Salgın nedeniyle dünya genelinde üretimin yavaşlaması çip krizine neden olurken, başta otomotiv sektörü olmak üzere ev aletlerinden araç içi elektronik sistemlere, savunma sanayinden giyilebilir teknolojilere kadar her alanda kullanılan çiplerde büyük sıkıntı yaşandı. Mersinli bilim insanı, Elektrik Mühendisi Ali Kemal Okyay, uzun yıllardır üzerinde çalıştığı çip teknolojisiyle çip krizinin çözümüne büyük katkı sağladı. Bu alanda ‘atomik katman kaplama' (ALD) makinesi geliştiren ve ürettiği makineyi dünya ülkelerine satmaya başlayan Okyay'ın hedefi, 5 yıl içerisinde 10 milyon dolar ihracata ulaşmak.
Başarılarla dolu bir geçmiş
Okyay, henüz 43 yaşında olmasına karşın yaşamına birçok başarıyı sığdırmış, yeni başarılara yelken açmış bir bilim insanı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümünden 2001 yılında birincilikle mezun olan Okyay, Amerika Birleşik Devletleri Stanford Üniversitesinde master ve doktora yaptı. Daha sonra Türkiye'ye dönen Okyay, Bilkent Üniversitesinde hocalık yaptı. Araştırmalarını burada ilerleten, nanoteknoloji ve çip teknolojisi üzerine 300'den fazla makalesi ve patentleri olan, ödüller alan Okyay, daha sonra istifa ederek, geliştirdiği teknolojiyi ticarileştirme karar verdi ve 2007 yılında Okyay Enerji Ar-Ge ve Mühendislik Şirketini kurdu. Halen Stanford Üniversitesinde araştırma çalışmalarına devam eden Okyay, 2-3 ayda bir geldiği Mersin'de ürettiği çip üretim makinesini dünyaya pazarlıyor.
“Türkiye'de ilk ve tek atomik katman kaplama makinesi üretiyoruz ve ihraç ediyoruz”
Mersin'in Tarsus ilçesindeki üretim atölyesini İHA'ya açan Okyay Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kemal Okyay, çalışmalarını ve hedeflerini anlattı. Burada, ekibiyle birlikte nanoteknoloji ve çip teknolojisi üzerine çalışarak makineler üreten Okyay, çip krizinin çözümüne büyük bir adım olarak değerlendirdiği çip üretim makinesine ilişkin bilgi verdi. Okyay, “Biz, çip krizine yönelik özellikle çip üretim makineleri, atomik katman kaplama makinesi geliştirdik. İntel, TSMC, Samsung gibi firmaların çift üretimde kullandığı bu makineleri üretiyoruz ve bunu Türkiye'de ilk ve tek yaptık. Bunları yurt dışına ihraç ediyoruz. Ürettiğimiz teknoloji; çip teknolojisinde ihtiyaç duyulan atom seviyesinde hassasiyete sahip kaplamalar yapabilen bir teknoloji. 300 milimetrelik alanın üzerinde tek atom hassasiyetiyle kaplamalar yapabiliyoruz. Burada atom seviyesinde kontrollü bir üretim yapabildiğimiz için çip üretimi noktasında olmazsa olmaz bir teknoloji geliştiriyoruz. Yani burada çift üretiminin kalbini oluşturuyoruz” diye konuştu.
Dünya üniversitelerine satıyor
Üniversitedeki görevinden istifa etmesinin ardından TÜBİTAK destekleriyle prototipler geliştirerek dünyanın değişik ülkelerine satmaya başladıklarını belirten Okyay, “Daha sonra bunu Amerika'ya açtık ve Amerika üzerinden bütün her yere de ihraç etmeye başladık. En son Stanford Üniversitesine cihazlarımızı gönderdik. Oklahoma Üniversitesi, Connecticut Üniversitesi gibi şu anda dünyanın değişik ülkelerine de açılım sağlamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Hintli firmalar bize ulaşıp ortak üretim taleplerinde bulunuyorlar”
Çip teknolojisinin, dünyada trilyon dolarlık bir ekonomi olduğuna vurgu yapan Okyay, “Çin, burada büyük bir paya sahip. Uzak Doğu bununla çok ilgileniyor. Hindistan ilgileniyor; şu anda ülke olarak karar verdikleri 50 milyar dolarlık bir yatırımları var. Hintli firmalar bize ulaşıp ortak üretim taleplerinde bulunuyorlar. Şu anda biz şimdi Hindistan'da üniversitelere de AR-GE cihazları sağlama noktasındayız. Çin'e de tabii ki cihaz satmak istiyoruz. Çip üretimlerin çoğu Çin'den ve Tayvan'dan geliyor ama oralara da bu teknolojiyi ihraç edebiliriz” şeklinde konuştu.
“Üretimi Türkiye'de yapmak bize ayrı bir heyecan veriyor”
Üretimlerini tamamen yerli olarak Türkiye'de yaptıklarının altını çizen Okyay, “Stanford Üniversitesinde araştırmalar yapıyorum ama Türkiye'de tamamen yerli olarak üretimi devam ettirmek istiyorum. Ülkemde tutmak istiyorum bu üretimi. Karşılaştığımız zorluklar var ama biz bunları da elimizden geldiğince aşıyor. Tabi destekler de alıyoruz. Bu konuda TÜBİTAK başta olmak üzere ülkemizin çeşitli kurumlarından destekler alarak geliştirmeler yapıyoruz. Bunu Türkiye'de yapmak ve yurt dışına ihraç etmek bize ayrı bir heyecan veriyor. Kesinlikle üretimi yurt dışına taşımak istemiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Bu teknolojinin Türkiye'den çıktığını ilk duyduklarında inanamıyorlar”
Yurt dışında, bu teknolojinin Türkiye'den çıktığını ve kendisinin Türk olduğunu öğrenenlerin ilk etapta çok şaşırdıklarını ve inanamadıklarını söyleyen Okyay, “Makineyi gördükleri zaman çok heyecanlı bir şekilde hemen devamını isteyebiliyorlar. İlk tecrübelerimiz o şekilde gerçekleşti. Giderek daha fazla duyuluyoruz. Türkiye'nin bu konudaki ismini de duyuruyoruz. Konferanslara ve fuarlara katılıyoruz ve oralarda ülkemizin de tanıtımını da yapıyoruz. Giderek Türkiye'nin de bu konuda isminin çok daha fazla duyulmasına önayak oluyoruz. O da bize ayrı bir şey mutluluk sağlıyor” dedi.
“Dünyadaki trilyon dolarlık çip ekonomisinin yüzde 1'ine talibiz”
Dünyadaki çip krizinin, üretim kapasitesinin sınırlı olmasından kaynaklandığına işaret eden Okyay, Avrupa ve Amerika'da da üretimler olmasına karşın çip üretimimin büyük bölümünün Çin'e kaydığını söyledi. Fabrikaların kapasitesi yetersiz kaldığı için yeni fabrikalar kurulmasının gündeme geldiğini belirten Okyay, hedeflerini şöyle açıkladı:
“Yeni fabrika kurmak için yeni makinelere ihtiyaç var. Biz bu fabrikalarda kullanılabilecek makineleri imal ediyoruz. Çip krizinin çıkmış olması bu makinelere olan talebi çok arttırdı. Burada üretici olan Amerikalı, Alman firmalara ek olarak biz de rekabet edip bu teknolojide bu ürünleri çıkarıp Çin'e satabilmek noktasına geldik. Dünyanın çeşitli ülkelerine ihraç ediyoruz ürünleri. Hindistan, bu konuda büyük bir yatırım fırsatı gördü. Avrupa ve Amerika da yeni çip fabrikaları kurmaya girişti. Amerika'da 100 milyar dolar, Hindistan'da 50 milyar dolar, Avrupa'da 70 milyar dolar gibi rakamlar dile getiriliyor yeni fabrika kurulumları için. Bunların hepsi makine alımına gidecek. Yani önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde büyük yatırımlar yapılacak. Bizim de şu anda yapmak istediğimiz, bu büyük pastada yer alabilmek; ülkemizi bu konuda ihracat sınıfına sokabilmek. Biz de bu sektörün yüzde 1'ine talibiz ve teknolojimiz buna müsait. Hedefimiz, dünyadaki trilyon dolarlık çip endüstrisine, çip ekonomisine, Mersin'den, Türkiye'den ihracat yapabilmek ve bunun yüzde 1'ini elde edebilmek. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde 10 milyar dolar ihracat hedefliyoruz.”