Merhaba Medya Ege'nin değerli kadın okuyucuları ve o değeri göstermekten hiç çekinmeyen sevgili beyler!
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde sizinle kadını konuşmaktan onur duyduğumu söylemek isterim. Kadın her zaman konuşulan varlıktır. Fakat bugünün anlam ve önemine hitaben kadını her hali ile konuşmak, anlatmak isteği var içimde. Tanrının kadını yaratırken ona verdiği özellikleri sizinle paylaşarak yola çıkıyorum.
"Altıncı günün sonunda Tanrı hala kadını yaratmakta meşgul iken bir Melek ona sordu:
– Ötekini, erkeği çok daha çabuk yaratmıştın, buna niye bunca zaman ayırıyorsun?
Tanrı yanıt verdi:
– Çünkü buna çok değerli, çok farklı özellikler katıyorum; Örneğin yüzlerce parçadan oluşturuyorum.
Ama yine bir bütün olmasını sağlıyorum.
Bu yarattığım bir çok çocuğa aynı anda sarılabilmeli,
Dünyanın her yerindeki çocukları kucaklayabilmeli.
Düşen bir çocuğun kanayan dizini de,
Yaralı bir yüreği de iyileştirebilmeli…
Kendi yaralarını da kendi sarabilecek.
Onu çok yumuşak yaptım. Yumuşak ama aynı zamanda çok güçlü.
Gücünü ve kaldırabileceklerini hayal bile edemezsin…
Yalnızca düşünmeyi değil, hem sağduyusunu kullanmayı,
Aklıyla ve yüreğiyle muhakeme etmeyi,
Hem de mücadele etmeyi,
Düşüncelerini savunmayı,
Sorun çözmeyi de biliyor…
Yanağına dokun, buna gözyaşı denir.
Bu gözyaşı kendini ifade etmeye yarayacak.
Acıyı, kuşkuyu, aşkı, yalnızlığı, onuru, ama aynı zamanda sevinci ifade etmesine yarayacak.
Kadının kendini ifade biçimleri sonsuzdur:
o, sevinci, mutluluğu ve aşkı yakalayıp ,
Sımsıkı sarılmayı bilir…
Haykırmak istediği vakit susabilir;
Sustuğunda çığlığını duyurabilir;
Öfkelendiği vakit gülümseyebilir,
Ağlamak isteyince şarkı söyleyebilir,
Mutlu olunca ağlayabilir,
Korktuğu vakit gülebilir…
O inandığı doğrular için sonuna dek mücadele eder;
Haksızlığa karşı savaşır,
Çözüm yolunu biliyorsa,
‘Hayır’ yanıtını asla kabullenmez.
Bir öpüş, bir sarılış, bir kucak açışla kırık ya da yaralı bir yüreğin onarılacağını bilendir…
Kadının sadece bir hatası var:
Ne kadar değerli olduğunu unutur!"
En değerli yanımız kendimiz, bizim varlığımız olduğu halde bu hayat kargaşasında bunu unutuyoruz. Bu unutkanlık bize pahalıya maal oluyor maalesef.
Örneğin flört zamanı bizi sürekli kısıtlayan, özgürlüğümüze el koyan birini sevgi adı ile tutuyoruz hayatımızda. O kısıtlamalar gün geliyor bizim kafesimiz oluyor. O kafeste çırpınarak ölüyoruz, yada öldürülüyoruz.
Kısa etek giydi diye tecavüz edilen kadınlar, boşanmak isteğini dile getirdiği için darp edilen kadınlar, çocuğuna nafaka talebinde bulunduğu için dövülen kadınlar, çalıştığı için taciz edilen kadınlar, iş saati ile ters orantılı maaş alıp istismar edilen kadınlar bizim yarattığımız durumunun sonucudur. Buna biz izin veriyoruz. Sen, Ben, O...
Lütfen değerimizin farkında olalım ve bu değerden kimseye ödün vermeyelim. Biz kadınlığımız ile bütünüz, biz kadınlığımız ile varız, biz kadınlığımız ile yüceyiz.
Başkasının eğitemediği evlatları biz eğitmekle vazifelendirilmiyoruz. Onların eğitip insan yapamadıklarını biz hiç yapamayız.
Kendi değerinin farkında ol, aziz kadın!
Kadın olmaktan usanmayacağız, bıkmayacağız! Usandıramayacaklar, bıktıramayacaklar!
Tüm dünya kadınlarını kutluyor, kadın emeğin, azmin ve cesaretin simgesidir diyorum.
Türk dünyasının büyük şairi Hüseyin Cavit'in dizeleri ile bitiriyorum yazımı:
"Sen gülersen şu ıssız muhtimiz gülecek, Sürüklenen beşeriyet kadınla yükselecek!"