ÇOK GÜZELDİK BİZ

Banu Pirinçcioğlu

Şanslı çocuklardanım ben.

Gerçek  çocukluk yaşayan son neslin temsilcilerindenim.

Sokak çocuğuydum bir kere. Televizyon, bilgisayar değil. Toz toprak içinde eve gelen çocuklardık biz.

Apartman önünde oynayan, ip atlayan, paten kayan yaramaz çocuklar. Pencereden seslenen, hava karardı anonsu yapan annelerle büyüdük.

Ev ödevini kalem kağıtla yapan güzel nesil.

Dutlu  sokakta dut ağaçlarından yaprak toplayıp evde ipek böceği besleyen çocuklar.

Kültürparktaki trene biletimizi alıp trene binip sanki başka şehire gidermişiz gibi trenle fuarı gezerdik. Trenden inip, hayvanat bahçesine oradan lunaparka.

Konuşan çocuklardık hep. Elimize yapışan telefonlar olmadan ne yapacaktık ki konuşmaktan başka?

Çok konuşurduk, cümlelerimiz boldu.

Öyle ya da böyle iletişim hep konuşarak olurdu.

Televizyonda bizi bağlayan tek şey taş devri, Heidi olurdu. En fazla Adile Naşit’li uykudan önce. Ben Dallas’ı kapı aralığından izlediğimi bilirim. Gizli gizli, herkes beni uyur zannederken ben aradan bakardım.

Konuşa konuşa büyüdük biz. Saatlerce konuşurduk ve büyükler sorardı, bu kadar konuşacak ne buluyor bunlar?

Şimdi konuşmadan anlaşanlara hayretim biraz bu yüzden.

Bizim kadar şanslı olmayan çocuklar konuşmadan büyüyor şimdi, ellerindeki telefon tuşlarına basarak.

Yazışarak anlaşıyorlar. Yanyana oturup birbirinin yüzüne bakmadan. Telefon ekranına bakarak.

Ilgileri çabuk kayboluyor, merakları çok çabuk geçiyor. Herşey çabuk eskiyor.

Sevgileri de en az telefon modelleri gibi hızla tükenip yenisiyle değişiyor.

Çalışmak da istemiyorlar şimdi. Daha kolay ne varsa o olsun, hemen olsun.

Staj bitsin, iş başı yapsın senesi dolmadan terfi etsin.

Sevemiyorlar da. Sevgiler hep bir eksik.

Bizim neslin çocukları sevmeyi de iyi bilirdik.

Çok güzel sever, sevdik mi tam severdik. Acabasız, tapusuz, kredi kartsız.

Biz severdik, samanlık seyran olurdu.

Şanslı çocuklardık biz. Gelecek hiçbir nesil bizim kadar şanslı olmayacak.

Teknoloji daha çok gelişecek, hayatın her hali daha kolaylaşacak. Zor diye birşey kalmayacak, bir gün imkansız bile tarih olacak belki.

Yine de bizim sahip olduğumuz güzellikleri hiçbir nesil yaşamayacak.