CHP İzmir Milletvekili ve 15 Temmuz Fetö darbesini Araştırma Komisyonu Üyesi Aytun Çıray, “YSK’nın mühürsüz oy zarflarının ve oy pusulalarının geçerli sayılmasına ilişkin kararının bir FETÖ operasyonunun adeta bütün özelliklerini taşıyor “ dedi.
YSK’nın 15 temmuz sonrasında adalet kurumunda yaşanan FETÖcü temizliğinin neredeyse tamamen dışında bırakıldığına ve FETÖ Darbe Kalkışmasını Araştırma Komisyonu’nun çalışmalarının iktidar tarafından son verilmesine dikkat çeken Çıray, bunun tesadüf olmadığını, Türk Milletine çok ağır bedeller ödeten özel olarak planlanmış bir sürecin stratejik bir parçası olduğunu ifade etti.
Sürecin Türkiye’yi bir tek adam devletine dönüştürmek için kurgulandığını ifade eden Çıray, “Pazar günü açıkça kanunu çiğneyen, hatta kendini Meclis’in yerine ikâme eden YSK’ya bu kurguda stratejik müdahale görevi verildiği görülüyor. YSK Başkanı Sadi Güven’in şüpheli FETÖ’cü geçmişine rağmen konumunu korumuş olması bu kurgudaki hayati rolü çerçevesinde açıklanabilir,” diye sözlerini sürdürdü.
YSK Başkanı Sadi Güven’in referandum günü tam oy sayımı başlamak üzereyken yaptığı kanuna aykırı açıklamanın sonuç ne çıkarsa çıksın, sarayın çıkarlarına uygun bir şekilde sonuçlandırılması amacına yönelik olduğunu belirtti. Bunun aynı zamanda “Tövbe eden FETÖ'cülere bir fırsat verilsin,” diyen Hayrettin Karaman’ın sözleri ile birleştirildiğinde saray-FETÖ arasında yeni bir uzlaşmaya gidilmesi yönünde bir planın da ayak sesleri olabileceğini ifade eden Çıray, YSK’nın bugün açıklayacağı kararın da bu doğrultudaki adımlara katkıda bulunacağının altını çizdi.
Çıray açıklamasını şu tespitlerle noktaladı: “YSK’nın referandumdan hangi sonuç çıkarsa çıksın, onun sarayın çıkarlarına uygun şekilde yorumlanmasına imkan verecek sözkonusu kararından sonra hıyanet şebekesinin başta FETÖ’nün kendisi olmak üzere çekirdek kadrosu dışındaki geniş unsurlarıyla yeni bir anlaşma döneminin başlaması sürpriz sayılmamalıdır. Saray, kendisine kayıtsız şartsız biat eden bütün bu unsurlardan yararlanmak için gerekli her türlü düzenlemeyi yapabilir ve FETÖcü unsurlar da bunu karşılıksız bırakmazlar. YSK’nın kararı bunun çok çarpıcı ilk tezahürüdür; YSK’nın AKP’li üyesinin referandumun açık kanunsuzluğa rağmen iptal edilmeyeceğinden emin olması da bu gerçekten kaynaklanmaktadır.”