Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Faik Öztrak, 30 Ağustos Zafer Bayramı hutbesinde Atatürk’ten bahsetmemesi tepki çeken Diyanet'e tepki gösterdi. Diyanet hutbeye gelen tepkilerin ardından 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajında Atatürk'e yer vermişti.
Faik Öztrak, "Yalan, dolan, rüşvet arşa ulaşmış. Beytülmal (devlet hazinesi) talan edilmiş. Gösterişli cübbelerin içindekiler, Bunlara laf edemiyor, “Rüşvet almak, kul hakkı yemek haramdır” diyemiyor. Son 19 yılda bu ülkede, Eğitimden, ekonomiye, Kurumsal yapıdan, dış politikaya kadar pek çok şeye zarar verildi. Ama en çok zararı, Kutsal dinimiz ve inancımız gördü." ifadelerini kullandı.
Faik Öztrak'ın açıklamaları şöyle oldu:
Güne acı bir haberle başladık. Tiyatromuzun çok kıymetli bir ismini, Ferhan Şensoy’u kaybettik. Ferhan Şensoy’a Allah’tan rahmet, Ailesine, sanat camiamıza ve ülkemize başsağlığı diliyoruz.
Yine Kütahya’da öğle saatlerinde, Orta şiddette bir deprem oldu. Depremde can ve mal kaybı olmaması, en büyük dileğimiz. Tüm Kütahyalı hemşerilerimize geçmiş olsun diyoruz.
Ağustos ayı, Tarihe altın harflerle yazılmış, Önemli zaferler barındırır. Tüm bu zaferler, bizimdir. Bizi biz yapan tarihi dönüm noktalarıdır. Onlara, “gömelim seni tarihe” deseniz de, Tarihin sinesine sığmazlar…
Dün 99. yılını kutladığımız, 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi, İşte böyle bir zaferin adıdır. Bugün Anadolu ve Trakya topraklarında, Egemen bir ulus olarak yaşıyorsak, Emperyalizme boyun eğmeyen bir millet olarak, Bu vatan topraklarında, başımız dik dolaşıyorsak, Namusumuza, iffetimize, inancımıza sahip çıkabildiysek, Semalarımızda al bayrağımız dalgalanıyorsa, Minarelerimizden ezanlar okunuyorsa, Bunu bu büyük zafere, Bu zaferi bize armağan eden, Başta Büyük komutan, Büyük devlet adamı, Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Tüm Şehit ve Gazilerimize borçluyuz.
Bu vesileyle, Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlarını, Saygıyla, rahmetle, şükranla bir kez daha anıyoruz. Büyük Taarruz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi sözleriyle: “Her evresi düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş, Ve zaferle sonuçlandırılmış bu harekât, Türk ordusunun, Türk subaylarının, Ve komuta kurulunun yüksek güçlerini ve kahramanlıklarını, Tarihe bir kere daha geçiren büyük bir yapıttır.
Bu yapıt, Türk ulusunun özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin, Ölümsüz bir anıtıdır.” Büyük Taarruzu büyük kılan sır, İşte bu satırlarda görülen milli bilinç Ve yüksek tevazuda saklıdır. Zaferin başkumandanı bu büyük zaferi, Ordusuna, Milletine, Ve milletinin bağımsızlık ve özgürlük düşüncesine, İthaf etmiştir.
Bu yüksek tevazu ve anlayışı kavrayamayan, Bazı hastalıklı kafalar, Başkumandanını anmadan, Başkumandanlık zaferini anabileceklerini zannetmişlerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan bu aymazlığı, Milletimizin değerlerinden bu kopuşu anlamak, Mazur görmek mümkün değildir. Diyanet en son Cuma hutbesinde, Diyarbakır’ın İslam orduları tarafından fethini, Kumandanıyla beraber anmayı bilmiştir. Ama aynı hutbede Büyük Taarruzu ve Sakarya’yı, Bu zaferlerin başkumandanın adıyla anmamıştır.
Milletimizin yükselen tepkileri üzerine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını, 30 Ağustos için yayımladığı mesajda, Lütfen geçirmiştir. Ama sayesinde, Özgürce ibadet edebildiğimiz camilerde, Milletimizin aziz Atasının adını anmama aymazlığından vazgeçmemiştir. İlk başkanının, Rıfat Börekçi gibi, Kahraman bir ilim insanı olduğu bir kurumda, Börekçi ’nin koltuğuna oturacaksın.
Milletin verdiği vergilerle, Maaşını alacaksın, Gösterişli cübbeler giyeceksin, Lüks makam arabalarına bineceksin, Sonra da Atatürk’ün adının camilerde anılmaması için, Elinden geleni ardına koymayacaksın.
Bizim inancımız, “Hakkı, hak edene vereceksin” der. Kuldan utanmanız yok. Bari Allah’tan korkunuz olsun… Kadir bilir milletimiz, Camilerde Atatürk’e bir Fatiha’yı çok gören bu kafaya, Hakkını helal etmez, etmeyecektir. Diyanet, milletimizin ortak değeri Atatürk’le uğraşıyor. Ama bu ülkede, Son 19 yılda yenen kul hakları için, bir çift söz söyleyemiyor.
Yalan, dolan, rüşvet arşa ulaşmış. Beytülmal talan edilmiş. Gösterişli cübbelerin içindekiler, Bunlara laf edemiyor, “Rüşvet almak, kul hakkı yemek haramdır” diyemiyor. Son 19 yılda bu ülkede, Eğitimden, ekonomiye, Kurumsal yapıdan, dış politikaya kadar pek çok şeye zarar verildi. Ama en çok zararı, Kutsal dinimiz ve inancımız gördü.