CHP’li Av. Sevda Erdan Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği’nin, Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği, 340 kişinin de yaralandığı tren katliamına ilişkin davanın görüldüğü Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na gönderdiği yazının, AKP iktidarının insan hayatına önem vermediğini ortaya koyduğunu kaydetti.
Mahkemenin TCDD’ye yazı yazarak, “…eldeki dava konusu olayla benzerlik bulunması ihtimaline binaen, 03/07/2021 tarihinde saat 15.00’dan sonra Konya’nın Sarayönü İlçesi’nde bulunan YHT hattında meydana geldiği bildirilen su taşkın olayıyla ilgili olarak, taşkın ihbarının nasıl yapıldığı, tren seferlerinin nasıl durdurulduğu, yavaşlatıldığı hususlarında bilgi verilmesini istediğini” belirten Av. Sevda Erdan Kılıç, TCDD’den de Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilen yazıda; “YHT hatlarında alt/üst geçit, karayolu veya demiryolu ile yan yana gidilen bölgeler gibi güzergahın kritik noktalarının, hatta yerleştirilen kameralarla 24 saat gözlemlendiğini, 03.07.2021 tarihinde saat 15.18 sıralarında YHT hatlarının izlendiği kamera odası tarafından Ankara YHT Kumanda Merkezi’ne, ‘YHT Polatlı-Konya hattının 170 ila 174. kilometrelerinde fazla yağış olmamasına rağmen yukarı kesimlerden gelen sel sularının YHT hattında birikmeye başladığı’ ihbarının yapıldığını” belirtildiğini bildirdi.
TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Av. Kılıç, yazıya göre; ihbarın ardından nöbetçi trafik kontrolörünün, Konya Gar’dan saat 15.15’de hareket ederek Ankara’ya gidecek olan trene ulaşarak, kilometre 170 ila 174 arasında su birikmesi olduğunu ve itinali seyir edilmesi gerektiğini bildirdiğini kaydederek, “İhbarı alan tren makinisti, belirtilen bölgeden düşük hızla geçerek, hattın kenarında biriken suyun fazlalaştığını ve kontrol edilmesi gerektiğini bildirmiştir. 83. Demiryolu Bakım Müdürü ihbar gelen bölgeye 50 km/hız kısıtlaması koymuş ve olay yerine gelmiştir. Durumun kötüleşmesi ve Polatlı-Konya YHT hattının 171 ila 172 kilometreleri arasında hattın zarar görmesi nedeniyle saat 16.15’de her iki hattı tren trafiğine kapatmış, Ankara, İstanbul ve Konya’dan hareket edecek trenler garlardan çıkartılmayarak yolcular bilgilendirilmiştir.” dedi.
“Herkes ‘Çorlu tren faciası önlenebilirdi’ diye haykıracak”
“TCDD’nin mahkemeye gönderdiği bu yazı, duruşma salonunda okunduğu anda salonda bulunan herkesin, ‘Çorlu tren faciası önlenebilirdi’ diye haykıracağını şimdiden görebiliyoruz.” diyen CHP’li Av. Kılıç, açıklamasında şunları kaydetti:
“Evet, TCDD’nin mahkeme başkanlığına gönderdiği yazı, Çorlu’da 25 kişinin öldüğü, 340 kişinin yaralandığı tren faciasının aslında önlenebileceğini ortaya koymaktadır. Çünkü, Konya-Ankara hızlı tren hattında sel olduğu kameradan görülerek makiniste haber veriliyor, makinist o bölgeden yavaş geçiyor, daha sonra da diğer tüm tren seferleri durduruluyor. Bu trenlerin 250-300 kilometre hızla gittiğini düşündüğümüzde, bu uyarı ile o gün ne kadar büyük bir facianın eşiğinden dönüldüğünü görebilmekteyiz. Eğer Çorlu tren faciasının yaşandığı o hatta kamera veya yeteri kadar tren bekçisi olsaydı, kazanın meydana geldiği yerde yağış nedeniyle rayların altındaki toprak menfezin kaydığı görülebilecek ve böylece bu facia önlenebilecekti. Ama maalesef önlenemedi. 19 yıllık AKP iktidarında, başta Pamukova’daki ‘hızlandırılmış tren garabeti’ gibi birçok tren faciasına neden olan kazalar meydana gelirken TCDD’de ve Ulaştırma Bakanlığı’nda görev yapan liyakatsız, işinin ehli olmayan ve niteliksiz yetkililer, bu kazaları sadece seyretti, önleyemedi.”
“AKP iktidarında insan hayatının hiçbir önemi kalmadı”
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, AKP iktidarında insan hayatının hiçbir öneminin kalmadığına en iyi örnek olabilecek TCDD’nin mahkemeye gönderdiği yazının, Çorlu’da nasıl bir cinayet işlendiğini açıkça ortaya koyduğunu, gözler önüne serdiğini belirterek, “Yazıda, Ankara-Konya hızlı tren hattında sel nedeniyle hattın nasıl ulaşıma kapatılarak facianın engellendiği ayrıntılarıyla anlatılıyor. Orada yaptıklarını Çorlu’da da yapsalar 7’si çocuk 25 kişi ölmeyecekti, bugün hayatta olacaktı. Ama dedik ya AKP iktidarında insan hayatının hiçbir değeri yok maalesef…” dedi.
Hızlı tren hatlarının kamerayla izlendiğine ama konvansiyonel hatların ne kamerayla ne de hat görevlisiyle izlenmediğine işaret eden CHP’li Av. Sevda Erdan Kılıç, şunları belirtti:
“Bu durumda şu soruyu sormak elzem olmaktadır: AKP iktidarı için sadece hızlı tren hatları ve o hatlarda seyahat edenler mi önemlidir? Diğer hatlar önemli değil midir ya da diğer hatlardaki trenlere binen vatandaşlarımızın hayatlarının bir önemi yok mudur? Oralara kamera konulmadığına göre yok anlaşılan.
“Suni gündemlerle vatandaşı oyalamayı bırakın artık”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu suni gündemlerle vatandaşı oyalayacağına önce işini doğru yapmalı. 1992 yılından beri ‘M’ harfi ile gösterilen İstanbul’un metro duraklarının ‘U’ ile mi ‘M’ ile mi gösterileceğiyle uğraşacağına insan hayatının değeri üzerine kafa yormalı. ‘Nerede yanlış yapıyoruz’ sorusunu sormalı. Liyakatlı insanların sürülerek TCDD’nin içinin nasıl boşaltıldığını sorgulamalı. Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası’na üye işçilerin ekmeğiyle nasıl oynandığına, hukuksuzca nasıl sürgün edildiklerine kafa yormalı. Bunları yapmayacaksan o koltukta da oturmayacaksın. Trol aklıyla devlet yönetilmez.”
TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, son olarak TCDD’nin başına getirilen kişinin kim olduğuna bakıldığı zaman, kurumun neden bu halde olduğunun, 2020 yılında neden 3,8 milyar TL zarar ettiğinin ve tren kazalarının neden sık sık yaşandığının aslında anlaşılabileceğini bildirdi.
“TCDD’nin başına, kurumun ihale verdiği şirketin sahibinin getirildiğini” vurgulayan Av. Sevda Erdan Kılıç, “TCDD Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali İhsan Uygun bir gece yarısı kararıyla görevden alınıyor ve yerine 28 Aralık 2020’de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan demiryolları için ilk özel yolcu taşıma lisansı ve bazı ihaleler alan, AKP döneminde ‘jet hızı ile’ büyüyen şirketlerden birisi olan Sun Group şirketinin yönetim kurulu başkanı olarak görev yapan Abdülkerim Murat Atik getiriliyor. Al gülüm, ver gülüm…. Gerçi görevden alınan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a ait şirketin, kendi bakanlığına piyasanın üzerinde fiyata dezenfektan sattığını düşünürsek, bu son atamaya da çok fazla şaşırmamak gerek.” dedi.