Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Buluşmaları'na katıldı. Sabahın haberine göre ABD'de başkanlık seçimini Donald Trump'un kazandığını hatırlatan Gedikli, "Bunun üzerine Çok değerlendirme olacaktır ama benim gördüğüm Amerika ekonomisi resesyona girer. Kimin seçildiği hiç fark etmez." dedi.
Dünya ekonomisinde bazı döngülerin olduğunu, 50-60 yılda bir bunun tekrar ettiğini ve enteresan bir dönemeçten geçildiğini ifade eden Gedikli, "Küresel finansal çağın sonuna geldiğimizi düşünüyorum. Bundan sonrası yeni bir reel sektör çağının başlangıcıdır. Tabii bir dönem değişirken bunun sancıları olacaktır. Bizim temennimiz bunun hem dünya hem de Türkiye için minimuma inmesidir." dedi.
"TÜRKİYE'NİN İSTİKRARSIZ HALE GELMESİ EN ÇOK AB'Yİ VURUR"
Bülent Gedikli, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) aralık ayında faiz artırmasının kolay olmayacağını vurgulayarak, "Aralıkta faiz artırabilir mi? Ekonomik olarak baktığınızda artıramaz ama siyasi gerekçe ile yapmaya gayret ediyorlar. Ekonomi o kadar kötü ki yapmaları birçok risk doğurabilir, bundan da endişe ediyorlar." dedi.
Avrupa Birliğinde (AB) durumun daha feci olduğuna dikkati çeken Gedikli, "AB bu gidişle iflah olacağa benzemiyor, merkez bankasının para basma süreci devam edecektir. Türkiye-AB ilişkileri açısından da farklı bir manzara ortaya çıkıyor. Lüksemburg'ta yapılan açıklama, Türkiye ile ilgili bazı müeyyide uygulanabileceği gibi yaklaşımlar olduğunu gördük. Ben bunları Avrupa açısından akıl tutulması olarak niteliyorum. Olayın hangi boyutta olduğunu görmedikleri anlamına gelir. AB olarak Türkiye ile ilgili elinizden ne geliyorsa aleyhte her türlü faaliyeti yapıyorsunuz. Ekonomik olarak aslında Türkiye, onlar için çok önemli ekonomik pazar. Bu rasyonelitesi olan bir şey değil. Kaldı ki Türkiye'nin istikrarsız hale gelmesi en çok AB'yi vurur, AB çöker, belki arkasından dünya ekonomisi de çöker. Yani Türkiye istikrar açısından o kadar önemli."
"TÜRKİYE'YE GELMEK İSTEYEN MUAZZAM BİR SERMAYE VAR"
Gedikli, uluslararası sermayenin Türkiye'ye bakışına ilişkin, "Türkiye'ye gelmek isteyen muazzam bir yabancı sermaye var. Hiç de birilerinin söylediği gibi değil. Türkiye'ye gelip milyarlarca dolar yatırım yapmak isteyen şirketler var. Bunların görüşmeleri de yürütülüyor. Türkiye'de hukuk sistemi falan... Bank of China geliyor, Sberbank gelmiş, bir sürü banka gelmek için başvurmuş, hukuk olmayan ülkeye banka gelir mi? Bankacılık sistemi olur mu?" dedi.
"ZATEN YARI BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇİLDİ"
Gedikli, teori ile izah edilemeyecek bir noktada olunduğunu belirterek, "Yeni bir reel sektör çağı başlayacak ama bu yepyeni sektörler üzerinden olacak. Çok daha şiddetli rekabet olacağını göreceğiz, ben ona artık 'hiper rekabet' diyorum. İş dünyamızı buna hazırlamak zorundayız. Buna yönelik adımlar da attık." dedi.
Türkiye'nin bu yeni dünyaya başkanlık sistemi ile hazır olacağını vurgulayan Gedikli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çünkü başkanlık sistemi istikrar içinde dinamizm anlamına geliyor. Hızlı, etkin karar alınması gereken bir dünyadayız. Türkiye'nin geçmişine baktığımızda parlamenter sistem bu anlamda tıkandı. Zaten şu anda da parlamenter sistem içerisinde de değiliz. Hala ana muhalefet, öyleymişiz gibi konuşuyor ama artık parlamenter sistem falan yok, şu anda yarı başkanlık sistemindeyiz. 2007'de hukuken yarı başkanlık sistemine geçildi, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle, fiilen de 2010'da zaten yarı başkanlık sistemine geçilmiştir. Türkiye'de olan şey yarı başkanlık sistemidir."
"Yürütmenin tek başlı hale gelmesi lazım" diyen Gedikli, vizyonun sahaya yansıması, etkin ve hızlı kararlar alınması gerektiğini söyledi.