Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gebze Bilişim Vadisi’nde düzenlenen, ‘Teknoloji ve Sanayinin Merkezi Kocaeli’ye Değer Katanlar Ödül Töreni’ne katıldı. Törende Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, belediye başkanları, milletvekilleri ve sanayiciler katıldı.
Ödül töreni öncesinde salonda bulunanlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu. Bilişim Vadisi’nden bahseden Erdoğan, “Bundan 3 yıl önce burayı açtığımızda buranın Türkiye’nin yarınlarını şekillendirecek üs olacağını ifade etmiştim. Bilişim Vadisi, yazılım, mobilite, elektronik, enerji, tasarım ve oyun gibi sektörlerde faaliyet gösteren firmaları ile Türkiye’nin köşe taşıdır. Ülkemizin en büyük teknoloji geliştirme bölgesi. Önümüzdeki dönemde vadimizin teknoloji ve inovasyon kapasitesini daha da arttıracağına inanıyorum” dedi.
Farklı alanlarda Kocaeli’nin gelişmesine katkı sunanları ödüllendirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kocaeli ile birlikte, Türk ekonomisine değer katarak, ödül almaya hak kazanan şirketleri ve girişimcileri kutluyorum. Gelecekte de Türkiye için hayal kuran ve bu hayalleri gerçeğe dönüştürmeye çalışan iş insanlarını her alanda desteklemeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
“Kimilerinin ülkeyi felakete sürükleyecek akıl dışı söylemlerine rağmen, ekonomik hayatın durmasına müsaade etmedik”
‘Teknolojik bağımsızlığı kazanmadan, milli sanayiyi inşa etmeden, ne ekonomik, ne de siyasi anlamda özgürlüğü tesis edebilirsiniz’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunmada dışa bağımlılık nasıl ciddi sıkıntılar doğurursa, teknoloji ve üretimde dışa bağımlılık da benzer riskler oluşturur. Korona virüs salgını sürecinde yaşananlar bu gerçeği çarpıcı şekilde ortaya koymuştur. Dünyanın en zengin, en müreffeh ülkelerinin bile sağlık çalışanları ve vatandaşları için maske bulamadığı, asgari sağlık hizmetlerini sunmakta zorlandığı günler yaşadık. Küresel tedarike zincirlerindeki kırılmalar sebebiyle birçok yerde üretim aylarca durma noktasına geldi. Hastanelerden, marketlerden, sanayi sitelerinden yansıyan görüntüleri hepimiz gayet iyi hatırlıyor. Türkiye olarak bu sancılı süreçte sağlıkla birlikte ekonomide de başarılı bir imtihan verdik. Kimilerinin ülkeyi felakete sürükleyecek akıl dışı söylemlerine rağmen, ekonomik hayatın durmasına müsaade etmedik. Şirketlerimizi üretime, ticarete, istihdam devam etmesi noktasında teşvik ettik. Türk firmaları hükümetimizin bu tür teşvikleri sayesinde yurt içinde ve yurt dışında başarı çıtasını sürekli yukarıya taşıdılar. Ekonomik büyümesini istikrarlı şekilde sürdüren sayılı ülkelerden birisiyiz. Geçtiğimiz yıl elde ettiğimiz yüzde 11'lik büyümeyle G20 ülkeleri içinde ilk sıraya yerleştik. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3'lük büyüme kaydettik. Dünyada istihdam azalırken 31 milyon sınırına dayanarak tarihimizin en yüksek rakamına ulaştık. Her ay ihracatta rekor kırıyoruz. Temmuz ayı ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 buçuk artarak 18 milyar 550 milyon dolara ulaştı. 2002 yılında sadece 36 milyar dolar ihracat yapabilen Türkiye'nin, yani bununla şunu söylüyorum; göreve geldiğimizde ihracatımız 36 milyar dolardı. Şimdi nereye geldik? 250 milyar dolara yaslandık. Turizmde 2022 hedeflerimizin de üzerine çıkacağımız görülüyor” şeklinde konuştu.
“Başka ülkelerin yurt dışı pazarlarda bıraktığı boşluğu hamd olsun Türk ürünleri ve bizim firmalarımız dolduruyor”
Asya merkezli üretim ağına alternatif adres arayışlarında Türkiye'nin isminin giderek daha fazla zikredildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başka ülkelerin yurt dışı pazarlarda bıraktığı boşluğu hamd olsun Türk ürünleri ve bizim firmalarımız dolduruyor. Dün malum Soçi'deydim. Döndüğümde akam televizyon ekranlarında Rusya'dan gelen kruvazör gemisinin Trabzon limanına yanaşmasını gördüm. İftihar ettim. Düşünün Trabzon limanına artık turistler işte kruvazör gemisiyle geliyor. Sanayisi, üretim kapasitesi, nitelikli iş gücü, 3 kıtayı birleştiren stratejik konumu, sağlık ve ulaşım altyapısıyla ülkemizin yıldızı giderek parlıyor. Küresel ölçekte gıda ve enerji krizinin konuşulduğu dönemde biz oldukça rahatız. İşbirliğini, barışı, diplomasiyi önceleyen dengeli politikamızla Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkilerinden ülkemizi korumayı başardık. Tahıl koridorunun açılmasını sağlayarak, küresel sorunların çözümünde Türkiye'nin anahtar rolünü bir kez daha teyit ettik. Emtia fiyatlarındaki ani ve aşırı yükselişlerin olduğu piyasa dengesizliklerini yakından takip ediyoruz. Fahiş fiyat artışlarıyla enflasyon sebebiyle vatandaşımızın ve iş dünyamızın sırtına binen yükü hafifletecek pek çok adım attık, atmayı da sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
“Bazıları bu başarıları görmezden gelse de 20 yılda yapılanların ülkemiz için büyük bir gurur kaynağı olduğunu biliyorum”
‘Asgari ücretten memur ve emeklilerimizin maaşlarında yaptığımız artışlara, sosyal koruma kalkanımızın genişletilmesinden iş dünyamıza yönelik kredi imkanlarına kadar attığımız her adımda toplumuzun tüm kesimlerine sahip çıkıyoruz’ ifadelerini kullanan Recep Tayyip Erdoğan, “Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla ülkemizi büyütme esasına dayanan Türkiye ekonomi modelini taviz vermeden uyguluyoruz. Hayata geçirdiğimiz politikamızın sonuçlarını inşallah önümüzdeki senenin ilk çeyreğinde, özellikle enflasyonda daha net şekilde göreceğiz. Türkiye'yi bu küresel fırtınadan da selamete mutlaka çıkaracağız. Günümüz ekonomisinin rekabetçi yapısında öne çıkmanın yolu, güçlü üretim kapasitesiyse birlikte yüksek teknoloji ve yenilikçiliktir. Son 20 yılda Türk ekonomisini bu yönünü güçlendiren pek çok adım attık. Cumhuriyet tarihinin en büyük sanayi ve teknoloji atılımı olarak milli teknoloji hamlesini başlattık. Ülkemizde dünya ile yarışabilecek bir girişimcilik ekosistemi inşa ederken, Türk girişimlerine yatırım yapanları destekleyecek programları devreye alıyoruz. Türkiye'de teknoloji tabanlı işlere yapılan yatırım miktarlarında keskin bir artış yaşanıyor. 2023 için öngördüğümüz yatırım rakamlarını 2 yıl öncesinden büyük bir farkla geçtik. 2020 yılında Türkiye'deki teknoloji şirketlerine yapılan yatırımlar sadece 148 milyon dolar iken, 2021 yılında bu ne oldu biliyor musunuz? 1 buçuk milyar doları aştı. 2022'nin ilk yarısında 132 teknoloji girişimine yapılan 1,4 milyar dolarlık yatırımda aslında yeni rekorların, yeni başarı hikâyelerinin sinyallerini veriyor. Türkiye bu yılın ilk yarısında oyun yazılımı sektöründe Avrupa'da en fazla yatırım alan ülke oldu. Bundan 2 sene önce ülkemizde 1 milyar dolar değerlemeye ulaşan hiç şirket yokken bugün bu şirketlerin sayısı 6'ya ulaştı. Ayrıca çoğu kendi imkanlarımızla yerli ve milli helikopterlerimizi, roket ve mühimmatlarımızı, eğitim uçaklarımızı, zırhlı araçlarımızı, gemilerimizi, torpidolarımızı hava savunma sistemlerimizi tasarladık, geliştirdik ve ürettik. Bazıları bu başarıları görmezden gelse de 20 yılda yapılanların ülkemiz için büyük bir gurur kaynağı olduğunu biliyorum” ifadelerini kullandı.
“Ne tüfeği? Bu ülke toplu iğne üretemiyordu”
‘Az önce bakanımız tüfeklerden bahsetti. Bırak tüfeği Sayın Varank, ne tüfeği? Bu ülke toplu iğne üretemiyordu, toplu iğne ve şimdi hamd olsun buralara geldik’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün dünya da insansız hava araçları denilince akla ilk Türk SİHA’ları geliyor. Önce İHA ile başladı, ardından SİHA , şimdi akıncı. Ben Sayın Bush Amerika'da başkan iken kendisiyle bir ziyarette henüz başaklan olmamıştım ama seçimi kazanan bir partinin başkanıydım. Ve Amerika'ya yaptığım ziyarette Sayın Bush ile bir konuyu ele aldık. Dedim ki, 'Hani terör ile mücadelede bize gerekli destekleri verecektiniz. İHA'lar verecektiniz, SİHA'lar verecektiniz 'Bunlar verilmiyor mu?' dedi. 'Evet, verilmiyor' dedim. 'Türkiye'ye bunlar verilecekti, niçin verilmiyor?. Hemen bu işi halledeceksiniz' dediler ve bize o zamanın şartlarında 24-48 saat ile İHA'ları verdiler. Ama ondan sonra tabi hemen çekip alıyor. Allah rahmet eylesin, Özdemir Bey bizim bu halimizi görünce çocuklarıyla beraber masaya oturdular ve o gün bir adım attılar. Süratle ilk adım İHA'nın üretimiydi. İHA'nın üretimini gerçekleştirdiler, ardından SİHA'nın üretimi gerçekleşti. Ve en son Akıncı'nın üretimi gerçekleşti. Tabi bütün bunlarla beraber Türkiye bu alanda sıraya girenlerin olduğu bir ülke konumuna geldi. Şimdi herkes İHA istiyor, SİHA istiyor, Akıncı istiyor. Mesele buydu, bunu başarmaktı. Bu noktaya geldik. Bir savaş halini düşünün. Dün işte Sayın Putin ile bunları konuştuk. Bu noktaya geldik. Bir savaş halini düşünün. Dün işte Sayın Putin ile bunları konuştuk. Tahran'da yine konuşmuştuk. Şimdi bizimle bu alanlarla da ortak yatırımlara girmek isteyen dünyadaki süper güçler var. Güçlü olursan bunlar oluyor, olmadığınız sürece bunlar olmuyor” dedi.
"2023'ün ilk çeyreğinde TOGG'u vatanımızın yollarında görmeye başlayacağız"
Muharebe meydanlarında kendilerini ispatlayan SİHA'larımızın kabiliyetini artık tüm dünya kabul ediyor. Bir dönem en temel savunma ihtiyaçlarını bile ithal eden Türkiye, bugün pek çok ülkeye ileri teknolojiye sahip, milyarlarca dolarlık ürün satıyor. Ülkemizin iyi üniversitelerinde yetişmiş 13 bin mühendis ve teknisyenimiz, milli muharip uçağımızın projesinde gece gündüz demeden büyük bir aşkla çalışıyor. Her he kadar birilerin vatan ve millet sevdalısı bu genç kardeşlerimizin şevkini kırmaya çalışsa da, biz onlara güveniyoruz, inanıyoruz ve onları her alanda destekliyoruz. Aynı şekilde, ülkemizin vizyon projelerinden Türkiye'nin otomobilinin de belirlediğimiz takvime göre uygun şekilde adım adım hayata geçiriyoruz. İnşallah, 29 Ekim 2022'de TOGG'un Gemlik fabrikasının resmi açılışını ve ilk seri üretim aracının banttan inme töreninin gerçekleştireceğiz. 2023'ün ilk çeyreğinde TOGG'u vatanımızın yollarında görmeye başlayacağız. 'Yapamazsınız, üretemezsiniz, üretseniz bile satamazsınız' diyenlere inat, Türkiye'nin otomobilini milletimizin ve dünyanın hizmetine sunacağız. Ülkemizi savunma sanayisinde nasıl parmakla gösterilen seviyeye getirdiysek, inşallah elektrikli otomobilde de benzer başarıyı muhakkak yakalayacağız. Az önce gencimizi dinledik, bu noktada artık bizim bu tür yetişmiş kendine inanan gençlerimiz olduğu sürece biz bunları üretiriz, bunları üretmenin ötesinde de elektrikli otomobilde de dünya ülkeleriyle yarışabiliriz. Tüm bu hakikatlere rağmen Türkiye'yi hala saman ithalatçısı gibi görmeye çalışanlar, Türk ekonomisinin üretim kapasitesinden habersiz cahillerdir. Bu insanları yalan yanlış bilgilerle Türkiye'yi inzam etmek, kendi ülkelerine kara çalmak yerine ben Kocaeli'ye davet ediyorum. Gelsinler Kocaeli'ye buranın organize sanayi bölgelerini ve Bilişim Vadisi'ni gezsinler görsünler. Kendilerinin de cehaletini burada anlasınlar. Burada üretimi, girişimci ruhu bizzat yerinde görsünler. Gelsinler Türkiye'nin sanayide neleri başardığına bizzat şahit etsinler. Gelsinler, Gebze Bilişim Vadisi'nin temsil ettiği vizyona şahit olsunlar. Kocaeli, 14 organize sanayi bölgesi, endüstri bölgesi, stratejik üretim tesisleri ve imalatta çalışan yaklaşık 270 bin vatandaşımızla Türk ekonomisine her yıl devasa katkılar sağlıyor. Bu şehrimiz muazzam üretim hacmiyle, otomotiv, kimya ve metal sanayine damga vuruyor. 2021 yılında Türkiye araç üretiminin yaklaşık yüzde 40'ını tek başına Kocaeli şehrimiz gerçekleştirdi. Türkiye'nin ihracatta yakaladığı ivmede en başarılı 2. şehir olarak ön plana çıktı. Toplam 128 araştırma, geliştirme merkezi, 15 tasarım merkezi yaptıkları çalışmalarla şehrimizin rekabetçi gücüne güç katıyor. Kocaeli'deki 5 teknoloji geliştirme merkezinde yürütülen araştırma ve geliştirme faaliyetleri, katma değerli üretime öncülük ediyor" diye konuştu.
Programın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sanayicilere ödüllerini verdi. Nuh Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Bilgin, 'En fazla ihracat yapan firmalar' kategorisinde ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden aldı.