Ülkemizde çiğ süt fiyatı dönem dönem büyük sorunlar oluşturacak şekilde düşük kalmaktadır. Ülke çapında olduğu gibi, Ege Bölgesinde ve İzmir’in çok süt üreten ilçelerinde de bu sorun sıklıkla karşımıza çıkıyor. Bu yüzden sürdürülebilir işletmeler giderek “işini sürdüremeyen işletmelere” dönüşüyor. Böyle durumlarda inek kesimlerinde bir artış oluyor. Sütünden vazgeçilen ineklerin yavrularından da vazgeçmiş oluyoruz. Bu durum ise daha az dişi ve erkek buzağımız olmasına, aynı zamanda besicilik sektörüne uygun dana temininde aksaklıklara yol açıyor. Özetle çiğ süt fiyatının düşük kalması bir “zincirleme kaza” ya neden oluyor.
ABD’de böyle kriz günleri için MILC sistemi getirilmiş. MILC süt gelir kaybı sözleşmesi anlamına gelen “Milk Income Lost Contract” kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma.
ABD Tarım Bakanlığı Çiftlik Hizmetleri Ajansının (USDA – FSA) bir programı. Çiğ süt fiyatları belli bir seviyenin altına, yem hammadde fiyatları ise belli bir seviyenin üzerine çıktığında üreticilerin zararı karşılanıyor.
Rakamlar (fiyatlar) Boston Borsasından alınıyor. Yem hammaddeleri Mısır, Soya Fasulyesi Küspesi ve Yonca olarak belirlenmiş.
Her çiftliğin doğru yaptıkları, yanlış yaptıkları olabilir. Ancak; çiğ süt fiyatının düşmesi, yem hammaddelerinin fiyatlarının ise hızlı bir şekilde artması işini doğru yapan işletmelerin bile artık işini sürdüremez hale gelmesine yol açabilir.
Ülkemizde de böyle bir “seviye tesbiti” yapılması bu seviyelerin altında süt, üstünde yem fiyatları oluştuğunda süt üreticilerine derhal yardım edilmesi düşünülebilir. ABD Tarım Bakanlığı 2 ay (60 takvim günü) içinde ödeme yapmayı yasal hale getirmiş. Yani inekler kesilmeden önce bir önlem alınması hedeflenmiş.
Çünkü geçmiş yıllarda ineklerin kesilmesi sebebiyle kırmızı et fiyatları düşmüş ve besicilik sektörü de krize girmiş. Burada da bir “zincirleme kaza” ile karşılaşılmış.
Süt ürünlerinin şu andaki sistemden kurtulmaları, istikrarlı bir şekilde üretim yapabilmeleri için “doğru bir sistem” yönünde çalışmalar yapılmalıdır. MILC örneği göz önüne alınabilir. Yeter ki “seviye tesbiti” yapabilsin ve “fark ödemeleri” inekler kesilmeden önce ödensin.
ABD’de kesif yem hammaddeleri olarak mısır ve soya fasulyesi küspesi ele alınmış. Bizde de Arpa, Pamuk Tohum Küspesi ve Ayçiçeği Küspesi gibi hammaddeler ele alınabilir.
MILC sisteminin ayrıntıları da var. Ayrıntılar İnternet üzerinden incelenebilir. Bir “sistem” getirilmesi konusunun hem Tarım Bakanlığı, hem de üreticiler tarafından istenmesi haline doğru bir yöntem bulunabileceği kanaatindeyim.
Süt sektörü bazen krize girebiliyor. O yüzden başka bir öneri de “kriz fonu” kurulmasıdır.
Bir kriz fonu kurulabilir. Örneğin; her 10 ton sütten 1 litresi bu fona bağışlanır. Fonun gelirleri, ödeme terimleri listelenir. Fonun başka amaçla kullanımı yasayla engellenir.
Çiğ süt fiyatlarının aşırı derecede düşük kalması halinde büyük işletmeler kendilerini savunabilecek önlemler alabilseler bile, küçük işletmelerin tek başlarına kendilerini savunamadıkları bir gerçektir. Bu durum ancak birlikte hareket etmekle, yani kooperatifleşme ile çözülebilir.
Özetle, eğer herkes isterse, şu andaki YAS (Yalvarma, Ağlama, Sızlanma) yönteminden kurtulmak, bir sisteme kavuşmak mümkün olabilir.
Geleceğe güvenle bakabilen bir hayvancılık sektörü için bazı “sistem” çalışmaları yapılmasının gerektiğine kanaat ediliyorsa yukarıda örnekler ya da dünyanın diğer ülkelerindeki sistemler incelenmelidir.