Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Litvanya’ya düzenlediği resmi ziyaret kapsamında mevkidaşı Linas Linkevicius ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu, “Biz insan haklarına ve demokrasiye saygılı bir ülkeyiz. Türk halkı da evrensel insan haklarına ve demokrasiye son derece bağlı bir halktır. Bu nedenle de söz konusu hain darbe girişimini 15 Temmuz gecesinde alaşağı etmişlerdir. Tabi ki bu süreç bizim Avrupa Birliği ilişkilerimize normalleştirmemize katkı sağlayacaktır. Litvanya’ya destekleri nedeniyle çok teşekkür ediyoruz. Tabi ki realist davranıyoruz. Zorlukların farkındayız. Her şey teknik değil, her şey aslında standartlar ve kapıların açılması kapanması ile ilgili değil. Başka AB üyesi ülkelerdeki durum da önemli. Bizim önümüzde birçok aslında engelin teknik ve siyasi olmadığını biliyoruz” dedi.
“BİZİM RUSYA İLE İLİŞKİLERİMİZ AVRUPA, ABD İLE İLİŞKİLERİMİZE BİR ALTERNATİF DEĞİL”
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile her konudaki müzakereye açık olduğunu ifade eden Bakan Çavuşoğlu, “Biz Avrupa Birliği’nin kapılarında 60 yılı aşkın bir süredir bekliyoruz. Hâlâ oradayız. Fakat Türkiye veya Türkiye gibi herhangi başka bir ülke diğer ülke arasında bir tercihe gitmek durumunda olmamalı. Böyle bir lüksümüz yok. Maalesef 16 yıl öncesine kadar Afrika’ya gidemiyorduk örneğin, şu anda Afrika’ya açılan dış politikamız ile birlikte 41 büyükelçiliğimiz bulunmaktadır. Afrika kıtası üzerinde, Latin Amerika’da, Güneydoğu Asya bölgesinde, tüm Avrupa bölgeleri ülkelerinde aynı bölgelerde son derece aktif durumdayız. Onlar o ülkelere gidip faaliyetleri gerçekleştirdiğinde sorun yok fakat Türkiye söz konusu kıtalara erişim sağladığında Türkiye sorgulanıyor.
Türkiye’nin dış politikasında radikal bir değişiklik var mı yok mu diye tartışmalar başlıyor. Bir çok üye devlet Rusya Federasyonu ile daha iyi ilişkiler konusunda girişimde bulundu. Onlar yaptığında sıkıntı yok. Türkiye Rusya ile yakınlaştığında veya bölgesel konularda her zaman sorgulanan ülke konumundadır. Dolayısıyla bizim Rusya ile ilişkilerimiz Avrupa, ABD ile ilişkilerimize bir alternatif değil. Her ne kadar ABD ile şuanda bazı sıkıntılarımız da olsa şuanda bunların üstesinden diplomasi ile gelmeye çalışıyoruz. Türkiye dış politikasını bu bölgede başarılı bir şekilde dengeleyebilir” diye konuştu
“TEHDİT DİLİNİ BİR KENARA BIRAKMAK LAZIM”
ABD kongresinden Türkiye’ye gelen heyetin, S-400’lerden vazgeçilmesi durumunda F-35’lere ilişkin yaptırımların kaldırabileceğine yönelik mesajına ilişkin ise Çavuşoğlu, “Her şeyden önce iki ülke arasında diyaloğun olması önemli. Şu andaki sorunları çözmek için çok çaba sarf ettik. Kongre üyelerinin de Türkiye’ye gelmesi önemli. ABD’de farklı düşünceler, farklı kurumlar pozisyonlar var. Tam bir karmaşa var. Türkiye’nin önemini bilen ve Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesi için çalışan kongre üyeleri de var. Bu temaslar önemli ama artık ilişkileri geliştirmek için tehdit dilini bir kenara bırakmak lazım. Ya da normalleştirmek için kabul edilemez şartlar da koymamak lazım” dedi.
Türkiye’nin şu anda acil olarak hava savunma sistemine ihtiyacı olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, “Bu hava savunma sistemini müttefiklerimizden başta ABD olmak üzere almak istedik. Çaba sarf ettik. Fakat bu ülkeler bize satamadı ya da satmak istemedi. Bizim de acil ihtiyacımız var dolayısıyla biz bir yerden almak durumundayız” diye konuştu.
ABD’nin F-35’lerle ilgili şartlar koşmaya devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, “Herkeste füze var. Bu füzelere karşı kendi ülkemi savunacak sistemi almak durumundayım. Bu benim için bir tercih değil bir zorunluluktur” diye konuştu.
“ABD İLE OLAN TÜM SORUNLARIMIZI İKİ EŞİT ORTAK GİBİ KONUŞUP ÇÖZÜP YOLUMUZA DEVAM ETMEK İSTERİZ”
Türkiye’nin F-35’in ortağı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Zaten bazı parçalar Türkiye’de üretiliyor. Bu çok taraflı bir projedir. Türkiye de bunun bir parçasıdır. ‘Ben istedim Türkiye çıkar’ bu yaklaşım yanlıştır. Uluslararası hukuk var. Kovboy filminde olduğu gibi ben istediğimi yaparım derse o zaman bunun da bir karşılığı olur. Biz ABD ile olan tüm sorunlarımızı iki eşit ortak gibi konuşup çözüp yolumuza devam etmek isteriz. Tek tarafın baskısı ve dayatmasıyla olacak işler değil” dedi.