Cumhuriyet Halk Partisi’nde geri sayım başladı.
Yarın parti, 38. Olağan Genel Kurulu’nu siyasetin merkezi Ankara’da yapacak.
Mevcut CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Genel Başkanlığa adaylığını açıklayanlar arasında CHP’nin delegeleri tercihlerini yapacak, oylarını kullanacak ve CHP’nin yönetim kadrolarına oy verecekler.
Önümüzdeki yılın ilk aylarından itibaren yaklaşan Mart 2024 yerel seçimlerini de hesaba kattığınızda CHP’nin Olağan Genel Kurulu bir nevi, siyaseten olağanüstü genel kurul görünümünü de almış vaziyette.
Malum 2023 yılında yapılan Genel Seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden istediği başarıyı yakalayamayan CHP’de, bırakın başarı, başarısızlığın nedenleri de partinin hem tabanında, hem de tavanında oldukça sert tartışmalara neden oldu.
O yüzdendir ki, mevcut Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na karşı bir değil, birden fazla Genel Başkan Adayı da çıktı.
Peki, CHP’de bu Olağan Genel Kurul’da hem CHP açısından, hem de siyaset açısından ne bekleniyor, ne olur, neler olabilir?
Ankara’daki bu genel kurulun sonuçları da siyasetin ana gündem maddesi.
CHP içinde değişimin olmasını isteyen kesimlerin seslerini oldukça yüksek sesle duyurarak girilen Genel Kurul’dan, değişim çıkmasını siyaset bilimcileri pek de mümkün görmüyorlar.
Çünkü CHP’nin Genel Kurul öncesi yapılan ilçe ve il kongrelerinde mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteklediği isimler, delege olarak partinin tabanında yer aldılar.
Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun desteklerini alarak delege olabilen, Kılıçdaroğlu’na desteklerini açıklayanların Genel Kurul’da farklı bir oy tercihinde bulunması mantık olarak pek de mümkün görünmüyor.
Ama siyaset bu, bir gün bile çok uzun bir gün diyerek açık kapı bırakmakta da fayda var.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, normal şartlarda veya normal olmayan şartlarda yeniden CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturabilir ama bu oturması, daha öncekiler gibi pek de rahat ve kolay olmayacaktır.
Değişim isteyenlerin birinci hedefi Genel Başkanı değiştirmek gibi görünse de, asıl hedefleri ikinci olanı.
Partinin yönetim kadrolarında kendilerine yakın isimleri sokmak ve parti yönetiminde değişim isteyenler olarak daha güçlü bir şekilde bulunabilmek.
Değişimcilerin farklı bir hesabı olabilir.
O hesap da, CHP’de önümüzdeki süreçte düşündükleri değişimi daha güçlü halde iken gerçekleştirebilmek.
Siyaset bilimcileri gibi onlar da biliyor ki Mart 2024 seçimlerinde muhtemel bir başarısızlık, İstanbul ve Ankara’yı kaybetmek, CHP’de değişim rüzgârını daha güçlü hale getirebilecektir.
Ve hatta bu rüzgârın çok da güçlü esmesi CHP’de yerel seçimlerden sonra değişimcilerin istedikleri gibi bir değişimin yolunu aydınlatacak ve CHP’de yerel seçimlerden sonra Olağanüstü bir Genel Kurul yapılması dahi gündeme gelebilecektir.
İyi Parti’nin seçimlere her il ve ilçede kendi adayıyla girme kararı alması, CHP ile ittifak yapmayacağını açıklaması CHP’de değişimcilerin bu yönlü beklentilerini daha güçlendirdi.
Buradan yanlış bir algıya da yer vermek doğru olmaz.
CHP’de değişimcilerin istedikleri Mart 2024 seçimlerinde başarısızlık olur, bizde değişimi kolay yaparız mantığı değil.
CHP’de değişimcilerin istediği CHP’nin kendi başına güçlü olabilmesi, kendi başına siyasette daha fazla yer alabilmesi ve başka eklentilerle başarılı olmuş gibi görünüp, başarısızlık içinde boğulmaması.
Uzun zaman ne getirir, ne götürür hep birlikte izleyeceğiz!
Kısa zaman ne gösterir?
O da yarın netleşir!