Yazmak istediğim kelimeydi ama siyasetin içinde bu tür kelimeleri kullanmak için çok delil olması, çok bilgin olması ve çok da sağlam dayanaklarının olması gerekiyor.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçtiğimiz Genel Kurul’unda önceki dönem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kongrede kaybetmesi ve yerine CHP Genel Başkanlığına Özgür Özel’in seçilmesiyle başlayan süreç, herkes tarafından CHP’de değişim süreci olarak okundu, lanse edildi ve yorumlandı.
Yüzeysel bakarsanız öyle, derinlemesine bakarsanız hiç de öyle değildi!
Değişen sadece CHP Genel Başkanı olmamış, CHP’nin tüm yönetimi değişmiş, tüm kadrolarında değişim olmuştu.
Değişen sadece CHP Genel Başkanı olmamış, CHP’nin bütün belediye başkanlarında ciddi değişimler olmuştu.
Değişen sadece CHP Genel Başkanı olmamış, CHP’nin siyasi söylemleri ve aksiyonlarında da ciddi değişimler olmuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü, İzmir Milletvekili Avukat Deniz Yücel, önceki gün yaptığı açıklamalarla değişim kelimesine rafa kaldırmış, ‘’Devrim” kelimesini kullandı.
Aranan, yerine oturan ve söylenemeyen kelimeyi!
Siyaseten CHP’de hala değişim yaşanıyor diye düşünenlerden, konuşanlardan ve yazanlardan olmanın da bir anlamı kalmıyor.
CHP’de devrim oldu!
Bu devrimini iyi olup, olmadığını tabi ki zaman gösterecek.
Ne kadar zaman derseniz de, o kadar uzun zaman değil.
31 Mart 2024 tarihinde sandıklar açıldığında, içlerinden çıkan seçmen oyları sayıldığında, sonuçlar toplanıp açıklandığında CHP’deki devrimin siyaseten ne kadar sağlıklı olup, olmadığını da herkes görecek.
Sandıktan çıkan sonuçlar CHP’de yaşanan bu devrimin kalıcı olduğunu gösterdiği gibi, devrim yerine yeni devrimlerin oluşumuna yol açabilir.
Bu devrimden dolayı siyasetin dışına çıkartılan CHP’lilerin yıllarını CHP’de siyaset yaparak geçirdiklerini unutmamak gerekir.
Bu devrimden dolayı 31 Mart seçimlerinden sonra devrilme korkusu içinde olanlar unutmamak gerekir.
Her devrim, başka devrimin de kaynağıdır!