Geçtiğimiz gün istifa eden CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel'in istifasının ardından siyaset kulislerinde en çok sorulan soru ''Yeni İl Başkanı kim olacak'' sorusu oldu. Gazete Ege köşe yazarı Fareli Köyün Kavalcısı mahlaslı yazar bu konuyu gündeme taşıyarak, köşe yazısında şunları yazdı:
CHP’de kaset yine başa sardı. CHP İzmir örgütü başsız kaldı; kavga başladı. “Başkan A olsun” , “Hayır B olsun” , “C’yi Büyük Başkan istemez”, “D’yi Genel Merkez veto eder”.
Hesaplar… Hesaplar…
9 Ağustos’tan itibaren trafik bir hayli karışık CHP’de… Aylardır partiden içeriye adımını atmayan, hiçbir etkinlikte görülmeyen herkes ortalığa döküldü İl Başkanı arıyor.
Ey CHP’liler sizin İl başkanının kimin olacağından çok daha büyük sorununuz var.
4 Ağustos mitingi göstermiştir ki İzmir CHP’den kopmuştur.
AKP’nin politikalarına karşı sergilediği duruştan taviz vermeyen, Atatürkçü kimliğine sıkı sıkıya sahip çıkan İzmirliler, 14 yıldır adeta Ata’nın mirası olarak gördükleri CHP’nin çatısının altına sığındı. Ama bugün gelinen noktada büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar.
15 Temmuz’dan sonra siyasi arenada ortaya çıkan tablodan bir hayli rahatsız olan İzmirliler mesajlarını 4 Ağustos’ta Gündoğdu’ya gelmeyerek verdi. 4 Ağustos’taki manzara aslında 15 günde oluşmadı. İzmirlilerin rahatsızlığı son birkaç yıla dayanıyor.
İzmirliler Cumhuriyet Halk Partisi’nin Atatürk ilkelerinden giderek uzaklaştığını düşünüyor. Bu düşüncesinde ne kadar haklı olduğu tartışılır. Ancak şu an CHP’nin İzmirlilerin önüne koyduğu tablo böyle görünüyor.
Şimdi CHP İzmir örgütü de, Genel Merkez’de “Başkan kim olmalı?” sorusuna bu tespit üzerinden yanıt aramalıdır. Aksi takdir de 2019 CHP’nin İzmir’de kara yılı olacaktır.
Peki İzmir neden bu kadar önemli?
Çünkü İzmir 14 yıldan bu yana AKP iktidarının karşısında dimdik durdu. Bu duruşuyla da Anadolu’nun en ücra köşesinde dahi ülkenin sürüklendiği karanlığı çaresizce izleyenlerin “umudu” oldu. İzmir 14 yıldır direnç noktasıydı. Bu noktanın kırılması diğer yüzde 50’nin de teslimiyeti anlamına geliyor.
CHP’nin İzmir’deki kadrolarını işte böylesine önemli bir sorumluluğu var.
Ne yazık ki geçen 14 yılda bu sorumluluklarını hakkıyla yerine getirdiklerini söyleyemeyeceğim. Hatta farkındalar mı? Ondan bile pek emin değilim.
Şimdi, CHP İzmir örgütünün her bir ferdinin külahını önüne koyup, ciddi ciddi düşünmesi gerekiyor. CHP, örgütün tüm dinamiklerini aynı çatı altında toplayacak, çok daha önemlisi İzmir’i yeniden CHP ile buluşturacak bir isim üzerinde UZLAŞMAK zorundadır.
Bunları söylediğimde çok enteresandır, her kafadan aynı ses çıkıyor: “İyi de o kim olacak?”
İşte size bir isim: CEVAT DURAK…
CHP kulislerinden yükselen sesleri duyar gibiyim. Benim ki naçizane bir öneri…
Geçmişi bir kenara bırakın. Her şeyi ama her şeyi bir kenara bırakın. Gün UZLAŞI günü…
Yerel seçimden bu yana bir kenarda durmayı tercih eden Cevat Durak’ın da bu teklifi geri çevirmeyeceğini düşünüyorum. Farklı gelecek planları olabilir ama partisinin böylesine önemli bir dönemeçten geçtiği bir süreçte Cevat Durak da bu sorumluluğu almaktan kaçınmayacaktır.
Kişisel çekişmelerinizi, siyasi ikbal hesaplarınızı rafa kaldırın ve İzmir için DOĞRU bir şey yapın sevgili Cumhuriyet Halk Partililer… Bunu sizden bir İzmirli olarak istiyorum. Bunu sizden demokratik, laik, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne inanmış, bunun için CHP’ye oy veren bir vatandaş olarak istiyorum.
Umarım, kaseti başa sarıp sarıp durmaktan vazgeçer, kavgasız dövüşsüz bir süreç sonunda İl başkanını seçersiniz.