Dünyayı saran ve sarsan korona virüsüyle ilgili olarak ülke olarak, millet olarak çok iyi bir sağlık başarısı öyküsü yazdığımız bir gerçek.
Dünya’nın her hangi bir ülkesinde her gün yüzlerce, binlerce insanın hayatını kaybettiği haberlerini takip ederken, Türkiye’de akşam saatlerinde Sağlık Bakanlığı’ndan gelen ve her gün daha düşen rakamlar, ‘Ha Gayret Türkiye’m’ dedirtiyor.
Sağlık alanında yapılan yatırımlar, sağlık çalışanlarımızın özverili, hastanelerimizin donanımlı, vatandaşlarımızı ise, istisnalar kaideyiz bozmaz, duyarlı ve kurallara uygun yaşaması, bu başarının en temel nedenleri.
Salgın Türkiye’de var ama dünyanın her yerinde Türkiye’den çok daha kötü halde, daha kötü durumda ve daha kötü sonuçlarıyla var.
Yani gidebileceğimiz daha sağlıklı bir ülke yok.
Şu an ülkemiz, en az salgının olduğu, en az sağlık problemlerini olduğu ve iyileşen hasta sayısının çok olduğu, hayatını kaybeden hasta sayısının da az olduğu örnek bir ülke.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızdan aldığım bilgilere göre, çoğu ülke vatandaşı, sınırların açılması durumunda tedavi olmak veya salgından uzaklaşmak için Türkiye’ye gelmeyi düşünüyorlar.
Yani bir dönem ayıla, bayıla gittiğimiz Avrupa’da yaşayan insanlar, ayıla, bayıla değil ama zorunlu olarak, yaşayabilmek için Türkiye’ye gelmek istiyorlar.
Biz bize yeteriz Türkiye’m derken, biz dünyaya yeteriz Türkiye’me doğru gidişat var.
Yeteriz de!
Gece yarısı başlayan, arife ve Ramazan Bayramı’nın üç gününü de dâhil eden bu 4 günlük sokağa çıkma yasağı dileriz son 4 günlük yasak olur.
Dileriz, eski günler gibi olmasak da, eskisi kadar rahat olamasak da, sosyal mesafe, maske ve temizlik kurallarına uyarak, az biraza daha özgür şekilde yaşama ve çalışma hayatına kavuşuruz.
Ha gayret Türkiyem, son 4 gün yasağımız olsun.