Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu tarafından Ulucanlar Cezaevinde düzenlenen Yeni Anayasa Sempozyumu’nda konuştu.
Erdoğan, “Biz bu amaçla yaklaşık 10 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir yeni anayasa çalışması başlattık. Daha önceki anayasa değişikliklerine göre en geniş siyasi katılımlı bu çalışma, muhalefet partilerinin tabiri caizse yan çizmesiyle akim kaldı” dedi.
“Buna rağmen ülkemizi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir Anayasaya kavuşturma hedefimizden vazgeçmedik.” Diyen Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş yapılırken anayasayı tümden yeniden yazma teklifini yine muhalefetin uzlaşmaz tavrı sebebiyle hayata geçirilemediğini belirterek, ”Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Milletimizi hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç korkmadık. Geçtiğimiz yıl önce anayasa konusunda söyleyecek sözü olan bilim insanlarımızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın katıldığı bir dizi çalıştay düzenledik. Ardından da diğer siyasi partilerle müzakereye esas olacak ve milletimize takdim edeceğimiz kendi anayasa metnimizi hazırladık” diye konuştu.
Sempozyumu yeni anayasa kararlılığının bir ifadesi olarak gördüğünü söyleyen Erdoğan, "Herkese, kendi kişisel hesaplarının ve kavgalarının içine bu kadar gömülmüşken yeni anayasa gibi vakit emek ve birikim gerektiren bir konuyla kim? Niye uğraşsın ki? Ama bizim milletimiz karşı hem sorumluluğumuz, hem sözümüz var. Bunun için yeni anayasa meselesi daima gündemimizin ilk sıralarında yer almayı sürdürüyoruz. İletişim Başkanlığımız ile Hukuk Politikaları Kurulumuzun düzenlediği bu sempozyumu yeni anayasa kararlılığımızın bir ifadesi olarak görüyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri ve katılımcıları tebrik ediyorum. Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız. Dünyada Birleşmiş Milletler ‘de temsil edilen ülke sayısı kadar unutmayın, anayasa vardır. Her ülke kendi tarihine, siyasi, sosyal ve kültürel yapısına ihtiyaçlarına göre aile bir anayasa süreci yaşamıştır. Türkiye'nin anayasa geçmişi de 200 yılı buluyor. Cumhuriyet Döneminde de muhtelif anayasa tecrübelerimiz olmuştur. Ancak 27 Mayıs 1960’tan itibaren anayasalarımız maalesef darbe yönetimleri tarafından şekillendirilmiş ve Yürürlüğe konmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
Milattan öncesine kadar uzanan ve bugünkü anayasa kavramına karşılık gelebilecek Hamurabi Kanunları gibi metinlerin de coğrafyamızın mirası içinde olduğunu aktaran Erdoğan, "Modern anayasalar için ise İngiltere'deki Magna Carta'dan başlayıp Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile Amerikan Bağımsızlık Bildirisine kazanan bir dizi referansa işaret edilir. Ülkemizdeki anayasa girişimleri 1808 tarihli Sened-i İttifakla başlatılır ve 1876 tarihli Kanuni Esasıyla gerçek anlamda vücut bulur. Milli mücadelenin meşru zeminini oluşturan anayasa, 1921 yılında; yani savaşın en şiddetli günlerinin hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Tek başına bile milletimizin ve ülkeyi yönetenlerin hukuki meşruiyet konusundaki hassasiyetini bu anayasa göstermeye yeterlidir. Ardından gelen 1924, 1960 ve 1982 anayasalarının her birinin kendi dönemlerine ilişkin aynı hikayeleri vardır. Bugün bize düşen görev Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında ülkemizin sahip olduğu bu derinlikli birikimin üzerinde kendi hikayemizi yazıp gelecek nesillere en büyük mirası bırakmaktır" diye konuştu.