine, saflığa, doza, hazırlama yöntemine, saklama süresi ve koşullarına bağlı olarak değişebildiğini belirtti.
Piyasada kış çayı olarak çok sayıda karışım çayın olduğunu ancak içinde yer alan bitkilerin etiketinde belirtilen bitkilerden farklı olabileceği gibi aynı bitkinin güvenli olmayan farklı bir türünün de olabileceğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, sözlerini şöyle tamamladı; “Örneğin tıbbi papatya ve tıbbi olmayan papatyalar birlikte toplanabilmekte ancak her papatyanın tıbbi değeri yoktur ve bazıları zehirli olabiliyor. Ayrıca karışım çaylar içinde yer alan bitkilerin birlikte kullanımı da her zaman uygun olmayabilir. Etiketi olmayan, içeriğinde kullanılan bitkilerin neler olduğu ve karışımda hangi oranlarda bulunduğu belirtilmeyen karışım çayları almamalıyız. Yine açıkta satılan, nasıl toplandığını, nasıl kurutulup muhafaza edildiği bilinmeyen bitkiler kullanılmamalı.”