“Plastik sektörünün özellikle Mustafa Varank üzerinden lobi faaliyetlerini sürdürdüğünü biliyorduk. Biz en başından beri aynı şeyi söylüyoruz. Bu konuda görüşümüz de duruşumuz da net. Türkiye’ye çöp ithalatı yasaklanmalı! Plastik sektörünün hammadde ihtiyacı öncelikle yurt içinden karşılanmalı. Türkiye kendi çöpünü, kendi atığını toplayıp geri dönüştürebilen bir ülke olmalı. Dünyada yeni bir ekonomik düzen oluşuyor. Dünyaya ayak uydurmak, Türkiye’yi 2021 dünyasında iyi bir yere konumlandırmak zorundayız. Bunu çöp kaçaklığı yaparak, dünyanın çöp sömürgesi haline gelerek yapamayız. Kamu da özel sektör de elini taşın altına koymak zorunda.
‘Sermayenin yürüttüğü lobiyle yasak kararından cayıldı’
İktidar aldığı kararın arkasında duramadı. Bu geri adımı tahmin etmiştik. Zira devletin denetleyemediğini yasaklama yoluna gittiğini söylemiş; bu yasak kararının, geri dönüşüm sektörü açısından birtakım yeni çıkış yollarının aranacağı anlamına geldiğine de dikkat çekmiştik. Bakanlıkların artık çok daha sıkı ve detaylı denetimler yapmak, yasalara uymayan geri dönüşümcülere daha sert yaptırımları uygulamak zorunda olduğunu vurgulamış, aksi takdirde bu yasağın da bir anlamının olmayacağını da ifade etmiştik. Nitekim iki ay içinde sermayenin yürüttüğü lobi sonucunda yasak kararından cayıldı. Sanki yasak kararı uygulanmış gibi apar topar yasak yeniden kaldırıldı. Sunulan çözüm ne? Yok. Henüz bilemiyoruz detaylarını.
‘Türkiye’ye çöp kaçaklığı yapılmış!’
Avrupa Çevre Ajansı, atık olarak nitelenen ve işlenemeyen plastik atıkları işlenebilir malzeme adı altında yasa dışı bir şekilde Türkiye’ye ihraç ettiği gerekçesiyle bazı firmalar üzerine bir araştırma yürütüyor. Türkiye’nin bazı türlerdeki plastik atıkların ithalatını yasaklaması nedeniyle işletmecilerin atıkları yanlış tanımlamaya teşvik edilmiş olabileceği endişesi üzerinde duruluyor. Neden? Çünkü, Türkiye’nin 1 Ocak’tan itibaren karışık atık ithalatını yasaklamasına rağmen; İngiltere’den Türkiye’ye Ocak 2020’de 14 bin 335 ton gelen plastik atık, Ocak 2021’de 18 bin 268 tona çıkmış. Nasıl olmuş dersiniz? İngiltere ihracatçılarının, atıkları 19 12 04 kodlu ‘yasaklanmış atıklar’ değil, 15 01 02 kodlu ‘plastik ambalaj atıkları’ olarak sınıflandırarak kuralları çiğnendiği düşünülüyor. Karışık polimerler ve mekanik olarak işlenmiş plastik atıkların yasaklanması nedeniyle ihracatın bu kadar yüksek olması ‘olağanüstü’ olarak değerlendiriliyor. Bildiğiniz Türkiye’ye çöp kaçakçılığı yapılmış yani! Bu konu çok önemli ve hem Türkiye hükümeti hem sektör tarafından izaha muhtaç.
‘Türkiye’nin çöp kaçakçılığıyla, suç rotasındaki ülke olarak anılmasına müsaade etmeyeceğiz!’
Dünyada en çok plastik tüketen gelişmiş ülkelerde dahi bu atıkların tamamını dönüştürebilecek geri dönüşüm tesisi bulunmazken, biz daha kendi atıklarımızı dönüştüremez ve çöp olarak depolarken yeniden ithalata izin veriliyor. Bu, insanın aklıyla alay etmektir. Biz, ülkemizin Avrupa’nın ve dünyanın çöp sömürgesi olmasına izin vermeyecek, çöp kaçakçılığıyla ve suç rotalarındaki ülke olarak anılmasına müsaade etmeyeceğiz.
‘Güçlü lobilerini kullanmalarını ve öncülük etmelerini bekliyoruz’
Plastik sektörü eleştirilerimizi dikkate almış olacak ki, son açıklamalarında etkin denetime işaret etmiş, kamuoyunun artan çevresel kaygılarını paylaştıklarını ve ülkemizin doğasını korumanın en önemli önceliklerinden olduğunu ifade etmişler. Demokrasinin, çok sesliliğin ve istişarenin önemi burada işte. Her konuyu sadece kendi açınızdan değerlendiremez, sadece ‘hep bana’ diyemezsiniz. Plastik sektörüne çağrımız; öncelikle kendi atıklarımızın dönüştürülmesi için çağrı yapmalarıdır. Güçlü lobilerini, kendi plastik atığımızın ülke ekonomisine kazandırılması için kullanmalarını ve bu konuda öncülük etmelerini bekliyoruz. Kendi atığımızın yetmediği noktada; ancak ve ancak katı kurallar, sıkı denetimler ve sert cezai yaptırımlar olmak şartıyla, sadece temiz ve geri dönüştürme oranı çok yüksek atıklar için plastik atık ithalatına serbestlik getirilebilmeli. Aksi durumdaki ithalat bu vatana, bu millete ihanettir.”