Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam, Kanser istatistiklerine göre sigara içme oranında düşmeler gözlense de erkeklerde görülen en sık ve en ölümcül kanserin akciğer olduğunu belirterek, "Dünya genelinde her yıl ortalama 18 milyon insana kanser teşhisi konuluyor ve bu vakaların iki milyondan fazlasını akciğer kanseri oluşturuyor."dedi.
Prof.Dr. Sağlam, Türkiye’de kanser istatistiklerine göre, akciğer kanseri erkeklerde birinci, kadınlarda beşinci sırada görüldüğünü kaydetti.
Akciğer kanserinin en büyük nedeninin sigara olduğunun altını çizen Prof.Dr. Esra Kaytan Sağlam, “Sigara kullanımının azaltılmasına yönelik önlemler artmakta ancak endüstrinin değişik platformlarda yaptığı çalışmalarla genç nüfusta sigara kullanımının arttığına ve sigaraya başlama yaşının düştüğüne yönelik bilgiler bulunmaktadır. Ancak, akciğer kanseri oluşumunda sigara tek neden değildir. Nargile, pipo, puro, gibi diğer tüm tütün ürünlerinin kullanımı ya da pasif içicilik yoluyla bunlara maruz kalmak büyük ölçüde risk oluşturmaktadır.”diye konuştu.
Hava kirliliği
Prof.Dr. Sağlam, özellikle asbestin Türkiye’de akciğer kanserine yakalanmada önemli risk faktörlerinden biri olduğunu belirtti.
Akciğer kanserine etki eden faktörlerden birinin de hava kirliliği olduğunun altını çizen Prof.Dr. Sağlam, “ Sanayileşmiş bölgelerde yaşayanlar ve egzoz gazına yoğun biçimde maruz kalanlar, akciğer kanserinin gelişmesine zemin hazırlayan polisiklik aromatik hidrokarbonlarına (PAH) çok daha fazla maruz kalmaktadır. Bu etkilerden korunmak için önerilen şey, mümkün olduğunca endüstriyel bölgelerde ikamet etmemek ya da yoğun trafik merkezlerinden uzakta kalmaktır.”dedi.
Belirtileri
“Erken evrede yakalanan akciğer tümörleri ile akciğer kanserinden ölüm oranının yüzde 20 azalabildiğine dikkati çeken Prof.Dr. Sağlam, “ Ülkemizde tarama programları olmamakla beraber en azından sigara içen riskli kişilerin düzenli doktor kontrolü, gereğinde düşük doz BT yaptırmaları, geçmeyen öksürük, balgam, sebepsiz kilo kaybı, halsizlik gibi şikayetlerini önemseyerek tetkiklerinde gecikmemeleri önerilebilir.”ifadelerini kullandı.
Sporun önemi
Egzersizin, kanserden koruma kadar hastalığın sürecinin iyi yönetilmesine olumlu etkisi olduğunu bildiren Prof.Dr. Sağlam sözlerini şöyle tamamladı: “Kanser hastalarına yürüyüş ve yüzmeyi tavsiye ediyoruz. Günde 4 kilometre yürüyüşün özellikle kalın bağırsak, meme ve prostat kanseri hastalarında olumlu etki yaptığına yönelik çalışmalar bulunuyor. Ancak, koşmayı tavsiye etmiyoruz. Haftada 6 gün, günde 30 dakika orta hızda yürümek ve giderek tempoyu artırmak faydalıdır. Hedef minimal kasları çalıştırarak egzersiz yapmaktır. Bunun yanında nefes egzersizlerinin de hastanın ruhsal durumunun düzeltmesinde faydalı olmaktadır.”