Meclis'te devam eden iç tüzük değişikliği teklifi görüşmelerinde Cumhuriyet Halk Partisi vekillerinin söz konusu değişikliklere karşı meclisi terk etmeme eylemine başlaması üzerine, İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, ‘’TBMM’nin felsefesi nedir?’’ başlıklı yazıyı sosyal medya hesabında paylaştı. Bayır, Mustafa Kemal Atatürk zamanından günümüze muhalefet anlayışının nasıl değiştiğini içeren yazıda, ‘’İçtüzük değişikliğinin asla kabul edilemeyeceğinin’’ vurgusunu yaptı.
İşte o yazı;
TBMM’nin felsefesi nedir?
‘’Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir’’ ifadesidir.
Meşrutiyeti hala tartışılan 1982 Anayasasını, OHAL koşullarında yapılan değişikliklerle,16 Nisan 2017 tarihindeki referandum da, Yüksek seçim kurulunun ‘’Mühürsüz oy pusulalarının geçerli saymasıyla’’ usulsüzce geçirdiler.
Gazi Meclisin sesini kısmak için, Milletvekillerinin konuşmaması, söz haklarının kısıtlanması için, inşa ettiğiniz iç tüzük teklifini yine OHAL döneminde, tıpkı bir KHK gibi kabul ettirmek için didinir hale geldiler.
Yıl 1920
Mustafa Kemal Atatürk, ‘’Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’’, ilkesinden hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni adım adım ‘’Demokratik ve laik bir toplum‘’ seviyesinin üstüne çıkarmak için çok büyük mücadeleler vermiştir.
TBMM’nin ne büyük zorluklar yokluklarla imkânsızlıklar içinde kurulduğunu da biliyoruz. Mustafa Kemal, tek başına Cumhuriyet devrimlerini düzenleyebilir, elindeki yetkilerle Türk Milletine kabul ettirebilirdi fakat Mustafa Kemal hiçbir zaman bunu yapmadı.
Mustafa Kemal, milletin temsilcilerinin olmadığı, katılmayacağı bir Meclisi kurmak peşinde değildi. O hiçbir zaman tek adam olmak istemedi.
O dönemlerde de Mustafa Kemal’e karşı bir muhalefet vardı. An geldi, muhalefetle uzun uzun tartıştı. An geldi, Mecliste toplantılar yaptı. Sadece kendi verdiği kararların uygulanmasının peşinde de değildi.
Hâkimiyet gerçekten milletin olacaksa, kendisine biat edenlerle değil, kendisi gibi düşünmeyenleri de sabırla dinleyerek, ortak bir noktada buluşarak, mili bir uyanışı örgütlemiştir.
Atatürk 1 Kasım 1927’de Meclis Açılış Konuşmasında ifade ettiği gibi; ‘’Büyük Millet Meclisi, Türk Milleti'nin yüzyıllar süren arayışının bir özeti ve onun kendi kendisini yönetme bilincinin canlı bir örneğidir.’’ demiştir.
İçinde bulunduğumuz süreçte Türkiye Cumhuriyeti, bırakın münhasır medeniyetler seviyesine ulaşmayı, her geçen gün geriye gidiyor.
5 MART 1973 de kabul edilmiş, 1 Eylül 1973 de yürürlüğe girmiş
İç Tüzük, muhalefetin sesini kısmak adına değişikliğe uğruyor.
Bu durum, ASLA KABUL EDİLEMEZ.
Bütün dertlerimiz sorunlarımız bitti, adalet sağlandı, 15 Temmuz darbe girişiminin ardındaki sırlar aydınlandı, terör örgütleri alaşağı edildi, gazetecilerimiz demir parmaklıklar ardından kurtuldu, ülke huzur ve güven sağlandı da, şimdi muhalefetin sesini kesin…
BİZ BİZLERİ BURAYA GETİRENLERİN SESİYİZ. HİÇBİR ZAMAN SUSMAYACAĞIZ ve BOYUN EĞMEYECEĞİZ.
Unutmamalıdırlar ki; Ülkeyi yönetenler, hiçbir zaman temsil ettiği halktan daha büyük değildir.