İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel, 6 yaşındaki öz kızını bir müride eş diye ‘verdi.’
İnsan ayrımı yaparken yelpazeyi çok geniş tutuyoruz sanki. İnsanım diyen 6 yaşındaki çocuğu cinsel bir obje olarak göremez çünkü. İnsanım diyen, 6 yaşındaki öz çocuğunu bir başkasına eş olarak da göremez. İnsan çocuğuna tecavüz edilsin ister mi ya? Neden tutuklanmıyorlar, neden hala aramızda geziyorlar?
Bir çocuğun çıkaramadığı ses olmak zorundasınız. Devletler de vatandaşlarını ulusal ve uluslararası sözleşmelerle belirlenmiş olan haklara göre yönetir. Bizim bu ülkede tecavüz edilen çocuğu koruyacak yasamız, hukukumuz yok mu?
Kime işliyor bu yasalar, kimlere işlemiyor?
Bu ülkenin çocuklarına görülen reva bu mudur?
Bir insanın, 6 yaşındaki bir çocuğu eş, bir babanın da çocuğunu tecavüz unsuru olarak sunmasının hiçbir yanını burada yazmayacağım. Biz biliyoruz ki bu ülkenin tarikatlarında, cemaatlerinde çocuklara tecavüz etmek vardır.
Tarikat ve cemaatler bu ülkedeki çocuklar, gençler için büyük tehlikedir. Aladağ Öğrenci Yurdu, Enes Kara… Çocukların, gençlerin hayatını kara bir karanlık gibi içlerine çekiyorlar. Bunlar münferit olaylar değildir. Tarikat ve cemaatler bu ülkenin batağıdır.
Öte yandan istismar edilen kadın, radyodan erken yaşta evlendirilmesinin suç olduğunu öğrenip, suç duyurusunda bulunmuş. Gazetecilerin varlığı bu yüzden önemli. Olayı ortaya çıkaran Timur Soykan, gazeteciliğin bir kamu görevi olduğunu da bir kez daha hatırlatmış oldu. Bu da bize istismarı daha çok konuşmamız gerektiğini anlatıyor. Daha çok kez, daha çok yerde, konuşmalıyız. Konuşmalıyız ki, haklarımızla var olduğumuzu ve haklarımızla hareket edebileceğimizi diretmeliyiz.