BM Pazar günü yaptığı açıklamada, küresel sıcaklık artışlarını sınırlamak için dünyanın gıda sistemlerinde reform yapılması gerektiğini ifade etti.
Yapılan açıklamada 1,5 derece hedefini yakalarken, gıda ve tarım sistemlerini geliştirecek bir yol haritasının ilk bölümünü hazırladı.
Sera gazı emisyonlarının önemli kaynakları olan tarım ve hayvancılık, küresel karbon emisyonlarının yaklaşık 10’da birine doğrudan neden oluyor. Doğal habitatın tarım alanlarına dönüştürülmesi de dahil edilirse, bu oran iki kattan fazla yükselebilir.
Dünya nüfusunun 2050’de 10 milyara yaklaşmasının beklenmesine karşın BM, beslenme ihtiyaçları karşılanırken 2050’ye kadar küresel sera gazlarını net sıfıra indirmenin yol haritasını belirlemekten geri durdu
Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) baş ekonomisti Maximo Torero, “Açlığı azaltmak ve 1.5 derece sınırında kalmak için harekete geçmemiz gerekiyor” derken, bunun küresel gıda sistemlerini yeniden dengelemeyle alakalı olduğunu aktardı.
Yol haritası, önümüzdeki iki ila üç yıl içinde ortaya konacak ve 2025 ile 2050 arasında karşılanması gereken 20 ana hedefi içeren belgeye eklenecek. İzlenecek yol haritası ise gelecek iki COP28 İklim Zirvesinde belirlenecek.
2030’a kadar ulaşılması planlanan amaçlar arasında şunlar yer alıyor; Besi hayvanlarından kaynaklanan metan emisyonlarının %25 azaltılması, dünyadaki tüm balıkçılığın sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini sağlamak, herkes için güvenli ve uygun fiyatlı içme suyu ve gıda atıklarının yarıya indirilmesi.
Planın bazı uzmanların savunduğu gibi et vergisi çağrılarını içermeyeceğini ifade eden Torero, ancak şeker, tuz ve işlenmiş gıdaların vergilendirilmesine yönelik tedbirlerin ve daha iyi gıda etiketlemesinin değerlendirileceğini söyledi. Torero, daha fazla iklim finansmanının tarıma ayrılması gerektiğini ekleyerek, bugün itibarıyla iklim finansmanı kaynaklarının daha verimli bir şekilde kullanılmasını talep etti.
IPES-Food (Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Uluslararası Uzmanlar Paneli) uzmanı Emile Frison şunları söyledi: “FAO, aşırı açlığı ve küresel ısınmaya yol açan sera gazlarını ortadan kaldırmaya yönelik bir plan hazırlamaya çalışıyor ki bu ilk adım alkışlanmalı. Özellikle adil geçiş vurgusunun yapılması hiç kolay değil.”
Frison, planın yeterince ileri gitmediğini de belirtti “Bu taslak, mevcut endüstriyel gıda sistemindeki artan değişikliklere büyük önem veriyor. Ama bu doğayı mahveden, çevreyi kirleten, milyonlarca insanı aç bırakan hatalı bir sistem. Verimliliği ön planda tutan bu tekliflerin bizi, içinde bulunduğumuz yüksek kirlilik, yüksek fosil yakıt ve yüksek açlıktan kurtarmaya yetmesi pek olası değil” cümleleri ile dile getirdi.
Frison, gelecek aşamalarda daha radikal önerilerde bulunulması yönünde ise şu çağrıyı yaptı; “Bu sürecin sonraki görüşmelerde çeşitliliğe, daha kısa tedarik zincirlerine ve tarımsal ekolojiye daha fazla vurgu yaparak ve bir avuç şirketin dayattığı büyük güç eşitsizlikleriyle mücadele ederek statükonun gerçek bir dönüşümünü önermek adına çok daha ileri gitmesi gerekecek. Bu, ne yetiştirdiğimizi ve yediğimizi tanımlar.”
Avrupa İklim Vakfı üyesi ve Oxford Smith Okulu’nun kıdemli ortağı Ruth Davis, “Dünyanın, bizi gıda sistemleri için daha adil, daha dirençli ve sürdürülebilir bir geleceğe yönlendirecek bir yol haritasına acilen ihtiyacı var” derken, FAO’nun yaptığı başlangıcı yararlı gördüğünü ancak ihtiyacımız olan hedefe bizi götürmediğini aktardı.