Başbakan Binali Yıldırım, “Çocuklarımızı, kızlarımızı terörün pençesinden kurtardık, tekrar kazandık. Onları ihanet şebekelerinin ağlarına bir daha teslim etmeyeceğiz. Hiçbir annenin, evladının arkasından gözyaşı dökmesini istemiyoruz. Hiçbir babanın evladından dolayı başının öne düşmesini istemiyoruz. Bu cennet vatanın hiçbir evladını teröre feda etmek istemiyoruz” dedi.
Başbakan Yıldırım, Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi'nde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Dünya Kadınlar Günü programında konuştu. Konuşmasında İslam’ın kadına çok büyük bir değer verdiğini kaydeden Yıldırım, “Türk kadını tarihimizin en eski dönemlerinde bile hanların, hakanların, cengaverlerin önünde saygıyla eğildikleri bir şeref abidesidir. Dinimiz İslam’ın kadına verdiği kıymet hiçbir dinde mevcut değildir. İslamiyet’in ilk şehidi kadındır. Hz. Sümeyye. Geleceğimizi emanet ettiğimiz kadınlarımızın ülke yönetiminde söz sahibi olması çok önemlidir. 1934 yılında kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı tanındığında hiçbir ülkede bu hak yoktu. Bu hakkın verilmesiyle beraber Gazi Mustafa Kemal Atatürk; ‘Bu millet terbiyeyi aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her bir devrin adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir’ demiştir. Kadınlarımızın çalışma hayatında, üretimde daha fazla yer alması sosyal hayatın kadın zarafetiyle şekillenmesi anlamına gelmektedir. Kadının elinin değdiği her yerde her zaman bir itina vardır. Bu itinanın ev ortamından iş ortamına kadar her zaman, her yerde korunmasına erkeklerin ayrı bir özen göstermesi icap eder. Bir erkeği eğitirseniz, bir kadını eğitirseniz; bir nesli kurtarmış olursunuz. Bu bağlamda elbette ki kız çocuklarımızın eğitimi, onların küçük yaşta hayata hazırlanması hem devletin hem de ailelerin görevidir. Toplumun ve ailenin kalkınması için birlikte çalışan kadınımız, erkeğimiz hep birlikte istiklal ve istikbal mücadelesini cephede de omuz omuza vermiştir” diye konuştu.
15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi kadınların vatan, bayrak, gelecek için canı pahasına mücadele ettiğini söyleyen Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Milli irade destanının yazıldığı o gece ay yıldızlı bayrak yere düşmesin, ezanlar dinmesin diye 11 kadın kahramanımızı şehit verdik. Onlarca kadınımız gazi oldu. Bugün Afrin’de görevi başındaki kadın subaylarımız, askerlerimiz çok ama çok kritik noktalarda büyük başarılar elde ediyorlar. Kendilerine vatan mücadelesi için terörle amansız mücadelede gösterdikleri gayretlerden dolayı millet olarak şükranlarımızı sunuyoruz.”
“Kadın emektir, huzurdur, güvendir, merhamettir, barıştır”
Gerçekleştirilen sosyal politikalar sonucunda kadınların erkeklerle birlikte her alanda sorumluluk aldığını söyleyen Yıldırım, “Ülkemizde çalışma hayatının verileri kadınlarımız bakımından yüz ağartıcıdır. Kamuda çalışanların yüzde 40’ı, hakim ve savcılarımızın yüzde 31’i, avukat, mimar, öğretim görevlilerinin yüzde 44’ü, bankacılık sektöründe çalışanların yüzde 51, 249 büyükelçiden 51’idir. Şu anda ülkemizdeki büyük şirketlerin birçoğunda kadın yönetici var. Kadın emektir, huzurdur, güvendir, merhamettir, barıştır. Bu bilinçle, geleceğimiz olan kız çocuklarımızın istikbalini teminat altına almak için gayret ediyoruz. Bugün kız çocuklarımızda okullaşma oranı ilköğretim de yüzde 92’nin üzerine çıktı. Ortaöğretimde yüzde 82’yi geçti. Bu oranlar 2002 yılıyla karşılaştırıldığında iki kattan fazladır. Yaklaşık 3,5 milyon kızımız üniversitede okuyor. 28 Şubat sürecinde üniversite kapısından dolayı geri çevrilen, yaşam tarzından dolayı, başörtüsünden dolayı en temel hakları ellerinden alınan Türkiye’den bugün 3,5 milyon Türk evladını üniversitede okutan bir Türkiye var. Üniversitede okuyan kız öğrencilerin sayısı erkeklerden fazla. Bu da önemli bir gelişme. Gelecek tehdit altında. Bu işin latifesi. Bu başarıda kadınlarımızın büyük katkısı var. İnsanımız dünyanın hiçbir ülkesindeki insanın gerisinde olmasın istiyoruz. Bilginin, üretimin önündeki bütün engeller kalksın istiyoruz. Bugün ki dünyanın bizim evlatlarımızın aklına, vicdanına ve kültürüne ihtiyacı var. Adalet temelinde yükselmeyen bir vahşi uygarlık ne yazık ki insana saadet ve huzur vermiyor. Akraba ve komşularımız başta olmak üzere bizim insanlığa karşı önemli görevlerimiz var. Bunun için her şeyi daha iyi ve daha güzel yapmak zorundayız” dedi.
“Memleketimize bahar geldi”
Türkiye’nin pırlanta gibi çocuklarının bir kısmının geçmişte yok olduğunu vurgulayan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
“Onların kanlarına girdiler ve bazılarını vatansızlaştırdılar ama bizim kitabımızda umutsuzluğa yer yok. Çocuklarımızı, kızlarımızı terörün pençesinden kurtardık, tekrar kazandık. Onları ihanet şebekelerinin ağlarına bir daha teslim etmeyeceğiz. Hiçbir annenin, evladının arkasından gözyaşı dökmesini istemiyoruz. Hiçbir babanın evladından dolayı başının öne düşmesini istemiyoruz. Bu cennet vatanın hiçbir evladını teröre feda etmek istemiyoruz. Vaktiyle Anadolu’nun yoksul çocuklarını rehin alan bu cinayet şebekeleri bundan böyle hiçbir evladımızın kanına giremeyecek, aklını, ruhunu satın alamayacak. O ihanet şebekelerini kırdık ve Türkiye’yi yeniden istikrara kavuşturduk. Bölücü terör örgütü, FETÖ terör örgütü, DEAŞ terör örgütü adı ne olursa olsun ülkemizin gençlerini bundan böyle zehirleyemeyecek. Türkiye bir daha o kaos, karanlık dolu günlere geri dönmeyecek. Bu ülke Çanakkale’den, İstiklal mücadelesinden, 27 Mayıs’tan, 12 Eylül’den, 20 Şubat’tan ve 15 Temmuz’dan geçerek bugünlere geldi. O kara bulutlar artık dağıldı. Memleketimize bahar geldi.”
Kadının Güçlenmesi ve Strateji Belgesi Ulusal Eylem Planı hakkında ise Yıldırım, “2018-2023 dönemini kapsayan eylem planı bugüne kadar yapılanların üzerine yeni düzenlemeler, hizmetler getiriyor. Bu plan ile 16 yılda yaptığımız bütün yasal düzenlemeleri hayata geçirdiğimiz projeleri bir anlamda taçlandırmış olacağız. Her alanda hükümetimiz 2023 yılında Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışır şekilde bütün alanlarda hazırlıklarını kesintisiz sürdürüyor. Bu eylem planıyla fırsat eşitliğinde bir adım daha atmış olacağız, sunduğumuz hakları, imkanları daha da arttıracağız. Bu sayede 2023 yılına doğru giderken yürüttüğümüz çalışmaları da aynı hızla tamamlamış olacağız. Eylem planını oluşturan temel politikaları şöyle sıralayabiliriz; eğitim, sağlık, ekonomi, yetki ve karar alma mekanizmalarına katılım, medya. Hedeflerden sadece birkaçına değinmek isterim. Eğitimde kız çocuklarının okullaşma oranını yüzde 100’ e çıkartacağız. Kadın erkek fırsat eşitliği konusunda farkındalığı anlatacağız. Hükümetlerimiz döneminde TBMM’de kadın erkek fırsat eşitliği komisyonunu biz kurduk. Kadınlarımıza sunulan sağlık hizmetlerini daha da geliştireceğiz. Daha sağlıklı bir yaşam için önleyici hizmetlerle sağlığın korunması ve farkındalık eğitimlerini yaygınlaştıracağız. Kadın işverenlerin ve kendi işinin sahip olan kadınlarımızı arttıracağız. Bilgi, iletişim sektörü, geleceğin teknolojilerinde kadın istihdamını daha da arttıracağız. Kayıt dışı istihdamda da kadınlar başta olmak üzere azaltılması için kapsamlı bir mücadele vereceğiz. Yetki, karar alma mekanizmalarında kadın temsili bu dönemde daha artacak. Varolan istihdam artışında kadın oranı artacak, bunun için bazı imtiyazlar getirdik. Bunları önümüzdeki yıllarda devam ettireceğiz. Son 10 yılda kadın istihdam artışında bütün Avrupa Birliği üyelerinin oluşturduğu istihdamın üzerine çıktık. Hem sayı olarak hem de oran olarak onları geride bıraktık. Bütün bunları yeterli görmüyoruz. Özellikle özel sektörün sahip olduğu rolü daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Medyada kadın temsilini, kadın konusuna duyarlılığı daha da yaygınlaştırıcı hem uygulamalar hem de düzenlemeleri devam ettireceğiz” açıklamasını yaptı.