Bizim çocukluk ve gençlik zamanlarimizda, evler çöplük değildi, nasıl yani diyeceksiniz?
Her şey ihtiyaç dahilinde alınırdı, bir tane alındıysa ikincisi çok zordu... Ne fazladan oyuncak ne fazladan kılık kıyafet ne de ev eşyası...
Keyfe kedere öyle her şey alınmazdi... Özel günler de o da genellikle bayramlarda , alabilen alırdi bazı şeyleri,az ve öz...
Şimdilerde öyle mi?
Elbette değil.
Her vakit alışveriş çılgınlığı hem reel hayatta hem de sanal âlemde hız kesmeden devam ediyor...
İnsanlarda bir doyumsuzluk bir para harcama isteği almış başını gidiyor.
İnsanlar ihtiyaca göre artık alışveriş yapmıyor, indirim vardı aldım, taksit yaptırdım aldım, cümleleri uçuyor havalarda... Ardından tıkış tıkış dolaplar, çekmeceler. Evlerde gereksiz kalabalıklar, sonucunda eşyaya köle bir yaşam ve sürekli bundan şikayet, yine de vazgeçilmeyen çılgınlıklar, çok eşya az mutluluk... Tabi bunun psikolojik olarak temelinde, insanlar, kendilerini var etmek, mutlu etmek ,biraz da gösteriş de bulunmak için alışveriş merkezlerinden vazgeçemiyorlar, dostlar alışverişte görsün ayakları, anlık mutluluklar, yetinmeme, şımarıklik, ego gibi gibi... Oysa eskilerde her şey olması gerektiği gibiydi, sade , mütevazı...
Her bir şeyin kıymeti vardı ve kıymet bilinirdi.
Çünkü az olan, kıymetliydi...
istenilmeden veya ihtiyaç olmadan bir şey alınmazdi... Böylece olunca insanlarda anlamlı bir bekleyiş ve heyecan olurdu...
Evler sade insanlar sade fikirler sade, bütünüyle o zamanlarda moda deyimle doğaldı birçok şey.
Sonrasında neler oluyor?
Bu ülkede her şey bir oyuncak gibi bozulup bozulup bir yerlere atılıyor , tüketiliyor , unutuluyor sonra ülke,kocaman bir çöplüge dönüyor...
"Az eşya ,çok huzur" diye diye sosyal medyada flash cümleleri sayfamıza sabitliyoruz...
Gerçek bu, üzgünüm...