CHP İzmir Milletvekili ve DİSK eski Genel Başkanı Kani Beko, Kısa Çalışma Ödeneğinin hiç değilse 6 ay daha uzatılması gerektiğini vurgulamış ve konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Cumhurbaşkanın son açıklamasında da belirtildiği üzere, hükümet salgın kısıtlamalarını birer birer kaldırıyor. Salgın döneminde uygulanan kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) ile işten atma yasağı ve ücretsiz izin uygulamasında da süre 30 Haziran’da doluyor.
Son kez uzatıldığı vurgulanan kısa çalışma ödeneğinin kesilecek olması, henüz salgının olumsuz etkilerinden kurtulamayan birçok kişiyi, işçiyi, işvereni olumsuz bir şekilde etkileyecektir.
İşten çıkarma yasağının kaldırılmasını da beraberinde getirecek olan bu durum birçok insanı zora sokacak, işsizlik daha da çok artacaktır. Halen ülkemizde 10 milyona yakın işsizin olduğunu biliyoruz. Dünyada 95 ülkenin nüfusundan daha fazla kişi demektir bu.
Kısa Çalışma Ödeneğinin sona ermesi ile birlikte, pandemi koşullarında zaten açlıkla, yoksullukla boğuşan milyonlar bir kez daha açlığa, sefalete terk edilecektir. Durumun ciddiyetine tüm yetkililerin dikkatini çekmek isterim.
Üstelik kısa çalışma ödeneğinin verildiği zamanda, bu kişilerin SSK primleri yatırılmadığından dolayı önümüzdeki dönemde başta kendileri ve onlarla birlikte aileleri de sağlık sorunlarıyla uğraşacaklardır.
Kısa çalışma ödeneği alan kişiler, açlık sınırı 3 bin TL’ye yakın, yoksulluk sınırının 8 bin TL’yi geçtiği bir süreçte zaten zar zor geçiniyorlardı.
Kısa çalışma ödeneği kesilirse ve bu insanlara iş bulamazsak, işsizlik fonundan da yararlanmazlarsa bu insanlar evine ekmek getiremez konumuna geleceklerdir.
Buradan bir kez daha İşsizlik Ödeneğinden Yararlanma Koşullarını hatırlatmak isterim;
Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak,
Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olmak,
Hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak,
Bu yasal koşulları, kısa çalışma ödeneği alanların birçoğunun yerine getirmesi çok zordur. Bu yurttaşlar işsizlik fonundan ne yazık ki maaş alamayacaklar. 30 Haziran gününden itibaren kısa çalışma ödeneği de alamayacaklar. Açlıkla, işsizlikle baş başa kalacaklardır. Böylesi ağır bir krizin altından kalkmak çok zor olacaktır.
Hatırlatmak isterim ki; bu durum ILO’nun kararlarında da tanımlanmıştır. ILO'nun sosyal güvenlikle ilgili 102 sayılı Sözleşmesi ve 202 sayılı Tavsiye Kararı'na uygun olarak; iktidar, bütün yurttaşlara asgari geçim şartlarını sağlayacak bir asgari gelir desteği/sigortası sağlamak zorundadır. O nedenle de bu kişilere mutlaka en az asgari ücret düzeyinde bir maaş bağlanmalıdır.
Dolayısıyla koşulları yeniden değerlendirmek ve 30 Hazirandan sonrası için yeni bir planlama yapmak şarttır.
Pandemi sürecinde birçok insan da işini, gelirini ve ekmeğini kaybetti. Kimisi de pandemi yasaklarına uymayan işverenlerin haksız uygulamaları ile işlerinden oldular. Bu süreçte sendikalara üye olan işçiler, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymadıkları gerekçesiyle 25/2 maddesi çıkış kodu olan 29 ile işten atıldılar. Öncelikle bu işçiler tekrar işlerine dönmelidirler.
Bunun yanı sıra, 14 milyona yakın işçinin yaklaşık yarısı işini, gelirini kaybetti. Bu kayıplar mutlaka telafi edilmelidir.
Pandemi sürecinde yüzbinlerce çalışan da sözde işten atılmadı ama ücretsiz izne çıkarıldı. Bu uygulama sonucu mağdur olan işçilerin de hakları ödenmelidir.
Dünya Sağlık Örgütü “pandemi bitti” açıklaması yapana kadar kısa çalışma ödeneği devam ettirilmeli, hiç değilse 6 ay daha uzatılmalıdır.
Ayrıca ödenen miktar en az asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır. “