Evlenmek kadar güzel olmasa da, boşanmak da artık medeni hukukun temelinde birbiriyle geçinemeyen, birbirinin yaptıklarına katlanamayan ve birlikte hayata devam etmeye tahammülü kalmayan çiftlerin başvurduğu doğal yöntem.
Hatırlarım bir dönem Türkiye’de boşanma sayısında İzmir rekorlar kırıyordu.
Şimdiler de ilk üçün içinde her zaman yerini koruyor.
Hal böyle olunca da boşanma konusunda ilklerin yaşandığı şehir de İzmir oluyor.
Nice boşanma davalarını, kişilerden daha çok konularıyla ve kararlarıyla ilgili haberler yaptım.
Haberlerin temel amacı da boşanma konusunda kişilerin haklarını bilmeleri, boşanmanın nedenlerini bilmeleriydi.
Nitekim yıllar geçtikçe artık çiftler bırakın boşanma aşamasını öncesinde bile ola ki boşanırsak diye evliliklerde sözleşmeler yapıyor ve tedbirler alıyor.
Yargıtay Genel Kurulu aldığı bir kararla içtihat haline gelen bir uygulamaya imza attı.
Boşanan çiftlerden iştirak nafakası veren, bu genelde erkek tarafı oluyor, iştirak nafakasının verirken niye verdiğini, neden verdiğini belirttiği gibi bunu iştirak nafakası içinde olduğunu belirtmek zorunda.
“iştirak nafakası”, velayet hakkı kendisinde bırakılan eşe, diğer eşin çocuğun bakım ve eğitim giderleri için ekonomik gücü nispetinde yaptığı katkıdır.
İştirak nafakası ödeyen kişi, çocuğunun eğitimi için, okul taksiti, servis ücreti vs gibi harcamaları iştirak nafakası içinde, yani katkı payının içinde göstermez ise ödemesi gereken iştirak nafakasını ödemiş kabul edilmiyor.
Yani okul taksiti, servis ücretini ödemesiyle kalıyor bir de ayrıca belirlenen iştirak nafakasından dolayı borçlu oluyor.
Hukuk bu!
Karar bu!
Ödedim, daha neler ödedim, daha neler ödeyeceğim diye bir söylemi kabul etmiyor.
Ödediysen neyi ödediğini, neden ödediğini ve niye ödediğini açıklamalı olarak belirtmek zorundasın.
Çocuk senin olabilir, masrafları başının üstünde olabilir ama Yargıtay diyor ki, çocuğunun masraflarını bile ayrıntılı yazarak tespit etti, belgelendir.
‘Fazlasını ödedim’ diye tepki verme!
‘Canımı mı alacaksınız?’ diye isyan etme!