Akıllı telefon, tablet ve bilgisayarların kullanımının artmasından sonra yeni bir hastalık türü olan dijital göz yorgunluğu "çağın hastalığı" olarak nitelendiriliyor.
Hastalık hakkında bilgi veren Koru Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Burak Turgut, hastalığın bilgisayar kullanımı sırasında ortaya çıktığını ve bilgisayar kullanımıyla da ilişkili olduğunu söyledi.
Hastalığın sadece bilgisayar kullanımıyla değil; tablet, oyun konsolu, akıllı telefon, elektronik kitap okuyucu gibi ekranlı cihazların aşırı kullanımıyla da ortaya çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Burak Turgut, "Dijital bir ekranı izlemek basılı bir sayfayı okumadan farklılık göstermektedir. Gazete, dergi veya kitap gibi basılı materyallerde bulunan harfler ve şekiller genellikle belirgin sınırlı koyu siyah karakterlere ve arka plan ışıktan önemli derecede daha fazla kontrasta sahiptirler. Sağlıklı gözlerde odaklanma sorunlarına yol açmazlar. Ancak ekranda bulunan harf veya karakterlerin arka planlarından ayrımı sağlayan kontrastları ve keskin sınırları yoktur. Çünkü merkezlerinde en parlak olarak görülürken kenarları daha silik görülür. Ayrıca, ekrandaki parlama ve yansımalar da görüşü güçleştirir. Bu nedenle, ekrandaki karakterler odaklanmak ve odaklanmayı sürdürmek gözler için zordur. Bu zorluk gözlerde yorgunluk ve ilişkili şikayetleri ortaya çıkarır" dedi.
"Uzun süreli olarak kasların kasılması hastalığa katkıda bulunmaktadır"
Dijital göz yorgunluğunun görme ile ilgili belirtilerinin bulanık görme, gözlerde yanma hissi, kızarıklık, sulanma, göz ağrısı ve rahatsızlığı, odaklanma zorluğu, çift görme, kuru göz belirtileri ve göz yorgunluğu olduğunu belirten Prof. Dr. Burak Turgut, baş ağrısı, boyun ve el bileği ağrılarının da bu hastalığın diğer belirtileri olduğunu ifade etti.
Dijital göz yorgunluğu hastalığının, bilgisayar kullanıcılarının yaklaşık yüzde 90’ında ortaya çıktığını ve özellikle günde 7-8 saat gibi uzun süreli olarak ekranlı cihazlarla çalışan veya vakit geçiren bireylerde daha sık görüldüğü belirten Koru Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Burak Turgut, "Yakındaki cisimleri veya yazıları net görebilmek için gözlerimizin yakına odaklanması gerekmektedir. Bunu sağlayan göz içi ve göz dışı kaslarımızdır.
Uzun süreli olarak bu kasların kasılması hastalığa katkıda bulunmaktadır. Yakına bakıldığında ve bir cisme odaklanıldığında, dikkat verildiğinde hem odaklanma hem de göz kırpma sayısında azalma meydana gelmektedir. Bu durum kornealarımızın daha fazla açıkta kalmasına ve daha fazla kurumasına yol açmaktadır. Ayrıca klimalar, aşırı sıcak ve aşırı soğuk ortam, ortamdaki nemin azlığı, tedavi edilmemiş kırma kusurları, odaklanma sorunları, yanlış oturma pozisyonları da olaya katkıda bulunmaktadır" diye konuştu.
"Ekran mümkün olduğunca uzakta olmalıdır"
Dijital göz yorgunluğunun tedavisinde kırma kusurlarının düzeltilmesi, gözlük kullanılması ve göz kuruluğunun tedavisinin öncelikle yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Burak Turgut, ayrıca hastalık riski ve ilişkili görme şikayetleriyle ilgili bazı önlemler alınarak azaltılabildiğinin altını çizdi.
Göz ile ekran arası mesafenin 50-70 santim arasında ayarlanması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Burak Turgut, "Bu pratik olarak yaklaşık bir kol mesafesine denk gelmektedir. Ekran mümkün olduğunca uzakta olmalıdır, görme için puntolar büyütülmelidir. Ekranın orta noktasının seviyesi gözlerimizin düz karşıya bakış hizasının yaklaşık 10-15 santim aşağısında olmalıdır. Bu hem kornealarımızın daha az havayla karşılaşmasını ve daha az açıkta kalmasını hem de gözyaşımızın daha az buharlaşmasını sağlayacağından şikayetleri rahatlatacaktır" önerisinde bulundu.
Çalışılan odadaki aydınlatma seviyesinin artırılması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Burak Turgut, "Çünkü etraftakinden daha parlak ekran ışığı göz yorgunluğuna neden olmaktadır. Bu nedenle baş üzerindeki parlak ışık seviyesi minimum getirilmelidir. Masa lambasının ışığı masa üzerine düşürülmeli, kişi üzerine düşürülmemelidir. Pencere ışığı ya da aydınlatmanın yandan veya kişinin arka tarafından gelişinin ayarlanması yararlı olacaktır. Bilgisayar ekranının pozisyonu da pencereden gelen veya tepe aydınlatmasından gelen ışığın parlama ve yansımaları azaltacak şekilde ayarlanmalıdır. Ekran filtresi parlamaları engellemede kullanılabilir. Ya da jaluzi veya perdeler bu amaçla kullanılabilir. Ekranın kontrastı da monitör ayarlarından azaltılmalıdır. Cam ekranlı cihazlarda parlamalar daha fazla olduğundan, bu ekranlarda mat ekran filtrelerinin kullanılması parlamaları azaltacaktır" açıklamasında bulundu.
"20-20-20 kuralı"
Gözlerin düzenli olarak dinlendirilmesi gerektiğinin üzerinde duran Prof. Dr. Burak Turgut bunun için bir de yöntem paylaştı. Prof. Dr. Burak Turgut yöntemini şöyle anlattı:
"Bunun için basit ve pratik bir kural uygulanabilir. "20-20-20 kuralı." Her 20 dakikada bir 20 feet (5-6 metre) uzaklıktaki bir cisme 20 saniye süreyle bakmak. Yani gözlerimizi yakın odaklanma işleminden uzaklaştırmak. Buna alternatif olarak bilgisayar karşısında çalışılan her 2 saatte 15 dakikalık ara vermek de gözlerimizi rahatlatacaktır. Bilgisayar ve diğer ekranlı cihazlar karşısında çalışırken gözlükler kırma kusurunun tedavisi için kontakt lenslere tercih edilmelidir. Bu kontakt lenslerin daha da arttıracağı göz kuruluğunu önleyecektir. Ortam nemlendirici cihazlar ortam nem oranını yüzde 30-60 arasında ve ortalama, yüzde 45 düzeyinde tutarak göz kuruluğunu rahatlatabilir."
Göz kırpma sayısının bilinçli olarak artırılmasının göz yüzeyinin nemliliğini koruyacağından kuruluk ve ilgili şikayetlerin engellenmesine yardımcı olacağını söyleyen Prof. Dr. Burak Turgut, "Normalde dakikada ortalama 12-14 kez gözlerimizi kırparız. Ekrana odaklandığımızda kırpma sayımız yaklaşık üçte bir ya da yarı oranında azalmakta, göz yüzeyi daha fazla açıkta kalmakta ve bu da gözümüzü kurutmaktadır. Yüksek rezolüsyonlu mat çerçeveli LCD monitörlerin kullanılması, eski CRT monitörlerin bunlarla değiştirilmesi ışık titremelerini en aza indirerek rahatlama yapacaktır" diye vurguladı.
Prof. Dr. Burak Turgut şu ifadeleri kullandı:
"Ekranlı cihazlar, floresan ve LED ışıklar, mavi ışık, yani çok yüksek enerjili kısa dalga boylu görünür ışık (mavi-mor veya eflatun-menekşe renkli ışık olarak ta bilinirler) yaydıklarından netliği ve görsel kontrastı etkileyerek, parlama ve titremelere neden olarak dijital göz yorgunluğuna yol açabilirler. Bu nedenle filtreli gözlükler veya mavi-mor ışık için kaplamalı gözlükler kullanılabilir. Masa üzerine monitörden uzakta bir bölgeye veya klavye üzerine evrak tutucuların yerleştirilmesi, not tutucuların konulması gözlerin zaman zaman ekrandan başka yerlere bakmasını sağlayarak dijital göz rahatsızlığını azaltabilir."