Uzmanlar ise bu konuyu onaylıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Can Ergün; “Fazla şeker alımı obezite, diyabet gibi hastalıklara zemin hazırlar. Bu hastalıklarla kanser arasında da kuvvetli bir ilişki bulunmaktadır” dedi.
Araştırmalara göre meme kanseri sıklığı son 20 yılda 2,5 kat artış gösterdi. Günümüzde her 8 kadından birine meme kanseri teşhisi koyuluyor. Yapılan araştırmalar ise kanserin birinci sıradaki sebebinin şeker tüketimi olduğunu söylüyor. Şeker kilo alımına etki ederken, kilo alımı vücutta yağ dokusunun artmasına ve meme kanserini tetikleyen östrojen hormonu yapımının artışına neden olabiliyor.
Konu ile ilgili açıklama yapan Yrd. Doç. Dr. Can Ergün; “Türk toplumu olarak sık tükettiğimiz çay, hamur işleri, tatlı gibi yiyecek ve içeceklerde kullandığımız rafine şekeri, kanseri davet eden gıdaların başında gelmektedir. Rafine şekerin de içerisinde bulunduğu hazır ürünlerin şeker miktarları ve katkı maddeleri içermesi yönünden tercih edilmemesi gerekmektedir. Bu ürünlerin içeriği kanser için risk oluşturmakta olup, yüksek kalori içerikleri sebebiyle de kanser gibi pek çok kronik hastalığa yol açabilmektedir” dedi.
Can Ergün kanserin doğmasına sebep olan diğer önemli risk faktörlerini ise şöyle sıraladı;
“Dünya Kanser Araştırmaları Kuruluşu’nun 2017 raporuna göre menopoz öncesi ve sonrası dönemde meme kanseri oluşum riskini alkollü içeceklerin tüketimi artırmaktadır. Menopoz sonrası dönemde ise alkollü içeceklerin tüketimi ve vücut yağındaki artış (her 5 kg artış meme kanseri riskini %15 artırır) meme kanseri için risk oluşturmaktadır. Özellikle ergenlik döneminde standartlara göre fazla boy uzaması da meme kanseri için önemli bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Bunların yanında; stres, hareketsiz yaşam, sigara tüketimi, geç menopoza girmek, uzamış hormonal tedaviler, hiç doğurmamış olmak veya ilk doğumu 30 yaşından sonra yapmak, genetik ve çevresel faktörler de diğer sebepler arasındadır.”
Meme kanserli kadın sayısı 2016 yılında 71 bin kişiye ulaştı
Her geçen yıl Türkiye’de meme kanserine yakalanma oranlarının yükseldiğini de vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Can Ergün; “Bunun önüne geçilebilmesi için öncelikle toplumun kendi içinde meme kanseri risk faktörlerini ortaya koyması, tarama programlarının yaygınlaştırılması ve bu konuda toplumsal bilincin oluşması sağlanmalıdır” diyerek dikkat edilmesi gereken maddeleri de şu şekilde sıraladı;
-Brokoli, ıspanak gibi yeşil yapraklı bitkilerin yanı sıra mantar, ceviz, pişmiş domates, nar, yeşil çay, somon balığı, yumurta, zerdeçal, şeftali ve kuşkonmaz gibi besinleri hafta da 2 kere tüketmek.
-Yağda kızartma ve mangal yönteminden ziyade çoğunlukla ızgara, fırın, haşlama, buharda pişirime yöntemleri tercih etmek.
-Düzenli fiziksel aktivite. (Haftada en az 150 dakika orta düzeyde tempolu yürüyüş ve ya bisiklete binme, hafta da en az 75 dakika ağır düzeyde koşma ve yüzme)
-Sağlıklı kiloda olmak ve bu kiloda kalmak.
-Anneler için; en az 1,5 - 2 yıl emzirmek
Erkeklerde meme kanseri daha tehlikeli
Son olarak da erkeklerde görülen meme kanserine de değinen Can Ergün, “Meme kanseri sadece kadınları ilgilendiren bir hastalık gibi algılanıyor ancak erkekler açısından da risk taşıyor. Meme kanseri vakalarının % 1’ini erkek meme kanserleri oluşturuyor. Uzmanların erkeklerde görülen meme kanseriyle ilgili dikkat çektiği bir nokta da meme kontrolünün önemsenmemesi nedeniyle genellikle teşhiste geç kalındığı, dolayısıyla tedavi başarısının da düşük olabileceği yönünde. Erkek meme kanserlerinde genetik ailesel yatkınlıklar ya da östrojen hormonunun normalden yüksek olması kansere yakalanma nedenleri arasında yer alıyor” diyerek sözlerini tamamladı.