Çocukluğumun yazları, kışları gibi, bayramları da özlediklerimden.
Coşkusu, heyecanı, normalliği. Evet en çok özlediğim tarafı normalliği.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlamanın normalliğini özlüyorum en çok ben.
Düşmanlığın dev boyutlara gelmediği, yine olan yobazlığın bu kadar tırmanmadığı zamanları.
Kendimizi paralamadan, sevinçle, gururla, olması gerektiği gibi kutladığımız bayramları.
Normal olan zamanları…
Daha diller pabuç kadar olmamışken, Cumhuriyete dil uzatmaya cüret edemezken insanlar, kutladığımız bayramımızı.
Okulda günler öncesinden başladığımız hazırlıkları hatırlıyorum. Şiirler, şarkılar, kompozisyonlar. Hepimizin başka başka görevler alıp yer aldığımız Cumhuriyet bayramımızı kutlamak bizim için heyecandı.
Neye hazırlandıysak, en güzel şekilde yerine getirmek için çalışırdık günlerce.
Coşkuyla, sevgiyle, tam da olması gerektiği şekilde kutlardık.
Her sene, hiç üşenmeden, sıkılmadan. Verilen birçok görevden sıkılıp, bir tek bu görevimizden sıkılmadan sevgiyle, bütün yüreğimizi koyup çalışırdık Cumhuriyet kutlamasında.
Çünkü sahiden önemliydi bu gün.
“Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz” cümlesinin ne demek olduğunu bilerek, anlayarak büyüdük biz.
Küçücük akıllarımızda, bu görevi alma isteğiyle büyüdük.
Bize verilmiş bir görev vardı, ve onu koruyacak olan bizlerdik. Yüce Atamızın sözünü görev bildik.
Yıllar içinde çıkan çatlak sesler, cızırtılı tadyo frekansı gibi geldi bize bu yüzden. Alışamadık bir türlü.
Olması gerekenin aksini savunup, dil uzatmaya cüret eden herkesin sesi kulağımızı tırmaladı durdu. Utanmazların, haddini bilmezlerin utanmasını bekledik. Hala da bekliyoruz.
Çünkü bazı şeyler tartışmaya kapalıdır. Bazı şeylerin renk skalası olmaz.
Özgür düşünce evet, herkesin düşüncesine saygı evet. Ama Cumhuriyetin konusu tartışılacak bir konu değildir.
Özgürce memleketinde nefes alıp yaşıyorsan bunu tartışmaya açamazsın. Ağzını açamazsın. Ve hatta içinden bile aksini iddia edemezsin.
Şükür edebilirsin sadece. Senin şimdi hayatta olmanın sebebi olan onlarca şehidine saygıyla teşekkür edebilirsin. Sen sıcak yatağında huzurla uyurken, yıllar evvel cephede karda kışta , annesinden, eşinden, evladından uzakta savaşıp gün yüzü görmemiş askerin anısına saygıyla eğilebilirsin.
Senin cumhuriyet deyince için titremiyor, tüylerin diken diken olmuyorsa eğer bir doktora gidebilirsin belki.
Çünkü sağlıklı bir ruh hali değil, biryerlerde birşeyler eksik demektir.
Senin Ata'nın sesini duyduğunda gözlerin dolmuyorsa eğer, sana çok yazık olmuş demektir.