TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2022 yılına ait bütçe telifinin görüşüldüğü toplantıda konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, toplumda ve aile yapısında yaşanan sorunlara işaret etti.
Televizyonlarda kadınlara yönelik programların bazılarının kendisini dehşete düşürdüğünü vurgulayan Milletvekili Gürer, izlediği bir kadın programından örnek vererek, “ Kadının biri diyor ki: "Karpuz al." dedim, almadı. Kadın bir kilo kıyma alana gitmiş. Şimdi, bunlar televizyonda halkın gözü önünde cereyan eden olaylar” ifadelerini kullandı.
TV Programları Yozlaşmayı Özendiriyor
Bu durumun toplumdaki aile yapısının erdiği noktayı göstermesi açısından önemli olduğuna dikkat çeken CHP'li Gürer, “Çünkü on yıldır da bu tür yayınlar olduğuna göre buradaki yaşanan dramların sosyal yardımlar vasıtası ya da sosyal eğitimler vasıtasıyla kontrol altına alınması yanında özendirici bir yanı da var. Herkes o televizyon programlarına çıkabilmeyi önemli bir marifet sanıyor ama burada aile dokusunun büyük tahribata uğradığının somut yansımasını görüyoruz” şeklinde konuştu.
Okullarda artış gösteren uyuşturucu kullanımına yönelik izlenimlerini de anlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, uyuşturucu kullanımını Anadolu’daki okullarda da yaygınlaştığına işaret etti.
Bir Ailenin Feryadı
Kendisine telefonla ulaşan bir ailenin, uyuşturucunun pençesine düşen kızları için yardım talebinde bulunduğunu belirten CHP Milletvekili Gürer, “Artık, madde bağımlılığı bonzaiden çakmak gazına gelmiş. Çakmak gazıyla uyuşturucu üretiyorlar ve bunu kullananların beyin hücrelerinin ölme noktasına erdiği, belli bir yaştan sonra bunların artık dönüşü olmadığı belirtiliyor. Bununla ilgili de bir mücadele planının geliştirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Çocuklarımızı Kurtaracak Bir Çalışma Yok
Gürer, “ Buradaki veriler, rakamlar tabii ki önemli ama Anadolu'ya gittiğiniz zaman çoğu kasabada akşam belli bir saatten sonra bu çocukların varlığında sıkıntılar oluyor, bunları kurumlar da kabul etmiyor. Hiç kimse bu konuda bir sorumluluk üstlenmek istemiyor ve bu çocukların kurtarılmasına dönük bir çalışma da ne yazık ki alanlarda yok. Bunları bilmenizde yarar görüyorum” ifadelerini kullandı.
Çocuk işçiliğin 10 yaşına kadar indiğini de anlatan Gürer, “Yani büyük bedenlere yüklenen yükler, 10 yaşındaki çocukların kayıt dışı çalıştırılması nedeniyle, onlardan o çalışma talep ediliyor ve onlar o şekilde çalıştırılıyor” dedi.
Kumar ve şans oyunlarının neden olduğu olumsuzlukları da sıralayan CHP Milletvekili Gürer, iddaa ve benzer oyunların devlet kontrolünde artmasının üzüntü verici olduğunu ifade etti.
Toplum Bilinçlendirilmeli
Gürer, “Ben, çok kişiden dinledim, yuvaları yıkıyor, ayrılıkların nedeni. İnsanlar elde ettikleri gelirleri ailelerine harcamıyorlar, bu tür şans oyunlarıyla kaderlerini döndürmeye çalışıyorlar. Bunların varlığını kabul ederek bu tür şans oyunlarının çoğalması yerine azalması gerekirdi. Sayısal olarak rakamlar son dönemlerde arttı, evini satanlar ve bu yönde davranış sergileyenler olduğunu, belgeleriyle de bizlere yansıtıyorlar. Bu gibi yönlerde de toplumun farklı biçimde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Boşanma oranlarındaki artışa da dikkat çeken CHP milletvekili Gürer, özellikle geçimle ilgili sorun yaşayan ailelerin boşanmaya yönelmeleri yerine bu "aile yardımı" uygulamasının doğru kanalize edilmesi gerektiğini belirtti.
Toplumun Dokusu Bozulursa, Geri Dönüş Olmaz
Gürer, “ Eğer toplum dokusu bozulursa şu parti, bu parti veya şu, bu diye bir mantık kalmaz. O çürümüşlük her yere yansır ve bunun altında hepimiz kalırız. Onun için ayrımcı bir yaklaşımla değil, bütünü kucaklayan bir anlayışla sosyal yardımların verilmesinin gerekliliğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Kömür Yardımları Gerçek İhtiyaç Sahiplerine Ulaştırılmalı
Sadece Niğde’de 22 bin haneye kömür yardımı yapıldığını belirten Gürer, bu tür yardımlarda bazen kalorifer olan ya da ihtiyacı olmayanlara kömür verilirken gerçek ihtiyaç sahiplerinin bundan mahrum kaldığının da bilindiğini vurguladı.
Gürer, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bütünüyle ele aldığımızda ailenin ve sosyal hizmetlerin önemine inanıyorum. Ben de geçmiş kurumlarda belediyede çalıştığımda bu tür bir yapılanmanın içinde yer aldım ve orada da gözlemim şu ki: Toplumun eğer bir yerinde bir küçük bozulma varsa bu genelinde sahipleneceği bir noktaya doğru gidiyor. Onu tamir etmek, o açığı kapatmak yerine onunla benzeşmek isteyenler çoğalıyor. Onun için sorumluluğunuzun ve görevinizin büyük olduğunu düşünüyorum...”