Torbalı, Menderes, Seferihisar, Ödemiş’te onlarca köy ve mahalle gezen, binlerce vatandaşa seslenen ve yüzlercesinin elini sıkan CHP’li Çam, köy kahvelerinde kısa konuşmalar yaptı. Çam, referandumda evet ya da hayır demenin vatandaşın hayatını nasıl etkileyeceğini anlattı. Egemenliğin sadece ve sadece milletin iradesinde olduğunu vurgulayan Çam, “Küçük bir köyde dahi biri muhtar ve 4 azadan oluşan yönetim şekliyle tek başına muhtara yönetme yetkisi verilmiyorken Türkiye gibi 80 milyonluk büyük bir ülke yönetiminin tek kişiye verilmesinin, bütün yetkilerin tek kişide toplanmasının, denetimin ve yargılanmasının neredeyse imkansız hale getirilmesinin kabul edilir bir yanı yoktur” diye konuştu.
Demokrasiyi 1876’dan daha geriye götüren, yürütme, yasama ve yargıyı tek elde toplayarak kuvvetler ayrılığını yok eden, Cumhurbaşkanının tarafsızlığına son vererek toplum dinamiklerinin uyumunu engelleyen, Tek Adam Anayasası’na “HAYIR” denilmesi gerektiğine vurgu yapan CHP’li Çam, KHK’larla tek adama verilen sınırsız yetkiden, yargıyı tamamen eline geçiren tek adam diktasına tüm süreçlerin halkın iradesine karşı olduğu yeni bir sistemi ortaya çıkardığını anlattı.
YİNE ADİL BİR PROPAGANDA SÜRECİ İŞLEMİYOR
Seçimler gibi adil bir referandum propaganda sürecinin de olmadığına da dikkat çeken CHP İzmir Milletvekili Çam, “Devletin tüm imkanları iktidar tarafından kullanılıyor. Biz ise buralara gelip kahvelerde, sokaklarda sizlere ulaşıyoruz. Tek bir kişinin ihtirasları memleket meselesi haline dönüştürülmek isteniyor. Bizim gibi düşünenlerin bu dönemde yapması gereken ise; siyasi oportünistlerin, ikiyüzlülerin halkımızı kandırmasına izin vermemektir. O nedenle bugün gerçeği daha güçlü bir şekilde haykırmak ve tüm insanlarımıza anlatmak bizim asli görevimizdir. 16 Nisan sıradan bir oy kullanma işlemi değildir, çocuklarımız hatta torunlarımız için oy vereceğiz. Lütfen elinizi vicdanınıza koyup karar verin” diye konuştu.
DÜNYAYA REZİL OLDUK!
Avrupa ile de bilinçli bir kriz çıkarıldığını savunan Çam, şunları söyledi: “Ne istediniz de yapamadınız, Erdoğan ülkeyi zaten tek başına yönetmiyor mu, neden tek bir kişi ile ülkeyi yönetmeye ihtiyaç duyuyorsunuz sorusuna cevap bulamayınca son olarak Avrupa'ya sardılar. Provokasyonlarını tartışıp konuşmaktan, yalanlarına cevap vermekten, anayasa değişikliklerini anlatmaya zaman kalmıyor. Onu kendi haline bırakıp işimize bakalım da diyemiyoruz. Yetkili, en yetkili makamda. Yaptıklarını tüm ülke adına yapıyor. Dünyaya rezil olduk. İtibarımız zaten yerlerde sürünür hale getirilmişti. Şimdi ise beş para etmez oldu. Doğrudan Erdoğan'ın emir ve talimatıyla Avrupa ile ilişkilerimizde kriz çıkarttılar. Erdoğan'ın tek başına saltanat düşünü vatan sevdası, Türkiye'nin meselesiymiş gibi göstermeye kalkıştılar. Ne zaman sıkıştılar, aynısını yaptılar. Kendileri için bir memleket meselesi icat edip, yarattıkları bu sahte gündemi sonuna kadar istismar ettiler. İsrail, Rusya, Irak, Mısır, Suriye vb meselesinde bu yaklaşımı defalarca gördük. Sadece dışarıda da değil, içeride de aynı mantıkla çeşitli senaryolar yazıldı ve oynandı. Ortakları FETÖ'den iktidarı onlarla paylaşırlarken de, onları tasfiye ederken de emme-basma tulumba misali faydalandılar, fayda sağlamaya devam ediyorlar.”