Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları arasında yer alan 'Ailem Dağılmasın' kitabında boşanan çiftlere 'özel hayata saygı' önerisinde bulunuldu.
Diyanet İşleri Başkanlığı, "Ailem" konulu 11 kitaptan oluşan seri yayına imza atarken, bunlar arasında yer alan "Ailem Dağılmasın" isimli kitapta, boşanma aşamasında olan çiftlere ayetler ve hadisi şeriflerle desteklenen öneri ve uyarılarda bulunuldu.
Aile içi şiddet karşısında Hz. Muhammed'in tutumunu örnekleyen bir kıssa ile başlayan kitapta şu ifadelere yer verildi:
"Ashabına öfke kontrolü hakkında ipuçları öğretir, kendisi de engin bir sabır ve şefkatle onlara örnek olurdu. Ama Sabit Bin Kays o gün öfkesine hakim olamamış ve eşiyle tartıştığında onu dövmüştü. Yaşadıklarını gizlemeyen eşi Cemile, öteden beri şikayetçi olduğu evliliğini artık sürdürmek istemediğini söyleyince, Peygamberimiz, Sabit'i çağırdı ve eşini boşamasını istedi. Allah Resulü, şiddete müsamaha göstermemiş, ikazları dikkate almayan Sabit'i affetmemişti."
Kitapta, "evlilikte dikkate alınmayan ve çözülmeyerek ertelenen sorunlar", kendiliğinden büyüyen ayrık otlarına benzetilirken, evlenen her insan da "bahçesine emek vermesi, zaman ayırması ve sevgi göstermesi gereken, çiçeklerini zararlılardan korumakla yükümlü olan bir bahçıvan" olarak tanımlandı.
Kitapta, Hz. Muhammed'in evlilikte iki tarafın da sorumluluğuna dikkati çektiği hadisi şerifleri paylaşıldı. Erkeklere, "Kadınlar hakkında Allah'tan korkun çünkü siz, onları Allah'ın emaneti olarak aldınız ve Allah'ın adını anarak (nikah kıyıp) onları kendinize helal kıldınız." hadisi şerifi ile uyarıda bulunulurken, kadınlara ise "Geçerli bir nedeni olmaksızın boşanmayı talep eden kadının, cennetin kokusunu alamayacağı" hadisi hatırlatıldı.
Eşlerin, yaşadığı sorunları gizlemeye çalışmaması önerisinde bulunulan kitapta, "Mutlu evliliğin temelinde, yaşadığı sorunları gizlemeye çalışan ve birbirlerine kızmayan eşler değil, kırgınlıklarını ifade eden, sorunlarını yıkıcı değil de yapıcı tartışmalara dönüştürebilen eşler vardır. Aile içi ilişkilerde ortaya çıkan problemler evliliği sarsan bir kavgaya dönüşmediğinde, anlaşmazlık durumlarında duygular özgürce ifade edilebildiğinde, eşler çözüm arayışında iş birliğine gittiğinde sorun aşılır. Hatta bu durum evliliğin güçlenmesine, eşlerin birbirlerine daha çok bağlanmasına ve güvenmesine imkan sunar" ifadelerine yer verildi.
Boşanmanın "Allah'ın hoşlanmadığı bir helal" olduğu vurgulanan kitapta, ancak "evin cehenneme, eşlerin zalime dönüştüğü bir anda kurtarıcı" olduğunun altı çizildi.
Boşanma kararının farklı bakış açılarından ve iletişim problemlerinden kaynaklanması durumunda ilişkiye zaman ayırmakta, yeniden bir şans vermekte ve olumluya odaklanmakta fayda olacağına dikkat çekilen kitapta, iki taraf açısından da kabul görmüş kişilerin arabuluculuğunun önemine değinildi. Kitapta, Hz. Muhammed'in de aile içi huzursuzlukların sona ermesi için hakemlik yaptığı, tarafları dinleyip aralarını bulmak için gayret sarf ettiği belirtildi.
Uzman desteğine ihtiyaç duyulan problemler yaşandığında ise profesyonel yardım almanın, bir ailenin "çözümsüzlük" yanılgısıyla dağılmasını önleyebileceği kaydedilen kitapta, aile danışmanı ya da boşanma terapistine başvurulması önerildi.
"Boşanmayla eşler birbirinden ayrılır, oysa çocuğun yuvası yıkılır" değerlendirmesine yer verilen kitapta, bir çocuğun varlığı söz konusu olduğunda, evlilik sonlandırılsa da arada bir bağ olduğu gerçeğinin hep hatırlanması gerektiği üzerinde duruldu.
Kitapta yer verilen "Çocuğu anne babadan ayırmak, eşe değil, çocuğa verilen bir cezadır" görüşü, Hz. Muhammed'in "Kim anneyi yavrusundan ayırırsa, Allah da kıyamet günü onu sevdiklerinden ayırır" hadisi şerifi ile desteklendi.
Boşanma gerçekleştikten sonra eşlerin özel hayatın gizliliğine verdikleri önemi devam ettirmesi gerektiğine vurgu yapılan kitapta, "Kıyamet gününde, Allah katında konumu en kötü olacak insanlardan birisi, eşi ile beraber olup da onun (özel hayatına ilişkin) sırlarını yayan kimsedir" hadisi şerifine yer verildi.
Eşlerin boşandıktan sonra birbirlerinin özel hayatına karışmaya hukuki ve ahlaki bakımdan hakkı bulunmadığı gibi, dini açıdan da böyle bir yetkisinin söz konusu olmadığının altı çizilen kitapta şu ifadelere yer aldı:
"Bilhassa erkeğin eski eşi üzerinde hala söz sahibi olduğuna inanması, Cahiliye döneminden kalan ilkel bir zihniyeti temsil etmektedir. Zor kullanarak ve taşkınlık yaparak eski eşinin bir başkası ile evlenmesine engel olmaya çalışan kimse, Allah Teala'nın ikazıyla karşı karşıya kalacaktır; 'Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman, aralarında aklın ve dinin gereklerine uygun olarak güzellikle anlaştıkları takdirde, başka eşlerle (yeniden) evlenmelerine engel olmayın. Bununla içinizden Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilmektedir. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.' (Bakara 2, 232)"