Hamileler, lekelenmelerden çatlaklara, kaşıntı ve kuruluktan saç dökülmesine kadar pek çok cilt sorunu yaşayabiliyor. Farklı şekillerde ve şiddete yaşanan bu sorunların birçoğu doğumla birlikte kayboluyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Gökçe Tümtürk, sorunların çözümünde sabırlı olmak gerektiğini belirtiyor.
Hamilelik dönemi vücudun tamamen değişime uğradığı bir süreç. Özellikle hormonlardaki artış ve azalmalardan neredeyse tüm organlar etkileniyor.
En büyük organımız olan derimiz de kaçınılmaz olarak bu değişimden payına düşeni alıyor. Lekelenmelerden çatlaklara, kaşıntı ve kuruluktan saç dökülmesine kadar her anne adayının farklı şekillerde ve şiddete yaşayabileceği bu sorunların birçoğu doğumla birlikte kayboluyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Gökçe Tümtürk, sorunların çözümünün zaman alabileceğini ve bu nedenle tedavi sürecinde istikrarlı ve sabırlı olmak gerektiğine işaret ediyor. Estetik kaygılarla hamilelik ve emzirme döneminde hekim kontrolünde olmadan ilaç kullanmamak hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından önem taşıyor. Dr. Ayşe Gökçe Tümtürk, hamilelik döneminde en sık görülen cilt sorunları ve çözüm önerilerini şöyle sıralıyor...
1. Cilt lekeleri
Hamilelik ve doğum sonrası oluşan lekeler kişisel yatkınlığa bağlı olarak hormonal değişim ve güneş ışığına cevap olarak ortaya çıkıyor. Alın, burun üstü, yanaklar gibi güneşi daha dik alan bölgelerde yoğun olarak gözlenen lekelerin nedenleri arasında genetik yatkınlık ve güneşe fazla maruz kalmak yer alıyor.
Nasıl önlenir?
Lekeler çoğunlukla kendiliğinden azalarak kayboluyor. Bununla birlikte oluşumlarını önlemek için öncelikle güneşten korunmak önem taşıyor. Ancak uzun süren lekelerde profesyonel yardım alınması gerekebiliyor.
2. Hamilelik çatlakları
Ciltte oluşan dar, çizgi şeklinde çatlaklar hamilelerin en çok şikayet ettiği kozmetik sorunların başında geliyor. Başta kırmızı-mor renkte olan çatlaklar zamanla sedef (gümüş-beyaz) renge dönüşüyor. Hamilelerin yaklaşık yüzde 90’ında ortaya çıkan bu sorun en sık karın, kalçalar ve bacak bölgelerinde gözleniyor. Çatlakta en temel etkenlerin başında hızlı kilo alımı, çok yoğun güneşe maruziyet ve genetik faktörler yer alıyor.
Nasıl önlenir?
Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Gökçe Tümtürk, gebelik çatlaklarını tamamen önlemenin her zaman mümkün olmasa da iyi bir cilt bakımı ve vitamin-minerallerden zengin beslenmenin çatlakların şiddetini azaltılabileceğini belirtiyor. Çatlakları önlemeye yönelik önerileri ise şöyle sıralıyor: “Kısa sürede hızlı kilo alınmaması çok önem taşıyor. Her gün kaliteli bir nemlendirici ile masaj yapmak kan dolaşımını artırarak yeni doku oluşumunu hızlandırabiliyor. Vitamin ve mineraller açısından zengin ve dengeli beslenmeye dikkat etmek gerekiyor. Özellikle E, C vitaminleri ve ile çinko mineralleri cildi sağlıklı tutmaya yardımcı oluyor.” Çatlakların doğum sonrası tedavisi mümkün olsa da kesin işe yarayacağının garantisi bulunmuyor. Dr. Ayşe Gökçe Tümtürk, çatlakların lazerle tedavisi konusunda şu bilgileri veriyor: “Doğumdan sonra uygulanan lazer tedavisi gebelik çatlaklarını tamamen yok edemiyor fakat azalmasına yardımcı olabiliyor. Çatlakların rengine göre kullanılan birçok farklı çeşit lazer bulunuyor. Çatlakların lazerle tedavisinde gözle görünür bir sonuç elde etmek için birkaç seans gerekiyor. Ancak tam seans sayısı cilt rengine ve tipine bağlı olarak değişiyor.”
3. Sivilcelenme
Hamilelikte sivilcelenmeler de kişisel farklılıklara bağlı olarak görülen bir durum. Sivilcelenme artışından kısmen androjen hormonlar sorumlu tutuluyor. Ciltteki yağ bezlerinin büyümesini ve yağ salgılanmasının artışından androjen hormonu sorumlu olduğu için sivilcelenmeler de bu hormona bağlanıyor. Bazı kişilerde ise tam aksine sivilcelerin hamilelikte iyileştiği görülüyor.
Nasıl önlenir?
Sorunu önlemenin kesin bir yolu olmamakla birlikte yardımcı olabilecek bazı ip uçları olduğunu söyleyen Dr. Ayşe Gökçe Tümtürk önerilerini şöyle sıralıyor: “Sorunu daha da artırıp iz kalmasına neden olabileceği için sivilcelerin kesinlikle sıkılmaması ve patlatılmaması gerekiyor. Günde iki kez yüzün hafif bir sabun ve ılık su ile nazikçe yıkamak yarar sağlıyor. Bununla birlikte banyo lifi tarzı tahriş edici ürünleri yüz bölgesi için kullanmamak önem taşıyor.”
Hamilelik dönemi ve sonrasında herhangi bir sivilce kremi kullanımı güvenli olmayacağı için doktora başvurmadan herhangi bir uygulama yapılmaması gerekiyor.
4. Saç dökülmesi
Hamilelik döneminde birçok anne adayı saçlarındaki gürleşme ya da güzelleşmeden memnuniyetle bahseder. Bu iyileşme 9 ay boyunca östrojen ve progeskeron başta olmak üzere hormonlardaki artış ve kan hacminin normale göre yükselmesinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla hamilelik sırasında saç dökülmesi azalıyor. Ancak, bebeğin dünyaya gelmesiyle birlikte hamilelikte yükselen hormon seviyelerinin normal değerlerine inmesiyle saçlarda dökülmeler başlıyor. Aslında bu dökülme normal süreçte dokuz ay boyunca gerçekleşecek miktardan fazla olmuyor. Sadece ilk etapta kümeler halindeki dökülme tedirginlik yaratabiliyor. Sürecin bir yıl boyunca devam etmesi normal kabul ediliyor.
Nasıl önlenir?
Ayrıca bir tedaviye gerek kalmadan basit önlemler alarak saçların daha sağlıklı görünmesini sağlamak mümkün olabiliyor. Saçları çok sert fırçalamamak, düzleştirici ya da kurutucuları mümkün olduğunca az kullanmak yarar sağlıyor. Ayrıca, meyve ve sebzeler ve sağlıklı proteinler dahil olmak üzere vücudun ihtiyacı olan tüm vitaminlerin alınması önem taşıyor. Stresten mümkün olduğunca uzak durmak ve bir yıl sonunda dökülmeler devam ederse bir uzmandan destek almak gerekebiliyor.
5. Herpes gestasyonis
Gebelikte başlayıp sonrasında da devam edebilen bir çeşit deri hastalığı olarak tanımlanıyor. Ağırlıklı olarak karın, kol ve bacaklarda kaşıntı olarak kendini gösteriyor. Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber bağışıklık sisteminden kaynaklandığı düşünülüyor. Bu sorunun önüne geçmek çok mümkün olmasa da tedavi edilebiliyor.
Tedavide lokal destekler, semptoma yönelik önlemler ve sistemik steroidler kullanılıyor.