Merhaba değerli Medya Ege okuyucuları!
Bugün benim için özel bir gün. Böylesine özel bir günde sizlerle buluşmak istedim. İçim kıpır kıpır, ruhum sanki kanatlanmış gibi. Sabahın güzelliğini, havanın ferahlığını içimde hissediyorum.
Bugün 6 Mayıs...
Sene 1990. Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bir kız çocuğu doğuyor. Öğretmen bir ailenin ilk evladı olarak açıyor gözlerini bu dünyaya. Adını babası koyuyor. Daha 90'larda bile kız çocuğu pek sevilmez iken özellikle babası tarafından çok seviliyor Aysel. Evet bu kız çocuğunun adı Aysel...
Sevgi dolu ve ilker bir ailede büyüyen Aysel, öğretmen anne babasından aldığı eğitimlerle üniversiteyi kazanarak Edebiyat öğretmeni oluyor. Ailesinden aldığı sevgiyi hep başkaları ile paylaşan bu küçük kız bugün bir yazar olarak hayatının 31. baharına adımlıyor. Bir kız annesi olan yazar Aysel Ateş Abdullazade bugün siz değerli okuyucuları ile küçüklüğüne seyahat etti.
Sevgili okurlar! Sevgili insanlar!
Bugün benim doğduğum gün, dünyaya geldiğim o gün.
6 Mayıs...
Hayatımdan hiçbir zaman şikayetçi olmadım. 31yıllık ömrümde iyi ve kötü, zor ve imtihanlı, kahkahalı ve gözyaşı ile geçen çok güzel anılarım, günlerim, saatlerim oldu. İyiye gülüp, kötüye ağladım. Olması gerektiği gibi. Üzüldüm, düştüm, kalktım, çabaladım, yürüdüm, koştum ve bugüne geldim.
Bir kadın olarak doğduğum için çok mutluyum. Kadın olmanın güzelliğini yaşayabildiğim için kendimi şanslı buluyorum.
Ömür yolumda anneliği tattığım için daha çok mutluyum. Kendimden sonra bu dünyaya bir kadın daha yetiştirmek, sunmak bence kadının en ali, en yüce vazifesidir. İyi ki bu vazifeye layık olmuşum.
Kendim olduğum için çok mutluyum. İyi ki Aysel olmuşum, iyi ki Aysel Ateş Abdullazade imzasına sahip olmuşum.
Tüm duygularım, içtenliğim, başarılarım, başarısızlıklarım, benliğim, kimliğim, arzularım, hedeflerim, varlığım için aileme ve sevdiklerime teşekkür ediyorum! İyi ki!