"Savaş meydanlarını zafer alanlarına, ülke topraklarını vatana dönüştüren, devrimlerle Türk Ulusu’nu çağdaşlaşma hedefine yönlendiren Atatürk’ün önderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi kadroları, bugün değerini çok daha iyi anladığımız laik Cumhuriyeti ve demokrasiyi kuran, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleriyle güçlendiren ana güçtür.
Bugün, gencinden yaşlısına her bir Cumhuriyet Halk Partili’nin evi, sokağı ve parti binası, devleti ve toplumu krize sürükleyen tarikat yapılanmaları ile iktidarın iç içe geçmiş kirli ilişkisi karşısında duyulan haklı tepkiyle yüklüdür ve Türkiye'nin birleştirici gücüdür.
Hukuku yok sayan, demokrasiyi KHK’ler ile sekteye uğratan, Meclis iradesini baypas ederek bürokratik vesayete terk eden, en kritik anlarda Meclisi çalıştırmayan kadroların ‘uzlaşma’dan anladığı şey, tam anlamıyla yeni bir aldatmaca ve kandırmacadır. Her konuda aldatıldıklarını ve kandırıldıklarını söyleyenler ,yine halkımızı kandırmaya ve aldatmaya devam ediyorlar. Artık gerçek yüzlerini göstersinler,g izli ajandalarında ne varsa ortaya koysunlar.
Devleti körebe oyunuyla idare edeceğini sananlar, kime neden ceza verildiğini, kimin neden masum, kimin neden zanlı olduğunu ve kimin kiminle olduğunu dahi açıklayamayacak ortamı hazırlamakta, devleti kuran CHP’nin savunduğu ilkeleri elinin tersiyle yok saymakta, at izi ile it izini kendileri karıştırmaktadır. Ancak şu bir gerçektir ki, CHP'siz hiçbir şeyin olamayacağı ortaya çıkmış, laik Cumhuriyet olmadan ve demokrasimizi askıya alarak ülkemizin kardeşçe, barış ve huzur içinde yönetilemeyeceği anlaşılmıştır.
Bugünün Türkiyesi'nde, ‘Türkiye’nin Birleştirici Gücü’ olan CHP’ye ihtiyaç açıktır. Cumhuriyeti kimsesizleri kimsesi sayan CHP’nin tarihinde binlerce defa ortaya konmuş uzlaşı kültürünün, yurtsever fedakarlığın, ‘önce ben değil, önce Türkiye’ sözünün anlamı bugün daha çok değer kazanmış, Taksim Manifestomuz tarihi bir kimlik konumuna gelmiştir.
Osmanlı’nın hüsrana uğramış topraklarında Kuvva-yi Milliye’yi ve CHP’yi kuran, binbir zorluk içinde dünyaya kafa tutan, halk egemenliğinden başka güç tanımayan tam bağımsızlıkçı kadroların yürekli iradesi her zaman rehberimiz olmuştur.
Kendinden olmayanı “inançsız, aşsız, işsiz” bırakmaya ve adlandırmaya alışmış, 21. yüzyılda hala kadınla erkeği eşit saymayan, Atatürk milliyetçiliğini bir yaşam felsefesi olarak görmeyen, günübirlik yaşayan kadrolar karşısında CHP, milliyetçiliği Kıbrıs’ın dağlarına, Anadolu'nun haşhaş tarlalarına yazmış, kadınların yaşamın her alanında kendisini gösterebilmesini sağlamıştır. Kindar kadrolar karşısında devlette laikliğin ana unsur olmasını, görevde yükselmenin liyakata bağlı olmasını savunan CHP kadroları, dün olduğu gibi bugün de haklı çıkmaktadır.
Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine alerji besleyenler, bugün yaşadığımız devlet krizinin ortasında CHP’nin kurucusu olduğu ilkelerin toplumu nasıl da bir arada tutmuş olduğunu artık kavramalıdır.
Biz, Mustafa Kemal’in askerleri, ilk gün olduğu gibi bugün de halk iradesini temel dayanadığımız sayıyoruz.
Devlette laikliğin, milliyetçiliğin değeri, sosyal devlete dayalı devletçiliğin ve milli iradeyi kayıtsız şartsız millet egemenliğine bağlayan bir demokrasi ve halkçılık anlayışının önemi bugün, her türlü darbe girişimi karşısında çok daha fazla önem kazanmıştır.
CHP, kurucusu ve sürdürücüsü olduğu bu ilkelerle Atatürk Devrimlerinin yılmaz bekçisi ve güvencesidir. Ulusal egemenliği hiçbir tarikatla pazarlık konusu etmeyen, eğitimde laiklikten,çağdaşlıktan taviz vermeyen, basın özgürlüğünü ve yargı bağımsızlığını olmazsa olmaz sayan,demokrasimizin kökleşmesi için Kuvvetler ayrılığında ısrar eden,aldığı oyun ve topladığı verginin kuruş kuruş hesabını verecek kadrolar, yine CHP’den yetişmektedir ve bundan sonra da yetişecektir.
Onur ve gururla her kademesinde görev aldığım, şerefle rozetini taşıdığım partim Cumhuriyet Halk Partisi’nin 93. Kuruluş yıldönümünü kutluyor, Ebedi Genel Başkanımız Mustafa Kemal ATATÜRK başta olmak üzere, yitirdiğimiz tüm genel başkanlarımızı rahmetle ve minnetle anıyor, başta genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, örgütte görevli olanlara ve partili yol arkadaşlarıma en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum."