Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde ikamet eden 5 çocuklu Dilber Akgündüz, çok sevdiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 17 Mart’ta kenti ziyaretinde onu yakında görmek ve mağduriyetini dile getirmek için Seyrantepe Spor Salonu önündeki miting alanına gitti. Cumhurbaşkanını daha yakında görmek için en ön sıraya giden Akgündüz, çıkan kısa süreli izdihamda bariyerlere sıkıştı. Sağlık görevlilerin yardımıyla hastaneye kaldırılan Akgündüz’ün çekilen MR’ında bir kaburgasının kırıldığı, 2 kaburgasının da hasar gördüğü anlaşıldı. Bir bacağı da protez olan Akgündüz, televizyonlarda gördüğü Cumhurbaşkanını dünya gözüyle bir kez olsun görmek için gittiğini ifade ederek, “Cumhurbaşkanımızı gördüm yeter bana. Allah onun belinde olsun” diye konuştu.
“Sur’daki yardım parasını kiracımız almış”
Astımı olduğu için korse bağlanmadığını ve bir aya kadar cerrahi müdahale yapılacağını aktaran Akgündüz, Sur ilçesinde yaşanan olaylar sonrası yapılan yardım paralarını kiracılarının aldığını dile getirerek, “Sur mağduruyuz. Eşim kanser hastası. Ben de astım, tansiyon var. Bir ayağım da protez var. Çocuklarımızın desteğiyle ayaktayız ama çok zorumuza gidiyor. Oğlumun üzerine kayıtlıyız. İlaçlarımızı öyle alıyoruz. Eşim kanser hastası olduğu için ayda 5-6 milyar masrafı oluyor. Onun bakımı ağır. Hiçbir yerden gelirimiz yok. Eşim daha önce Sur’da fırıncıydı. Fırınımız vardı, depomuz vardı. Geçimimizi onlarla sağlıyorduk. Müstakil bir de evimiz vardı. Çatışmalarda hasar gördü. Yıkım emri geldi yıkıldı. Yıkılınca biz böyle ortada kaldık. Beş kuruş da para alamadık. Tapumuz elimizde olmasına rağmen hiçbir şey alamadık. Kaç yere başvurduk. Bir sonuç alamadık Ayağımda protez var, eşim hasta nasıl uğraşayım. Bir kiracımız vardı. Öğretmendi. O devletin verdiği kira yardımını hanımının üzerine almış diye duydum. Öğretmeni de bir daha göremedik. Yani mağdur olan biz ama yardım yapılan kişi başka. O yardım ona ne şekil yapılmışsa da bilmiyorum. Hala daha yardım alıyormuş. Bir iki yere başvurdum. Bana ‘Teyze ayda 1 milyar alıyor. Hasar tespiti almış, eşya parası almış’ dediler. Benim de eşimin kazan hamur makinası vardı. Pasta makinamız vardı. Fırın küreklerimiz vardı. Onlardan da bir şey alamadık. Mitingde Cumhurbaşkanımıza ‘Derdimi ona anlatabilir miyim’ diye kağıt yazdım. Polislere verdim. Cumhurbaşkanımızı yakından gördüğüm için çok sevindim. Allah onun belinde olsun. O Mekke, Medine’de sallanan bayrak onun belinde olsun. Evlatlarımız bize çok güzel bakıyor ama çok da zorumuza gidiyor. Bu yaşta onlardan bir şey isteyince çok zorumuza gidiyor. Böyle bohçamızı alıp da oraya buraya gitmek istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Dilber Akgündüz’ün kanser hastası kocası Mehmet Akgündüz (80), 50 yıldır fırıncılık yaptığını anlatarak, şunları kaydetti: “2000 yılında fırıncılığı bıraktım. Kiraya verdim. Ben hastalanınca oğlum beni İstanbul’a götürdü. Orası öyle kaldı. Tapum var. Ruhsatiyem var. Her şeyim sağlam. Evi de giderken bir tane öğretmene kiraya verdik evi. Burhaniye’ye gittik. Olaylarda ev hasar görünce evi yıktılar. Devletin verdiği yardımı hanımının üzerinden almış. Böyle olunca da biz mağdur olduk. Bütün geçimimiz ondandı.”