Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Seçim ittifakı konusunda MHP’nin birlikte oluşturduğumuz bu ittifak şu anda kararlı bir şekilde Mecliste yürüyor. Niye birileri rahatsız oluyor? Ayrıca BBP’de cumhur ittifakını desteklediğini açıkça ilan etti. Bu çatının altında olmasını arzu ettiğimiz eğer kendilerine başka bir yol veya yol arkadaşı seçiyorlarsa onlara da güle güle demekten başka elimizden bir şey gelmez" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Erdoğan, “Biz Türkiye olarak yalnız kalsak da üzerimize düşeni yapacağız. Çünkü biz şunu biliyoruz. Allah’tan başka galip yoktur. Biz olaya böyle bakacağız ve böyle yürüyeceğiz. Onların tankları, topları, füzeleri, uzaylara giden şusu, busu her şeyi olabilir, teknoloji olarak her şeyi olabilir. Olsun be bizim Allahımız var. Olaya böyle bakacağız ve böyle yürüyeceğiz. Ülkemizin sınırları boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunun rejimle de büyük ölçüde anlaşma sağlandığına göre tek bir hedefi olabilir. O da Türkiye’dir. Nitekim Afrin’de ele geçirdiğimiz yerlerdeki tüm tahkimatlar, tuzaklar, silahların namluları ne yazık ki ülkemize dönüktür. Hani dosttunuz? Böyle mi dosttuk. Hani biz müttefiktik. Hani NATO’da beraberdik? Rakka tarafındaki petrol sahası kavgasını saymazsanız Fırat’ın doğusunda da aynı durum geçerlidir. Şimdi gelin hep birlikte oturup düşünelim, Avrupa Birliği ile olan köklü ilişkileri sebebiyle Batı Bloğunda yer alan NATO üyesi olan ülkemize yönelik böyle bir hazırlığın yapılmasını biz nasıl DEAŞ’la Suriye’nin istikrarıyla güvenlik kaygılarıyla izah edebiliriz. Buradaki hedef çok açıktır ki Türkiye’dir. Türkiye’nin toprak bütünlüğü, birliği, beraberliği, bekası ve kalkınmasındaki azmidir, gücüdür. İstedikleri kadar yalan söylesinler, istedikleri oyalama taktiğini kullansınlar, istedikleri diplomasi oyunlarını oynasınlar biz bu gerçeği görüyoruz ve fırsatta da yüzlerine vuruyoruz, vurmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
"Unutmayın biz her an atılacak her adıma hazır bir ülkeyiz, hazır bir milletiz"
“Sahalardaki bütün politikalarımızı buna göre belirliyoruz” diyen Erdoğan, “Artık bizi kimin ne dediği değil kimin ne yaptığı ilgilendiriyor. Gözümüzün içine baka baka söylenen yalanlardan artık gına geldi. Onun için de somut uygulamasını görmediğimiz hiçbir sözün, görüşmenin, mutabakatın bizim nezdimizde bir kıymeti harbiyesi yoktur. Yıllardır topraklarımızda başaramadıklarını şimdi sınırlarımız ötesinden gerçekleştirmeye çalışanlara meydanı bırakmayacağız. Nasıl yıllardır içimizdeki fitnelere geçit vermediysek 81 milyon tek yürek, tek ses olarak ezanımıza, bayrağımıza, istiklalimize, istikbalimize sahip çıktıysak dışarıdan gelen tehditleri de aynı şekilde karşılamakta kararlıyız. Bu konuda 15 Temmuz bir milattır. Türkiye 15 Temmuz’dan önceki Türkiye değildir. O bir kırılma noktasıdır. Çelikten bir kütle gibi üzerine gelen darbeyi çıplak elleriyle durdurup püskürten şehadeti şeref sayarak ölümün üzerine giden bu milleti yolundan döndürecek hiçbir güç tanımıyoruz. 15 Temmuz’un hemen ardından önce Fırat Kalkanı Harekatı şimdi Zeytin Dalı Harekatı konusunda ülke ve millet olarak gösterdiğimiz sağlam duruş bunun en büyük ispatıdır. Özgürlük mücadelesi silah değil, yürek işidir, iman işidir. Elhamdülillah bizim hem silahımız var hem de kor gibi ateş gibi yanan yüreğimiz tunç gibi sağlam imanımız var. Türkiye ve Türk milletini hiçbir köklü devlet geleneği bulunmayan kendi aralarındaki didişmeler hariç ciddi bir mücadele birikimi olmayan topluluklarla karıştıranlara verilecek cevabımız şudur; unutmayın biz her an atılacak her adıma hazır bir ülkeyiz, hazır bir milletiz. Eğer böyle bir devlete millete karşı 3-5 teröristi 3-5 çapulcuyu tercih edenler varsa hiç şüpheleri olmasın ki bu cevabı onların da yüzlerine ve yüreklerine çok yakında çarparız. Bunu da bilsinler” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Peygamber Efendimizin hicret sırasında kaldıkları mağarada, Hazreti Ebubekir Radıyallahu Anh Efendimizi teskin etmek için ifade ettiği ve Yüce Kitabımız Kitabı Furkan’da da zikredilen ‘la tahzen innallahe meana’ korkma Allah bizimle beraberdir ayeti var ya bu lafzın korkma kısmının İstiklal Marşımızın başına yerleştirilmiş olmasının sebebi de budur. Yani birileri burada farklı yerlere çekip bunu beşer planındaki korkmak korkmamak gibi anlayıp da o korkmadan almasın. Buradaki korkmanın dayandığı yer ifadesiyle merhum Akif onu o anlayışla oraya yerleştirmiştir. Onunla İstiklal Marşımız başlamaktadır. Rabbimize olan teslimiyetimizin de o bir sembolüdür aslında. Rabbime teslim olanı korkutacak hiçbir güç yoktur. Biz böyle bir millet olduğumuzu tarih boyunca sayısız defa ispatlamış bir halkız. Onun için yurdumuzun üzerinde tüten en son ocak sönmeden milletimizin değerlerine ve vatanımızın her karışı şehit kanlarıyla sulanmış mübarek topraklarına kimsenin el uzatamayacağına yürekten inanıyoruz. Milletimizin bağrından çıkan askerimizin her başarısı bu gerçeğin altının bir kez daha çizilmesi anlamına geliyor. Rabbim milletimize, ülkemize, askerimize güç ve kuvvet versin, her türlü kazadan beladan fitneden korusun.”
"Güle güle demekten başka elimizden bir şey gelmez"
"Biz Afrika’dan Afrin’e kadar ülkemizin geleceği için her yerde ve her konuda yoğun bir mücadele yürütürken maalesef ülkemizde giderek çapı ve seviyesi düşen bir ana muhalefet gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz" diyen Erdoğan, "Her defasında acaba bu sefer farklı olabilir mi diye ümit ediyoruz. Ama ülkemizin ve milletimizin bekasını ilgilendiren her kritik konuda bu partinin yanlış tarafta bulunduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz. Siyasi partilerin seçimlere ittifakla girebilmelerini temin için ilgili kanunlarda değişiklik yapılması konusundaki düzenleme sırasında da benzer bir manzarayla karşılaştık. Seçimlere ittifakla girilebilmesi hususu ne AK Parti’ye ne başka partiye münhasır değildir. Bu daha önce farklı şekillerde uygulanmadı mı? Uygulandı. İlk defa yapılmıyor. Arzu eden tüm partiler aralarında böyle bir ittifak kurabilirler. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zaten doğal olarak gerçekleşecek bu ittifakın milletvekilliği seçimlerine teşmili yürütme erkinde sağladığımız istikrarı yasama organında da mümkün kılacak bir imkandır. Bu işin bir başka faydası da geçmişte kimi seçimlerde zaten yapılan ama adeta hülle yönetimi kullanılan seçim ittifaklarının hukuki zemine kavuşturulmasıdır. Eskiler önce refik sonra tarik derler. Biz gittiğimiz yol kadar bu yola kimlerle gittiğimize de bakıyoruz. Seçim ittifakı konusunda MHP’nin birlikte oluşturduğumuz bu ittifak şu anda kararlı bir şekilde Mecliste yürüyor. Niye birileri rahatsız oluyor? Ayrıca BBP’de cumhur ittifakını desteklediğini açıkça ilan etti. Bu çatının altında olmasını arzu ettiğimiz eğer kendilerine başka bir yol veya yol arkadaşı seçiyorlarsa onlara da güle güle demekten başka elimizden bir şey gelmez. Biz iyi niyetimizi samimiyetimizi hatta ısrarımızı defaatle ortaya koyduk. Bir şeyi özellikle ifade etmem lazım, biz ülkemizde her şeyden önce azami müştereklerimizin olduğu siyasi hareketlerle, siyasi partilerle beraber olmanın ittifakını kuruyoruz. Asgari müşterekler değil, onlarla beraber olamayız. Biz azami müştereklerimizin olduğu siyasi hareketlerle beraber olma kararını verdik, adımı da bunun için böyle attık. Biz ümmetin birliğini, beraberliğini sağlamanın adımını atıyoruz ve bu ittifakın da buna hizmet ettiğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.