Eşlik etmek istiyor yüreğim, yüreğine. Bu deviri bozuk alemde bir sana inanmıştım, bir de bu yeryüzünün sahibine.
Söndürdüğün yerden beni yine yaksana!
Yüreğimin sokaklarında yaralı bir it gibi koşturuyorum, bir köşesinden başka bir köşesine, hıncahınç seninle dolu olan yüreğimin sonunu sorma bana. Sonrası bir mermer parçası, bir tutam toprak.
Ölmeden mezara koymasana!
Sancıyla kıvranıyorum sesizliğin boşluklarında. Kan ter içinde kalsamda, yine seni içiyorum susuzluğumda.
Yetmiyor.
Sensizlikten kurutmasana!
Kaç milyon yıl sığdı yokluğuna, kaç mevsim sığdı, kaç kara kışın sonunda dondum sensizken.
Bu genç yaşımda daha fazla yaşlandırmasana!
Senin ellerini hiç bırakmadım ben. Sağım neresi, solum neresi hep karıştırsamda, içimde senin olduğun yeri çok iyi bildim.
Artık olduğun yeri kanatmasana!
Her acıya katlanabilse de yüreğim, gözlerimin baktığı yerde göremezse seni, sırf bu yüzden hayata yenilebilirim.
Güldürmesene acıları.
Kaybedenlerin arasına yazdırmasana adımı!
Bu şiir de gizli öznem yok; her kelimem sana, her cümlem sana.
Bak yine çok konuştum.
Ben söylemeden seni nasıl özlediğimi, bir kerede sen anlasana!