Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gündüz başlayıp sabahın ilk saatlerine kadar süren bu programlarlar salgın döneminde mesafeli kaldığımız milletimizle tekrar kucaklaşma vesilesi oldu. Genel merkezimizle, il ve ilçe teşkilatımızla, kadın kollarımızla, gençlik kollarımızla seferberlik halinde çalıştığımızda milletimizin gönül kapılarının bizlere açık olduğunu gördük. Bu tempoyu düşürmeden sürekli yeni araçlar ve yöntemlerle zenginleştirerek çalışmalarımızı 2023 Haziran ayına kadar sürdüreceğiz. Önümüzdeki yaklaşık bir yıllık süreyi en güzel şekilde değerlendirerek 16. seçim zaferimize hep birlikte ulaşacağız.
Elbette her seçim önemlidir, her seçim tarihidir, hem seçim kritiktir. Hatırlayınız 2022 Kasım seçimleri ülkemiz için tarihi bir dönüm noktasıydı, 2007 seçimleri vesayetle mücadelemizde yeni bir safhaya geçmemizi sağlamıştı. 2011 seçimleri eser ve hizmet siyasetimizi zirveye taşımıştı, 2015 seçimleri ülkemizi yeniden eski günlere döndürmek isteyenlerle hesaplaşma zeminine dönüşmüştür. 2018 seçimleri darbe teşebbüsü ve yeni yönetim sistemine geçişin ardından ilk imtihandı. Her mahalli seçimler, her kalk oylaması da benzer misyonlara sahiptir. 2023 seçimleri de hem ülkemizin AK Parti hükümetleri dönemindeki kazanımlarının bir muhasebesi hem de 2053 vizyonumuzun habercisi olarak siyasi tarihimize nakşedilecektir" dedi.
"Küresel kriz ülkemizin önüne tehditler yanında önemli fırsatlar da çıkardı"
2023 seçimlerinin kritik bir eşik olduğuna vurgu yapan Erdoğan, küresel krizin tehditler yanında önemli fırsatları da araladığını belirtti. Erdoğan, "Bu seçimlere küresel krizlerin dünyadaki yönetim ve ekonomik sistemini kökünden sarstığı bir dönemde giriyoruz. İlk işareti 2008 küresel finans krizi ile başlayan salgınla yeni bir merhaleye ulaşan bu büyük sarsıntı Ukrayna- Rusya savaşı ile güvenlik boyutu da kazındı. Küresel kriz ülkemizin önüne tehditler yanında önemli fırsatlar da çıkardı.
Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma altyapısı sayesinde pek çok sınamayı başarıyla verdik. Vesayet düzeni ile ve darbe heveslileriyle mücadele ederek milli iradenin üstünlüğünü tartışmasız şekilde tesis ettik. Ülkemizin asırlık geri kalmışlığını ortadan kaldıracak eser ve hizmetleri adım adım hayata geçirdik. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, tarımdan spora, tüm dış politika her alanda milletimizin en üst standartlarla hizmet alabileceği imkanları sağladık. Vatan topraklarının her bir karışını eserlerimizle donattık. Terör örgütlerinin başını hem sınırlarımız içinde hem sınırlarımız dışında ezerek vatandaşlarımızın can, mal ve istikbal kaygısını ortadan kaldırdık" diye konuştu.
"Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını tamamlayacağımız bir dönemin eşiğindeyiz"
Kimi küresel dengesizliklere ve Türkiye'ye kurulan ekonomik tuzaklara rağmen refah seviyesinin geçmişle mukayese edilemeyecek şekilde yükseltildiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin dünya üzerindeki önemine de dikkat çekti. Erdoğan, "Kendi güvenliği ile, yönetimi ile, kendi ekonomisi ile kararlarının başka yerlerde verildiği Türkiye'yi sadece vatandaşlarının değil bölgesindeki tüm kardeşlerinin, dünyadaki tüm mazlumların umudu bir ülke haline getirdik. Şimdi işte tüm bu emeklerin tüm bu mücadelelerin tüm bu fedakarlıkların, tüm bu altyapının asıl meyvesini toplayacağımız büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını tamamlayacağımız bir dönemin eşiğindeyiz. 2023 seçimlerinin öncekilere göre farkı buradan geliyor.
Bu seçim AK Parti için Tayyip Erdoğan için değil Türkiye için önemlidir. Türkiye'nin gelişmekte olan ülke zincirini kırıp dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesi 2023'te yapılacak tercihe bağlıdır. Çünkü bu bizim hedefimiz, bizim çabamız. Muhalefet tarafının yavrularıyla beraber ülkemize tek taahhüdü Türkiye'yi 20 öncesine götürmek, yapılmış olan her şeyi mümkünse yıkmak, yıkamadıklarını da devre dışı bırakmaktır. Daha vahimi Kılıçdaroğlu muhalefet adına yeni ve daha iddialı bir hedef ortaya koydu" dedi.
"Anlaşılan o ki bu zat hiçbir BM toplantısını takip etmemiş"
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını eleştiren Erdoğan, "Kılıçdaroğlu, ülkeye eser ve hizmet vermeye değil kavga etmeye geldiğini açıkça söyledi. Bu zatın bizimle partimizle, zatımızla, hükümetle ilgili eleştirilerine bakıyor, gerektiğinde hak ettiği cevabı da veriyoruz. Ancak uzunca bir süredir bu zatın söylediklerinin yarısı yalan, yarısı yanlış. Mesela dün Mecliste çıkmış 'Tayyip Erdoğan Suriye meselesini BM'de hiç gündeme getirdi mi 'diye soruyor. Eline diline dursun. Defaatle anlaşılan o ki bu zat hiçbir BM toplantısını takip etmemiş. Tabii bunların gözü var görmez, kulağı var duymaz. Çünkü bunların kalpleri mühürlü. Yine dün çıkmış, Tayyip Erdoğan bu meseleyi Avrupalılarla hiç konuşmadı diyor. AB ülkeleriyle bu konuda yüzlerce, belki binlerce görüşme yaptığımızdan, müzakereler yürüttüğümüzden, bize verilip de tutulmayan sözleri yüzlerine vurduğumuzdan muhakkak haberi yok.
Gerçi bu adamın neyden haber var ki. SSK Genel Müdürlüğü olarak sürekli örnek verdiği Bürokratik kariyeri ülkemizin en büyük utanç sayfalarından biridir. Bunca yıllık siyasetçiliği döneminde de kendisinin ülkenin ve milletin herhangi bir meselesi hakkında dişe dokunur, sadra şifa olacak herhangi bir tespitine ve teklifine rastlamadım. Buna karşılık PKK'sından FETÖ'süne, DEAŞ'ına kadar pek çok terör örgütü ile ülkemizde ve bölgemizde ilgili alçakça niyetleri olan tüm uluslararası güçlerin maşalığını yaptığına şahidiz. Bu adamı nerede görürsünüz? Ankara'dan İstanbul'a teröristlerle kol kola, el ele yürüdüğünü görürsünüz. Oralarda yine çadır kurduğunu görürsünüz. Bu adamı nerede görürsünüz? Bütün bu teröristlere yandaşları ile beraber onların cenaze törenlerine katıldığını görürsünüz. Bu tür bir insandan yalandan, talandan başka ne beklenir" açıklamasında bulundu.
"Türk siyasetini dizayn etmeye yönelik bir projenin aparatı olarak geldiği CHP Genel Başkanlığı koltuğunu bugüne kadar da hep aynı amaçla kullanılmıştır" diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne söylersek söyleyelim, hangi belgeyi ortaya koyarsak koyalım, kendine verilen göreve uygun şekilde kafasında inşa ettiği dünyada yaşamayı sürdüren bu profilin takdirini ben milletime bırakıyorum. Hiçbir terör örgütüne, hiçbir Türkiye düşmanına kullanmadığı ifadelerle bize saldırmayı siyaset sanan bu zavallı zatın dünkü hezeyanlarına parti sözcümüz gereken cevabı da verdi. Bu zatın geçtiğimiz haftalarda ifade ettiği o çok enteresan 'kavga etmeye geliyorum' sözü ve bununla bağlantılı olarak dile getirdiği 'ya bana katılın ya önümden çekilin' meydan okumasını ben farklı bir yere koyuyorum.
Siyasette mücadele anlamında kavga elbette vardır. Bizim 40 yılı aşan siyasi hayatımız hep bununla geçti. Milletimizin ortak değerlerini oluşturan inancımız ve kültürümüz adına ülkemizi kalkındırmak için gerektiğinde yedi düvelle kavga ettik. Milli iradeyi korumak, milletin iradesine sahip çıkmak için canımız pahasına bir mücadele ortaya koyduk. Bu FETÖ'cüler bizi, kaldığımız yeri gelip bombalamadılar mı?
Gelip oralarda bizim yanımızdaki korumalarımızı şehit etmediler mi? Biz Atatürk Havalimanı'na geldiğimizde 10 binler oradaydı. Bu Bay Kemal, tankların arasından FETÖ'cülerin desteği ile çıkıp oradan Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitti. O günleri hatırlıyorsunuz. Bu böyle ürkek, korkak, pısırık , zavallı birisidir. Daha sonra da diyor ki utanmadan haberim olsaydı ben de beklerdim. Orada 10 binler neyi bekliyor. Sende öyle bir yürek öyle bir ciğer yok. Neyi toparlayacaksın, neyi bekleyeceksin. Sende öyle bir şey hayatta olmadı ki. Yeri geldi vesayet odakları, yeri geldi terör örgütleriyle kavga ettik. Biz ettik biz, sen edemezsin. Göreve geldiğimizden bu yana terörün kökünü kazıdık mı? Kazıdık. Kazımaya devam ediyor muyuz, ediyoruz.
Sınır içinde sınır dışında her şeye rağmen başta Amerika olmak üzere Avrupa'nın değişik ülkeleri binlerce tır dolusu silah, araç gereç, mühimmat her şeyi Türkiye'nin içindeki teröristlere gönderdiler. Biz kendileriyle Bay Kemal bunun da mücadelesini verdik. Bu silahları kime gönderiyorsunuz? Hani sizin terörle mücadeleniz vardı. Bu terörle, bu teröristlerle mücadeleyi nerede, kiminle yapıyorsunuz? Biz sizinle NATO'da beraber değil miyiz? Beraberiz. Peki NATO'da beraber olduğunuz Türkiye'ye tehdit oluşturan bu ülkelere kalkıp en ufak bir dirsek gösterdiniz mi? Yok. Onlarla yine mücadeleyi sınır boylarında da olsa biz verdik."
"Türkiye'yi tapulu mülkü görüp insanımıza tepeden bakan, kömürcü, makarnacı diyen elitist zihniyetle de kavga ettik"
Türkiye'nin terörle mücadelesinin kararlılıkla süreceğine vurgu yapan Erdoğan, "Bunların sözlerine güven olmaz. Bunlar Koalisyon güçleri derler yine bizim için tehdit oluştururlar. Bunlar bizim bu işlerle alakamız yok derler tehdit oluştururlar. Ne yazık ki, hiçbirine güven olmaz. Öyle de olsa, böyle de olsa biz bildiğimiz yoldan sapmadan mücadelemizi sürdüreceğiz. Gün oldu Türkiye'nin istiklal ve istikbaline kast eden şer güçlerle de kavga ettik. Ülkemizin vizyon projelerini engellemeye çalışan bürokratik oligarşi ile de kavga ettik. Türkiye'yi tapulu mülkü görüp insanımıza tepeden bakan, kömürcü, makarnacı diyen elitist zihniyetle de kavga ettik. 15 Temmuz gecesi korkaklar televizyon karşısında kahvesini yudumlarken, biz milletimizle omuz omuza vererek tankla, uçakla, silahla Türkiye'yi teslim almaya kalkışan hainlerle mücadele ettik. Millete ve memlekete hizmet yolculuğumuzda sayısız haksızlığa, zorbalığa, hukuk katliamlarına maruz kaldık.
Yola çıkarken söylediğimiz gibi kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu mücadelenin hiçbir safhasında milletin bize sandıkta verdiği emanete gölge düşürmedik. Vatanımızın bekasına, milletimizin huzuruna, vatandaşlarımızın birlik, beraberlik kardeşliğine halel getirmedik. Bunlar kiminle kavga etmeye gelmiyor. CHP geçmişine bu zatın zihniyetine baktığımızda kimlerle kavga etmeye geldikleri açıkça görünüyor. Bunlar milletle, milletin hak ve özgürlük kazanımlarıyla kavga etmeye geliyor, ülkeye kazandırdığımız eser ve hizmetleri yerle yeksan etmenin kavgasını etmeye geliyor. Bunlar Türkiye'yi yeniden tek parti faşizmine geri döndürmek, yoksulluğu, sefaleti hortlatmak için kavga etmeye geliyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Bunlar ülkemizin başını bölgesinde ve dünyada eğecek kepazelikler sergilemeye geliyor"
Erdoğan, "Bunlar ülkemizin başını bölgesinde ve dünyada eğecek kepazelikler sergilemeye geliyor. Bunlar yeniden milletin başına bela olmaya geliyor. Buna izin vermeyeceğiz. Milletimize sözümüz var. Bunların o yılan dillerinin riyakar yüzlerinin sahte söylemlerinin ardındaki gerçek niyetlerini göstererek tamamını da hep birlikte sandığa gömeceğiz. Biz, niyet hayır, akıbet hayır değişine, gönülden inanan insanlarız" dedi.
"Kimi çıkıyor siyasi ve ekonomik krizlerin ateşiyle yanan dünyada ülkemizin verdiği mücadeleye köstek oluyor"
Muhalefeti eleştiren Erdoğan, "Nitekim muhalefet diye karşımıza dikilenler bizim bir şey yapmamıza gerek kalmadan kendi kendilerini ifşa etmeye başladılar. Masa diye kurdukları 6 benzemez ittifakı seçimleri bile görmeden zangır zangır titremeye, sağından solundan dökülmeye başladı. Daha ortak aday belirleme dirayeti göstermeyenlerin ülkenin hiçbir kritik meselesinde kararlı tutum ortaya koyamayacaklarını görmek için allame olmaya gerek mi var. Muhalefet diye ortada salınanların ne dedikleri, yaptıklarına bakıyoruz. Karşımıza çıkan manzara şu; kimi çıkıyor ülkemizin iftihar meselesi hizmetlerine eserlerine sataşıyor.
Vatandaşlarımızın inanç özürlüklerine, eğitim ve kıyafet haklarına dil uzatıyor. Bunlar cambaz sürekli kılık kıyafetle hep savaşmışlardır. Bunlar vitrin için özellikle bazı siparişler de veriyorlar. Bu siparişleri de vitrinlerde sergiliyorlar. Biz sizin ne olduğunuzu biliyoruz. Bir gün rozet takarsınız öbür gün gidip o hanım kardeşimizin rozetini söker alırsınız. Kimi çıkıyor nefret suçları işliyor, Kimi çıkıp kibriyle nobranlığıyla diğerini ötekileştirip herkese parmak sallıyor. Kimi çıkıyor siyasi ve ekonomik krizlerin ateşiyle yanan dünyada ülkemizin verdiği mücadeleye köstek oluyor. Kimi çıkıyor tiyatrovari gösterilerle sahte gündemler oluşturma peşine düşüyor" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun sığınmacılar konusundaki açıklamalarına tepki gösteren Erdoğan, "Ülkemizde şu anda muhacir olarak bulunan bu insanları biz ne Bay Kemal'in dedikleriyle, ne onun yandaşlarının dedikleriyle bu ülkeden bu görevde olduğumuz sürece asla geri itmeyiz, ötelemeyiz. Bay Kemal senin dün söylediğin bugün yoktur. Ama biz farklı bir medeniyetten geliyoruz. Bu medeniyette muhacirlik var, ensarlık var. Biz o muhacir ve ensar kültürünü bilerek yetiştik. Onun için de biz şu anda adeta ölümden ölümden beğen diyenlerin kovduğu ve ülkelerinden kaçıp bize sığınan bu kardeşlerimize kapılarımızı nasıl açtıysak, bundan sonra da aynı şekilde korumaya devam edeceğiz. Özellikle vurguluyorum. Bu kardeşlerimizden kendi tasarruflarıyla, inisiyatifleriyle geri dönmek isteyen oldukları zaman zaten geri dönecektir. Ama biz onları asla Boraltan Köprüsü'nden olduğu gibi silah dayayarak düşmana teslim etmeyiz Bay kemal. Boraltan Köprüsü'nde ne demiş kardeşlerimiz, 'Siz bizi Ermenilere teslim etmeseydiniz de bizi siz öldürseydiniz' demişlerdir. Bunların farkı var mı. Aynı zihniyet şimdi de bunlar aynısı yapıyor. Biz bu görevde olduğumuz sürece Bay Kemal, yandaşların dahil hepinize birden sesleniyorum.
Allah'ın izni ile siz bu kardeşlerimizi bu ülkeden geri gönderemeyeceksiniz. Bunu öğrenen, bunu bilen, bunu duyan gerek Suriyeli, Iraklı, Afgan hepsi bir gönül huzuru içine giriyorlar. Onlar ülkelerinden evet kaçışları, Türkiye'ye gelişleri, hepsi sadece bir sığınmadır. Bizler bu muhacir kardeşlerimize ensar görevini yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Siyasi hayatımız boyunca niceleri çıktı karşımıza, kiminin ardında vesayet güçleri, kiminin ardında emperyal düzen, kiminin ardında bilmem hangi karanlık mihrak vardı. 18 Mart Çanakkale Köprüsü ile dönemin en son taşlarını diktik, dikiyoruz. Biz eser üretiyoruz, laf değil. Bay Kemal bir dikili mumun var mı ya onu göster. Yönetiminde olan büyükşehir belediyelerinde neler yaptın bunları anlat, şunu yaptık de. Şu eseri diktik de. Yok. Bunlar sadece yapılanları hakaretle vesaire eleştirmektir. İnşallah bu eserlerle kalmıyoruz. Bir taraftan otoyollarımızı, otobanlarımızı, tünellerimizi devam ettiriyoruz. Durmadan usanmadan yolumuza devam edeceğiz. Yeter ki biz Allah'ın rızasından başka gaye gütmeyelim" ifadelerini kullandı.
"Biz bugüne kadar milletimize asla yalan söylemedik"
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki seçimin de böyle yeni bir başlangıç haline getireceğiz. Ülkemizin asırlık meselelerini nasıl çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden yine biz geleceğiz. Milletimizi asırlık özlemlerine nasıl kavuşturduysak gençlerimizin ufkunu da biz aydınlatacağız. Ayağımıza vurulan prangaları nasıl attıysak önümüzde duran engelleri biz aşıp geçeceğiz. Biz bu ülkeye, bu vatana, millete sevdalıyız. Küresel ekonomideki sarsıntıların olumsuzluklarıyla da yüzleşiyoruz. Enerji ve hammadde fiyatlarındaki artışlar ile tedarik zincirlerindeki bozulmalar tüm dünyada enflasyonu azdırmıştır. Salgın döneminde finansal krizin yol açtığı sorunlar, günlük hayatın her alanında fiyat artışları olarak karşımıza çıkmaktadır Türkiye. Bu küresel tabloya ilave olarak uzunca bir süredir döviz kuru ve faiz üzerinden maruz kaldığı bir saldırıyla mücadele etmektedir. Fırsatçıların sebep olduğu dengesiz fiyatları buna eklediğimizde milletimiz ciddi bir hayat pahalılığıyla karşı karşıya kalmıştır.
Biz bugüne kadar milletimize asla yalan söylemedik. Yapmadığımız şeyleri yapmış gibi göstermedik, başaramadığımız işlere de kılıf uydurmadık. Karşımızdaki tablonun insanlarımızın hayatlarında yol açtığı sıkıntıları gayet iyi biliyoruz. Buna karşın birkaç ayaklı bir program yürütüyoruz. İnsanlarımızı iş aş ekmek sahibi olmalarına öncelik vermektir Bir yandan fiyat artışlarını kontrol altına almak diğer yandan gelirleri yükseltmektir. Türkiye zahmetsiz kazanç sağlayabilen petrol ve doğalgaz satışlarıyla günde milyarlarca doları kasasına koyabilen sömürge geçmişinin getirdiklerini harcayan bir ülke değildir. Biz dişimizle tırnağımızla kazanan bedelini ödemeden hiçbir zenginliğe ulaşamayan bir ülkeyiz."
"Halihazırda yaşadığımız sıkıntıların hiçbiri çözümsüz değildir"
Yaşanan sıkıntıların geçici olduğunu ifade eden Erdoğan, "Savaş sürecinde trilyonlarca dolarlık kaynağı olan ülkelerden çok daha iyi bir yönetim sergilediğini, çok daha güvenli ve müreffeh bir yerde durduğunu kimse inkar edemez. Halihazırda yaşadığımız sıkıntıların hiçbiri çözümsüz değildir, kalıcı değildir. Gelişmiş ülkelerin hızla içine kapandığı bir dönemde biz üretim, ihracatımızla, insani duruşumuz, tarihi sorumluluklarımızla dünyaya açılmayı sürdürüyoruz. Elbette bedeller ödüyoruz, sıkıntılar çekiyoruz, hamdolsun hepsinin de karşılığını fazlasıyla alıyoruz. Milletimizden sabırlı olmasını, bize güvenmesini, bizi desteklemesini, muhalefetin yalan ve iftira furyasına aldırmadan ülkemizin kazanımlarına ve hedeflerine sıkı sıkıya sahip çıkmasını istiyorum. Cumhur İttifakı olarak Meclisteki yasama gücümüzle, Cumhurbaşkanlığı olarak yürütme gücümüzle, siyasetteki gücümüzle ülkemizi 2023 hedeflerine de ulaştıracağız. Gençlerimize 2052 vizyonu emanet edeceğiz" dedi.