“İL İL, İLÇE İLÇE 128 MİLYAR DOLARI ARIYORUZ”
Aliağa’nın Türkiye’nin en önemli emek kentlerinden biri olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Sındır, “emek mücadelesinde adını altın harflerle yazdırmış emeğin hakkını, emeğin değerini, mücadelesiyle korumuş bir kenttir, Aliağa. Biz il il, ilçe ilçe her yerde 128 milyar doları arıyoruz, soruyoruz. Pazarcı esnafımıza soruyoruz, Aliağa’da da soracağız: ‘sizde mi bu 128 Milyar Dolar, yoksa siz mi aldınız, size mi dağıttılar bu parayı, sizin banka hesabınızda mı duruyor’. Emeğini alın teriyle harmanlayan çiftçimize soracağız, dişini tırnağına takan işçimize soracağız, ay sonunu getiremeyen emeklimize, cebinde çay parası olmayan öğrencimize, iş arayan yurttaşımıza, sokaktaki vatandaşımıza, bordro mahkumu olanlara soracağız; ‘128 Milyar Doları size mi dağıttılar?’ diye. Yılmadan, yorulmadan Türkiye’nin dört bir yanında bu 128 milyar doların nereye gittiğini arayacağız. Hiçbir ülkede 1 yıl içerisinde Merkez Bankası Başkanı üç kez değişmez. Arkasından bu kadar para piyasalarına müdahil olunmaz. Olursa sonuç bugünkü gibi olur. Bu para 2 yılda buharlaştı. Bunun nasıl buharlaştığını her yerde soracağız. 128 Milyar Doların hesabını verecek olanlar bu ülkeyi yönetenlerdir. Elbet hesabını soracağız” dedi.
“ASGARİ ÜCRETLİDEN VERGİ ALMAYIN”
Açlık sınırının 3 bin 472 Liraya ulaştığını ifade ederek sözlerine devam eden Sındır, “açlık sınırı Birleşik Kamu-İş’in yaptığı çalışmaya göre 3 bin 472 TL. Asgari ücret ne kadar ? 2 bin 825 TL. Türkiye’de asgari ücretli yurttaş aç yatıyor. Asgari ücretliden vergi alan bir ülkeyiz. Vergi olacak ama adaletsiz değil adaletli olacak. Marketten aldığımız bir suya asgari ücretle çalışan yurttaş da milyarder vatandaş da aynı vergiyi veriyor. 158,8 milyar lira gelir vergisinin 85 milyar lirasının, maaşını görmeden vergisini ödeyen işçi, emekli, kamuoyunda genel olarak ‘bordro mahkumu’ olarak tanımlanan ücretliler üzerinden olduğunu biliyoruz. Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin, yani doğrudan vergi gelirlerinin toplam gelire oranı yüzde 33,7, dolaylı vergiler ise yüzde 66,3. Dolaylı vergiler içerisindeki sadece KDV ve ÖTV'nin payı da yüzde 52,6. Dolayısıyla, yaklaşık olarak bir oran verecek olursak ülkede dolaylı vergiler oranının üçte 2, doğrudan vergilerin oranının üçte 1 olduğunu görüyoruz. Görülüyor ki maalesef Türkiye’de vergi adaleti yok. Emeğin kenti Aliağa’da haykırıyorum; asgari ücretliden vergi almayın, yurttaşlarımızın açlık sınırın altında yaşamasına razı olmayın” dedi.
“YÜZDE 20’LİK KESİM GELİRİN YÜZDE 50’SİNE SAHİP”
Türkiye’de zengin ve yoksul arasındaki uçurumun gittikçe büyüdüğünü ifade eden Sındır, “Bugün ülkenin en zengin yüzde 20’lik kesimi gelirin yüzde 50’sine sahip. Bu Türkiye’deki gelir adaletsizliğinin göstergesi. Enflasyon yüzde 18’e dayandı. Vatandaşın tüketici kredi borcu, kredi kartı borcu; 872 milyar TL oldu. 128 milyar doları çarpın 8,5 lirayla, 1 Milyar 100 milyon TL’ye ulaşırız. 1 Milyar 100 Milyon TL, neredeyse devletin bütçesi kadar, Merkezi yönetimin bütçesi 1 trilyon 349 milyar lira. Devletin bütçesi kadar bir rezerv, Merkez Bankası’ndan buhar oluyor ve bunun hesabını veren yok. Bunun hesabını vereceksiniz” dedi.