Çalıştayın açılış programına İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail. Koyuncu, Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, bakanlıklardan temsilciler, farklı üniversitelerden öğretim elemanları, çeşitli meslek dernekleri, özel sektörden alanında araştırıcı, uzman ve yöneticiler ile öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan etkinliğin açılışında katılımcılara TÜBA Tanıtım Filmi izletildi.
Etkinlikte “Biyoçeşitlilik ve Ekosistemle Odağında Ortak Çözümler için Birlikte Başarma” konulu bir sunum gerçekleştiren TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “Ekonomik, toplumsal, çevresel ve teknolojik olarak sınıflandırılmış küresel risklerde her dönemde iklim değişikliğine dayalı aşırı olaylar ve iklim krizi karşısında yetersizlik ön plana çıkmaktadır. Dünya çapında yüzde 47 oranında azalan doğal ekosistemler ve yok olma tehdidi ile karşı karşıya olan biyolojik türler dahil olmak üzere yön değişikliği sağlanmasına yönelik aciliyet net olarak ortadadır. Doğal yaşam alanlarının kaybının en az yarı yarıya azaltılması, biyoçeşitliliğe zararlı teşviklerin kaldırılması ve doğa rezervlerinin önemli düzeyde artırılması, biyoçeşitlilik hedefleri arasında yer almaktadır” diye konuştu.
“SADECE KORUMA ODAKLI TEDBİRLER YETERLİ DEĞİL”
Biyoçeşitlilik kaybına yönelik eğilimlerin tersine çevrilmesi için sadece koruma odaklı tedbirlerin yeterli olmayacağını belirten Prof. Dr. Mandal, “Küresel düzeyde meydana gelen biyoçeşitlilik kaybı nedeni ile nesli tükenen türler dahil olmak üzere eğilimlerin tersine çevrilmesi için entegre yaklaşımlar gereklidir. Karbon yutaklarının korunması ve iklim dirençli tarım gibi uygulamaların biyoçeşitlilik alanına da faydaları bulunmakta olup her iki alanın arasındaki mümkün olan sinerjilerin artırılması önemlidir. Biyoçeşitlilik kaybına yönelik eğilimlerin tersine çevrilmesi için ormanlar, tarım ve gıda, şehirler, tek sağlık, tatlı su, balıkçılık, deniz ve okyanuslar ile iklim odaklı sürdürülebilirlik geçişleri şarttır. Çevresel ve toplumsal sistemlerin yakından bağlanırlığı kentleşme, arazi kullanımı, çevre kirliliği
ve ormansızlaşma gibi çeşitli sorun alanlarının birlikte ele alınması gerekmektedir. Artan aşırı sıcaklar, yağış, sel ve kuraklıklar çeşitli vektör, su, gıda ve hava kaynaklı hastalıkların artışına da etkisi olup insanların patojenik hastalıklara daha fazla maruz kalmasına neden oluyor” dedi. Prof. Dr. Mandal, sunumunun sonunda TÜBİTAK’ın iklim, biyoçeşitlilik ve çevre koruması konusunda yaptığı çalışmalar ve açtığı çağrı programları hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, “Türkiye Bilimler Akademisi bünyesinde yer alan çalışma gruplarının en gençlerinden yani en yeni kurulanlarından biri olan TÜBA-Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu’nun düzenlediği TÜBA-Biyoçeşitlilik ve Ekosistemler Çalıştayı’na hoş geldiniz. Çalışma grubumuz yeni fakat ele aldığı konular uzun zamandır dünyanın ve ülkemizin gündemini meşgul eden hayati konular. Dünyada yaşanabilir ve sürdürülebilir bir hayatın tesis edilmesi tüm bilim insanlarının üzerinde çalıştığı ve kafa yorduğu temel meselelerden birisidir. Özellikle son dönemde artan çevre kirliliği, sorumsuz ve kontrolsüz üretim teknolojileri, kâr ve kazanç hırsı gibi faktörler biyoçeşitliliğe oldukça zarar vermektedir. Birbirinden önemli konu ve bakış açıları içeren Biyoçeşitlilik ve Ekosistemler Çalıştayında bilim insanlarımızın sağladığı katkılar geleceğimizde yön değişikliği sağlanmasına katkı sağlayacaktır” dedi.
BİYOÇEŞİTLİLİK HER GEÇEN GÜN ZARAR GÖRÜYOR
Tüm canlıların, insanoğlunun daha çok kazanma hırsından zarar gördüğünü belirten Prof. Dr. Şeker, “Canlı çeşitliliği yok olmakta ve canlıların yaşayabileceği sürdürülebilir ekosistemler tahrip edilmektedir. Bu konu, öneminden ötürü bilim insanlarının öncelikli araştırma konuları arasına girmiştir. Bilim insanları çeşitli tetkik ve tespitler ile durumun aciliyetini raporlamakta ve karar alıcılara sunmaktadır. G20 ülkelerinin bilim akademilerinden oluşan Science20 (S20) toplantılarında çevre başlığına büyük ihtimam gösterilmektedir.
Her yıl hazırlanan, TÜBA olarak bizim de katkı verdiğimiz, G20 liderlerine sunulan sonuç bildirgesinde çevre ve biyoçeşitlilikle ilgili tespit ve önerilerde bulunulmaktadır. TÜBA-Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu da bu amaçla tesis edilmiştir. Konu ile ilgili olarak ülkemizin ve dünyanın gündeminde olan öncelikli konular, çalışma grubunun öncülüğünde bilimsel toplantılarda tartışılmakta ve raporlanarak ilgililerle paylaşılmaktadır diye konuştu.
Çalıştayın içeriğinden bahseden Prof. Dr. Şeker, “Bugün burada bir araya geldiğimiz çalıştayda çevre kirliliği, doğal alanlarda yapılan değişiklikler ve iklim değişikliği etkileriyle doğal hayatta canlı popülasyonunun azalması, bir milyon canlı türünün neslinin tükenme tehlikesi altında olması gibi ekosistem sorunlarına farkındalık oluşturulması, dünyada ve ülkemizde biyoçeşitlilik ve ekosistemlerin güncel durumu, önemi ve korunmasıyla ilgili konuların ele alınması amaçlamaktadır. Ülkemizin ve dünyanın gündeminde olan ve çözülmesi için bilimin yol göstericiliğinin gerektiği konularda TÜBA olarak görevimizi yerine getirmeye devam edeceğiz. Bu vesile ile çalıştaya ev sahipliği yapan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ve ekibine, TÜBA-Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu yürütücüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın’a ve çalışma grubu üyelerine, katkı, destek ve katılım sağlayan akademi üyelerimize, bilim insanlarımıza, kurum ve kuruluş yönetici ve uzmanlarına, emeği geçen çalışanlarımıza ve tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyor; en iyi dileklerimi, sevgi ve saygılarımı sunuyorum” dedi.
“BİYOÇEŞİTLİLİK İNSANLIK İÇİN HAYATİ ÖNEME SAHİP”
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “İnsanlık için, gelecek nesillerimizin bekası için hayatı önem arz eden ‘Türkiye’nin Doğal Zenginliği: Biyoçeşitlilik’ başlıklı çalıştayın üniversitemizin ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor olmasından dolayı büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim. Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker ve etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ederim. İnsanlık yaşamı için hayati öneme sahip olan biyoçeşitlilik kavramı, tek bir tanıma sığamayacak kadar elzem bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Biyoçeşitlilik, tüm formları ve etkileşimleri ile dünya üzerindeki yaşamın çeşitliliğini ifade etmenin yanı sıra içinde bulunduğumuz ekosistemin bütününü de ifade etmektedir. 21. yüzyılda yaşanan hızlı sanayileşme, gelişen teknolojiye paralel artan bilinçsiz tüketim, iklim değişikliklerinin yarattığı olumsuz sonuçlar dolayısıyla insan yaşamının sürdürülmesinde hayatı öneme sahip olan biyoçeşitlilik ciddi bir şekilde tahribata uğramaktadır” diye konuştu.
“ÜNİVERSİTELERE CİDDİ GÖREVLER DÜŞÜYOR”
Anadolu’nun biyoçeşitlilik bakımından kıtasal özelliğe sahip bir açık hava müzesi niteliğinde olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Budak, “Sahip olduğumuz bu biyoçeşitlilik, ülkemize bir yandan önemli imkanlar sağlarken diğer yandan ciddi sorumluluklar yüklemektedir. Ülkemizdeki biyolojik çeşitliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için ulusal politikaların üretilmesi ve bu yönde acil önemlerin alınması gerekmektedir. Bu bağlamda bilginin üretildiği üniversitelere ciddi görevler düşmektedir. Ege Üniversitesi olarak bizler de biyolojikçeşitliliğin sürdürülebilir kılınması noktasında ciddi çalışmalara imza atıyoruz. Biyoçeşitliliği azaltan değişimi anlamaya, mevcut değişiklikleri takip ederek akılcı önemler almaya azami gayret ediyoruz. Özellikle Üniversitemiz bünyesinde faaliyet gösteren; Tohum Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi, Botanik Bahçesi ve Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi, Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve canlı ekosistemi üzerine araştırmalar gerçekleştiren akademik birimlerimizle yeryüzündeki yaşamın temelini oluşturan biyoçeşitlilik konusunda titiz çalışmalar yürütüyoruz. Ülkemizin sürdürülebilir yarınları için önemli başlıkları konu edinen çalıştaya ev sahipliği yapmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu bir kez daha ifade etmek isterim. Katkıda bulunan tüm değerli konuklara bir kez daha teşekkür ediyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum” dedi.
TÜBA Asil Üyesi ve Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Yürütücüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın ise, “Küresel iklim değişikliğinin beklenen etkilerinden olan hava sıcaklıklarının artması, daha sık görülmesi, bazı bölgelerde yağış oranlarının artması sebebiyle sel ve taşkın olaylarının görülmesi yine yağışların azalması sebebiyle su kaynaklarının tükenmesi, kuraklık, orman yangınlarında artış gibi sebeplerle can kayıpları yaşanıyor. Son 50 yılda yaşanan iklim değişiklikleri nedeniyle canlı popülasyonun yüzde 60 azaldığı bildirilmektedir. İnsan kaynaklı sebeplerle türler yok olma tehlikesi altında. Biyoçeşitlilik, ekosistemimizin sağlığı için çok önemlidir. Bu nedenle bu önemli çalıştayın organizasyonuna destek veren tüm kurumlarımıza teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, “Türkiye’nin Doğal Zenginliği: Biyoçeşitlilik” konulu sunumunu gerçekleştirdi. Sunumun ardından çalıştayın ilk oturumu olan “Türkiye ve Biyoçeşitlilik” oturumu, İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu başkanlığında yapıldı.
Etkinlik kapsamında; Türkiye ve Biyoçeşitlilik, Tarımsal Biyoçeşitlilik: Dünyayı Sürdürülebilir Bir Şekilde Beslemenin Zorlukları ve Çözüm Önerileri, Sucul Ekosistemler Biyoçeşitliliği, Karasal Ekosistemler ve Değişen Biyoçeşitlilik ile Sağlıklı Ekosistem Göstergeleri, Türkiye’de Biyoçeşitliliğin Sürdürülebilirliği başlıklı toplam 6 oturumda, 25 bilim insanı, Biyoçeşitliliğe Ulusal Açıdan Bakış’tan Tarımsal Biyoçeşitliliğin Sürdürülebilir Kullanımı’na dek 19 başlığı masaya yatırıyor.