CHP Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, konuyla ilgili hazırladığı Meclis Araştırma Önergesini TBMM Başkanlığı’na sunacak.
Meclis Katip Üyesi Av. Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, cemaat ve tarikat öğrenci yurtları ile kuran kurslarında kalan çocuklara yönelik cinsel istismar haberlerinin zaman zaman basına yansıdığını belirtti. Cumhuriyet Başsavcılıklarının, kamuoyu vicdanını derinden etkileyen ve vatandaşların infial etmesine neden olan bu olaylarla ilgili hemen soruşturma açması gerekirken, çoğu zaman kamuoyu baskısı sonrasında soruşturma açarak, cemaat ve tarikat öğrenci yurtları ile kuran kurslarında kalan çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarını araştırma yolunu tercih ettiğini bildirdi.
Bu cinsel istismar olayları sonucunda bazen çocukların intihar ettiği veya bir yerde ölü bulunduğu haberlerinin basına yansıdığını ifade eden CHP’li Av. Sevda Erdan Kılıç, “Hepimizi derinden etkileyen ve üzüntüye boğan Muş’taki son olay da bu vahim olayların sonuncusudur. Umarız bu son olur ancak bu düşünce yapısıyla devam edildiği ve küçücük çocuklarımız Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulları yerine, cemaat ve tarikat okulları ile kuran kurslarına emanet edildiği sürece son bulması imkansız görünmektedir. Devletin bir an önce bu yapılanmalara karşı denetim mekanizmasını devreye sokması, çağdışı uygulamalarla eğitim vermeye çalışan yerleri kapatması gerekmektedir.” dedi.
Muş'ta ilk müdahaleyi yapan doktor: “Bu intihara benzemiyor, el izleri ve morarma görüyorum"
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, Muş'ta bulunan Karşıyaka Kuran Kursu'nda kalan 12 yaşındaki M.H.Y. isimli çocuğun, kemeriyle tuvalet kapısının koluna asılmış bir şekilde bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
Olayın ardından Muş Devlet Hastanesi’ne kaldırılan çocuğun duran kalbi çalıştırılarak Elazığ’da özel bir hastaneye sevk edilmiştir. Uzun süre komada kalan M.H.Y. hayata tutunamayarak vefat etmiştir. Diyarbakır’da yaşayan aile, kendilerine gelen telefon üzerine Muş’a gittiklerini ve çocuklarının kemerle tuvalet kapısına kendisini astığının söylendiğini belirtmişlerdir. İmamlığını amcasının yaptığı camiye bağlı Kuran kursundan yaralı olarak hastaneye kaldırılan M.H.Y’nin ailesi, bilinci kapalı bir şekilde Muş Devlet Hastanesi’ne kaldırılan çocuklarının intihar ettiğine inanmadıklarını; M.H.Y’nin Muş’a gittikten 3 gün sonra ailesini arayarak, ‘ben imam olacağım’ dediğini, 4 gün sonra ise kendilerine M.H.Y.’nin intihar ettiği bilgisi verildiğini ayrıca, ‘Çocuğun boyu ile kapı kolu arasında çok fark var. Kapı kolu yüksekliği 1 metre bile değil. O kemerin payı da var. Otursanız bile yere değersiniz. Bu yüzden bu olay bize şüpheli geliyor’ açıklamasında bulunarak olayı şüpheli bulduklarını söylemişlerdir. Aile, Muş'ta ilk müdahalede bulunan doktorun da ‘Bu intihara benzemiyor, el izleri ve morarma görüyorum’ dediğini belirtmişlerdir.
Kuran kursu yetkilileri, olayda kusurlarının olmadığını belirtmektedirler. Ancak M.H.Y. eğer gerçekten kendisini astıysa, yetkililerin o anda nerede olduklarını ve neden bu intihara engel olamadıklarını açıklamaları gerekmektedir. Bu kadar büyük bir skandala rağmen, Muş Karşıyaka Kuran Kursu’nun kapatılmaması, Muş Valiliği ve Muş Müftülüğü’nden henüz bir açıklama yapılmaması da ayrıca irdelenmesi gereken bir durumdur. Bu çocukların cemaat ve tarikat öğrenci okulları ile yurtlarına gönderilmek yerine, onlara sahip çıkılması, eğitim-öğretim hayatına katılmalarının sağlanması gerekmektedir. 12 yaşındaki M.H.Y’ye ne olmuştur? Eğer intihar etti ise neden intihar etmiştir? Küçücük çocuk orada kendisini nasıl asabilmiştir? Eğer gerçek, intihar değilse nedir? Bütün bu sorular yanıt beklemektedir ve bir an önce de cevap verilmesi elzemdir.”
“Sorumlular varsa açığa çıkartılması ve yargılanması hepimizin en büyük temennisidir”
TBMM Katip Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, Muş’ta yaşanan bu intihar iddiası ile ilgili savcılık soruşturmasının sürdüğünü bildirdi. “Olayın gerçekte ne olduğunun mutlaka ortaya çıkartılması, sorumlular varsa açığa çıkartılması ve yargılanması hepimizin en büyük temennisidir.” diyen Av. Sevda Erdan Kılıç, ancak bu olayla ilgili dosyaya gizlilik kararı getirilmesinin, buna ilişkin beklentileri zayıflattığını ifade etti.
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, şunları belirtti:
“Soruşturma devam etmektedir ancak milletin vekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapan bizlerin de Muş’taki bu son olay ve bundan önce yaşanan olayları, bundan sonra bu tür vakaların yaşanmaması adına mutlaka incelemesi ve araştırması gerekmektedir. Öncelikle dosyaya getirilen kısıtlamanın kaldırılarak etkin bir yargısal faaliyetin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu gizlilik kararının kaldırılmasından sonraki aşamalarda ise kamuoyunun ve bu davaya müdahil olmak isteyenlerin, TBMM’nin, Baroların ve STK’ların bilgilendirilmesi sürecin şeffaflık içinde ele alınmasını sağlayacaktır. Olayı bir ‘Şüpheli Çocuk Ölümü’ vakası olmaktan çıkaracak ve ileride yaşanması muhtemel ölümlerin önüne geçecek şekilde irdelenmesi büyük önem arz etmektedir.
Cemaat ve tarikat öğrenci yurtları ile kuran kurslarında kalan çocuklara yönelik cinsel istismar olayları ve bu çocukların intihar ettiğine ilişkin iddiaların incelenmesi ve bu olayların bir daha yaşanmaması adına alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasa’nın 98 inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim.”