Kavurucu sıcakta bir çöp saman için yüz arşın terleyenler.
Akşam alacasında daracık yuvaya dönmek için yan yana dizili iki çubuk üzerinde sıra bekleyenler.
Bir ömür biriktirdiklerini sıçanlara kaptırıp, yine de şükredenler.
Yaza umut bağlayıp karanlık karakışta titreyenler.
Geçmediği görmediği iki taş arası bir dal için bedel ödeyenler.
Yuvanın en şatafatlı köşelerini kapmış semizlenen, açgözlü uyanıklar için el etek öpenler.
Başka yuvalardan kaçıp gelmiş karıncaları kendi rızkından fedakarlık edip besleyenler.
Ambarları gece karanlığında köstebekler tarafından delinenler.
Nezaketleri ve edeplerinden dolayı pespaye kibirliler tarafından ezilenler.
Köşebaşlarını tutmuş plaza karıncaları tarafından bir kuru buğday tanesi için sömürülenler.
Ağız ishali olmuş propagandacı karıncalar tarafından manipüle edilenler.
Yuvanın tüm yükünü taşıyıp da gece vakti yuva dışına itilenler.
Onur ve şerefleri topluca örselenenler.
Haksızlık ve ayrımcılık yüzünden bir mevsimde delirenler.
Toprağın nemi, göğün havası, güneşin ışığı için iliklerine kadar emilenler.
Kederi alınyazısı bilip hüzünlenenler.
Başka karıncaların acısını kendine dert edinenler.
Umutları ömürsüz kelebeğe yüklenmiş umutsuz bekleyenler.
Her köşe başında uzun uzadıya sıralanarak karganın kuyruğuna şikayet edenler.
Hayal satıcısı dümbeleklerin her sözünü ezberleyenler.
Ayaklarında derman kalmamış, bir dal çekirdek için kuyruklarda geceleyenler.
Çıldıran karıncalar, sabır dileyenler...
Av.Yusuf AKIN/09.04.2022/İzmir