Ülke gündeminin ve siyasetin nabzının tutulduğu programda Kalkanlı, AKP'nin bir seçim havası yarattığını dile getirdi. Seçimlerin sandıktaki oyunlarla kaybedildiğinin altını çizen CHP'li Kalkanlı, seçim kazanmak için geçmişte yapılanları hatırlatarak, yaşanacaklarla ilgili vatandaşlara uyarılarda bulundu.
ONLAR İÇİN EN BÜYÜK ACI
Hükümetin seçimi kazanmak için taktiğinin aynı olduğunu dile getiren Kalkanlı, "Hep aynı yöntem safları sıklaştırarak, kutuplaştırma yaratıp ondan sonra anketlerde önde çıkabileceğini düşündüğü zamanlarda erken seçim yapılıyor. Onlarda bir acıdır Ankara ve İstanbul'un kaybedilmesi. İzmir'i saymıyorum. İzmir zaten yıllardır CHP yönetiminde. İstanbul ve Ankara Avurapa'da birer devlet gibidir. Buralarda ki yönetimleri kaybetmeleri, öncelikle havuz medyasının devamında yandaş müteahhitlerin en büyük kaybı oldu. Yine aynı taktik uygulanıyor. Kutuplaşma yaratılıyor ve orada bir güç elde etmeye çalışıyorlar. En son HDP saldırısında ben bunların eli ayağı olduğunu her zaman için düşünmüşümdür. Bundan sonra da olabilecek olaylarda da bir erken seçim önümüze gelecekse önce bunun zemininin oluşturulması gerekir. Ve bizlerin çok ama çok dikkatli olması gerekir" ifadelerini kullandı.
HODRİ MEYDAN!
CHP'li Kalkanlı, ülkede seçimlerin sandıklara sahip çıkılmamasıyla kaybedildiğini hatırlatarak; "Öyle şeyler yaşadı ki bu ülke bu seçimlerde tamamen biz çıkacağız dediğimiz yerlerde bile sandıklarda öyle ayak oyunları yapıldı ki; Çünkü bunlar dürüstçe seçimlere girmiyorlar. Türlü ayak oyunları yapıp, sonrada halkın iradesine saygı duyun diyorlar. Geçmişte yaşadık biz bunları. Gece yarısında elektriklerin kesilmesini yaşadı, trofalara kediler girdi. Sadece ve sadece halkın iradesi olarak bu seçimlere bakmamak, sandıklara sahip çıkıp, bilinçli seçmen olmak gerekir. Birinci önceliğimizin aslında bu olması gerekir. Bunun için bir platform oluşturulmasına, sırf bu konudaki seçmenlerin birlik oluşturmasına gerek yok. Her birey atmış olduğu oyun arkasından koşturduğu sürece akşam saat 17.00'den sonra sandıklar açıldıktan sonra oyuna sahip çıktığı sürece bu ülkede hiç kimse bizim oyumuzu çalamaz. Bizi cümleler korkutmuyor. Biz eylemdeyiz artık. Biz sokaktayız" dedi.
DİKKATLİ OLMAK GEREKİYOR
Konuşmasına "İzmir ülke siyasetinde bir dinamiktir. Çoğu başlangıçlar ülke siyasetinde İzmir’den start alır" diyerek devam eden Kalkanlı, "Burada bu olayın bireysel nitelikte bir olay olduğu lanse edilmeye çalışılıyor ama bu ülkenin geçmiş dönemlerde yaşadıklarına baktığımızda bu olayların bir şeylerin kıvılcımı, bir ateşleme noktası olduğunu da görebileceğiz. Biraz önce de dedim, bundan sonraki süreçte çok çok dikkatli olunması gerekiyor. Emek ve Demokrasi Güçleri'nin geçen günlerde yapmış oldukları mitingten çok korktum. Biz 90'larda da 2000'li yıllarda da bunları yaşadık. Her seçim öncesinde bunlar yapılıyor. Bu ülkenin istihbarat kurumları, emniyet güçleri can hıraş çalışma içerisindedir, görevlerini layıkıyla yapmaktadır. Ama biraz daha dikkatli olmak gerekiyor. Özellikle aman bu CHP’li aman bu AKP’li olarak ayrıştırmadan görevlendirilmesi gerekir. Diğer il başkanlıklarının kapısına bakıyoruz, TOMA'lar var, polis kulübeleri var. Bu da siyasi bir parti, orada polis memurunun dikkatli olması belki de bütün planı bozacaktı. Neden bunlar yapılmıyor. Siyasetten önce, siyasi partilerin güvenliğini ele almamız gerekiyor. Çoğu şeyi önleyecektir" diye konuştu.
HANGİ DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNDEN BAHSEDECEĞİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'Bu medya grubunun gazetelerini almayın' sözlerinin düşünce özgürlüğüne aykırı olduğunu belirten Kalkanlı, “O gazeteyi almayın bu gazeteyi alın! Diyerek İnsanların düşüncelerine hükmetmeye çalışıyorlar. Bu anayasamızın 103. maddesinde yer alan tarafsızlık ilkesine de aykırı bir durumdur. Bizim genel başkanımız da kalkıyor tam da gününde bununla ilgili bir söylevde bulunuyor. Hiçbir yerde işlemeyen yargı hemen ertesi gün 11 Ocak'ta cumhuriyet savcıları kanalıyla çalışmaya başlıyor. Şimdi önümüzde hem Genel Başkanımızın hem de diğer milletvekillerimizin fezlekeleri Mecliste. Biz hangi düşünce özgürlüğünden bahsedeceğiz?" diye sordu.
YEREL YÖNETİMLERİMİZ ÇÖZÜM BULACAKTIR
Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nin ardından gelen tepkileri değerlendiren Kalkanlı, İzmir'de CHP'li belediyelerin yerel basını mağdur etmeyeceklerine inandığını dile getirdi. Kalkanlı, “Bence bu sorun hukuk birimleri sayesinde çözüme ulaştırılacaktır diye düşünüyorum. Bazı açık noktalar görülebiliyor. Bunlar değerlendirilebilir. Ben CHP’li belediyelerimiz liyakatle yönetiliyor, diğerleri biat kültürüyle devam ediyor fakat bizde demokrasi ile yönetiliyor. Ben ilçe belediyelerimizin, yerel yönetimlerimizin bu konuyla ilgili bir çözüm üreteceklerine inanıyorum. Yerel basını tamamen destekleyeceklerini ve İzmir ile buluşturacaklarına inanıyorum. Bundan hiçbir kuşkum yok" dedi.
CANIMIZI ACITIYOR
2019’dan bu yana süren Elmalı Davası hakkında, adaletin çok yavaş ilerlediğinden dert yanan Kalkanlı, "Karar verici mecralar kimin uşakları olduğunu biliyoruz. Diğerleri ise, koltuklarının derdindeler. İstanbul Sözleşmesi gibi.. Ne kadar komik değil mi? Tam Aziz Nesin’lik ülkeyiz. İstanbul Sözleşmesi, bizim memleketimizde imzaya açılıyor, biz şimdi çıkmak istiyoruz. Meclis kararıyla alınan bir karar, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kaldırılıyor. Akıl almıyor. Yargı bazı noktalarda böyle hızlı işliyor. Elmalı Davası'nda bakın çocukların çizimleri var değil mi? Yeni gelen yargı paketiyle, somut delil getiriyorlar önümüzde. Yanı ruhsal raporlar dikkate alınmayacak ülkede. Birleşmiş Milletler’in Çocuklar ile ilgili sözleşmesinde bizim imzamız var. Bizim 2011 yılında diğer Avrupa Konseyi Üyelerinin de olduğu gibi Lorazante sözleşmesinde imzamız var. Hani imzasının arkasında duracak Devlet. Bizim orada imzamız varsa, hem ruhsal hem fiziksel raporları dikkate alınması gerekiyor, önümüze gelecek yargı paketinde neden ruhsal raporlar dikkate alınmayacak. Burada tutuksuz yargılanan anne ve baba var. Bu bizim canımızı acıtıyor. 2021'e kadar bu sapıklar aramızda gezdi bizim. Biz Avrupa Konseyi ülkesi değil miyiz?” ifadelerini kullandı.