Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakların ülkemiz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dışlanarak adeta gasp edilmesine yönelik girişimleri kesinlikle kabul etmeyeceğiz. Türkiye'ye rağmen Doğu Akdeniz’de veya Ege’de adım atabileceklerini sananlar ne büyük bir hata yaptıklarını anlamaya başladılar" dedi.
Milli Gemi Projesi (MİLGEM) kapsamında tamamen yerli mühendislerin yaptığı TCG Büyükada ve TCG Heybeliada'dan sonra TCG Burgazada da Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi. İstanbul Tersane Komutanlığında TCG Burgazada'nın Deniz Kuvvetlerine teslimi ve yeni tip denizaltı Aydınreis'in ilk kaynak yapımı için tören düzenlendi. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, İstanbul'un yeni Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve çok sayıda davetli katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burgazada korvetimizi bugün Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza teslim ediyoruz. Tasarım, inşa, tedarik işleri yerli ve milli imkanlarla yürütülen MİLGEM projesinin ürünü olan Burgazada korvetimizin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Geçtiğimiz yıl MİLGEM projesinin dördüncü gemisi olan Kınalıada'yı denize indirmiştik. İnşallah onu da Deniz Kuvvetleri komutanlığımıza teslim edeceğiz. Filomuza katılan her gemi denizlerdeki gücümüzü, hareket kabiliyetimizi arttırmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Doğu Akdeniz'deki doğal kaynakların gasp edilmesini kabul etmeyeceğiz”
Son dönemde Doğu Akdeniz ve Ege'de yaşanan gerginliklere dikkat çeken Erdoğan, “Türkiye'yi adeta denize ayak basamayacak hale getirmeyi amaçlayan çabalara asla izin vermeyeceğiz. Aynı şekilde Doğu Akdeniz'deki doğal kaynakların ülkemiz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dışlanarak adeta gasp edilmesine yönelik girişimleri kesinlikle kabul etmeyeceğiz. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, hele hele toprağında gözümüz yoktur. Biz sadece ülkemizin ve kardeşlerimizin haklarını koruyoruz. Türkiye'ye rağmen Doğu Akdeniz'de veya Ege'de adım atabileceklerini sananlar ne büyük bir hata yaptıklarını anlamaya başladılar. Suriye'deki teröristlere nasıl günlerini gösterdiysek, denizlerdeki haydutlara da meydanı bırakmayacağız. Büyük emeğin ürünü korvetlerimiz hizmete girdikçe sözümüz denizlerde daha derin yankılar yapmaktadır” şeklinde konuştu.
"Dünyanın en üst ligindeki ülkelerle yarışabilecek seviyede ürünler ortaya çıktı"
Türkiye'nin son yıllarda savunma sanayiinde büyük gelişim kaydettiğini vurgulayan Erdoğan, “2004 yılından beri savunma sanayii faaliyetleri bize bir gerçeği göstermişti. Bu gerçek Türkiye'nin ve Türk milletinin gerekli irade konduğunda altından kalkamayacağı hiçbir işin olmadığıdır. Biz mühendislerimize güvendik, teknisyenlerimize güvendik, araştırmacılarımıza güvendik, subaylarımıza güvendik, girişimcilerimize güvendik. Sonuçta ortaya karadan denize, havadan uzaya kadar her alanda dünyanın en üst ligindeki ülkelerle yarışabilecek seviyede ürünler çıktı. Geçtiğimiz hafta Ankara'da optikten lazere kadar farklı alanlarda kendi tasarımımız olan ürünlerin testlerine şahitlik ettik. Silahlı ve silahsız İHA'lar konusunda dünyanın ilk 5-6 ülkesi arasındayız. Kendi geliştirdiğimiz Atak helikopterleri emsalleri arasında giderek öne çıkıyor. Daha geride simülasyon sistemlerinden milli savuş uçağımıza kadar pek çok proje daha var. Biz kendi gücümüze güvendikçe, kaynaklarımızı dışarıya aktarmak yerine içerideki girişimcilerimizi destekledikçe Allah da yaptığımız işlerin bereketini veriyor. Başka ülkelerin daha büyük bütçelerle uzun yıllarda elde ettikleri neticelerin daha iyisine makul bütçe ve sürelerle ulaşıyoruz” diye konuştu.
Savunma sanayiinde dışa bağımlılığın yüzde 80'lerden yüzde 35'lere düşürüldüğünün altını çizen Erdoğan, “Ortaya çıkardığımız her ürün dünyadaki pek çok ülkenin de ilgi alanına giriyor. Mesela bugün oncalar dost ve kardeş ülkenin denizlerinde ülkemizde üretilen gemi ve botlar görev yapıyor. 3 hafta önce Pakistan'a teslimi yapılan denizde ikmal gemisi de bu gurur verici projelerden biridir. Aynı şeklide savunma sanayi için gelişen ürünlerin ticari versiyonu konusunda da gözle görülür bir ilerleme yaşanıyor. Teknolojik ilerlemenin lokmotifi olan savunma sanayiini ne kadar geliştirirsek diğer alanlarda da o kadar ileriye gideceğimiz açıktır. Bağımsızlığımızı güvence altına almamızın yasın sıra bize küresel rekabet sağlayacak bu alanı daha fazla destekleyeceğiz. Bugün Türkiye dünyanın ilk 100 savunma sanayi şirketi arasına giren 4 şirketi ile bu listede en fazla şirketi olan 6. ülke durumuna gelmiştir. En kıza zamanda özel sektör kuruluşlarımızı da bu listede görmek istiyoruz” dedi.
Savunma sanayiinde tedarikçi zincirini geniş tutmayı amaçladıklarını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Amerika bu tecrübeyi yaşamıştır. Bu ülkenin tedarikçi zincirlerini geliştirmeye yönelmeyen dev savunma sanayii kuruluşlarının her biri ilk yüz listesinde daha aşağılara iniyor. Savunma sanayiinin ülkemize bir başka katkısı da beşeri sermayemizi güçlendiriyor olmasıdır. Bu alanda yetişen kadrolar, diğer sektörlerde de başarılı işlere imza atıyorlar. Genç mühendislerimiz için gerçekten çok geniş bir alan inşa ediyoruz. Üniversitelerimizin çabaları ile inşallah önümüzdeki yıllarda beşeri sermayemizi daha da zenginleştireceğiz”