Avukatlar, 2 yıl için baro başkanını ve yönetim kurulunu seçiyor. Yeni dönemde nasıl bir baro yönetimi olacak? 15-16 Ekim’de belli olacak.
İzmir Barosunda, uzun yıllar yönetimde kalan Çağdaş Avukatlar Grubundan yönetimi devralan Cumhuriyetçi Grubun karizmatik başkanı NEVZAT ERDEMİR’in 3 dönem üst üste kazandığı seçimler sonrasında, 2 dönem yönetimden uzak kalan Cumhuriyetçi Grup, Aydın Özcan ile 2014-2016 döneminde tekrar yönetime gelmeyi başarmıştı.
Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu, seçime yine Aydın Özcan liderliğinde katılıyor. Ancak, Aydın beyin rakibi sadece diğer gruplar değil, kendi grubundan 1 liste daha yarışa aynı adla katılıyor. Çağdaş Grup her zamanki gibi yarışa yine hazır. Ancak, Bağımsız Savunmaya teklif ettikleri ittifak reddedildiğinden bu yarış onlar için de çok kolay olmayacak. Hem Çağdaşlardan hem de Cumhuriyetçilerden kendilerini ayrı konumlandıran Bağımsız Avukatlar Grubu ve seçime kendi listeleri ile girme kararı alan Milliyetçi Avukatlar Grubu da 2016-2018 dönemi için Baroyu Yönetmeye adaylar. Adliye koridorlarında, sosyal medyada, mail kutularında, eski usul basılı propaganda broşürlerinde her yerde geleneksel ve modern propaganda yöntemleriyle güzel bir seçim heyecanı yaşanıyor.
İsmi geçen gruplar, İzmir avukatlarını temsil etmek için yarışıyorlar.
Seçim vaatleri, 3 aşağı 5 yukarı aynı. Genç meslektaşların sorunlarını çözmek, ücretli meslektaşlara yönelik vaatler. Yeni iş olanakları yaratılması konusundan, yeşil pasaporta, avukatlık sınavından, otoparka uzanan benzer vaatler her seçim döneminde, elden geçse de 1-2 madde eklenmesi dışında pek bir yenilik de gözükmüyor. TBB delege listeleri bile kemikleşmiş gibi. Allah hepsine uzun ömür versin, her dönem TBB delege adayları bile hemen hemen aynı. Bu açıdan bakarsak, batı cephesinde yeni bir şey yok, diyebiliriz.
Ancak, seçim vaatleri konusunda, Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu ve Aydın Özcan’a ayrı bir paragraf açmak ve hakkını yememek gerekir. Zira, geçen dönemde, seçilmesini sağlayan 60 projeden 50’sini gerçekleştirmiş olmanın özgüveniyle bu dönem için de 26 ek proje sunuyoruz diyen, Aydın Özcan ve ekibi, bazıları “ÜTOPİK” olarak nitelense de en çok proje üreten ve bu projeleri gerçekleştirme heyecanı en fazla olan ekip profili çiziyorlar. Adliye yakınında, gökdelenler bölgesinde bir Savunma Sarayı yapılması projesinden, Baroda Yüksek Lisans ve meslek içi eğitimler, otopark, sağlık vb bir çok soruna somut önerilerle çözüm öneriyorlar. Geçen dönem yapılanlardan, en çok GENÇ OFİS projesini beğendiğimi de belirtmezsem hakkını teslim etmemiş olurum. Mesleğe yeni başlayan avukatlara, sağlanan ofis imkanı olan GENÇ OFİS, genç meslektaşlara, bugüne sunulan vaatler dışında somut bir hizmet olmuş durumda.
Çağdaş Avukatlar Grubu ise seçimde, katılımcılık, çok seslilik, çevresel duyarlılıklar konularını öne çıkarıyorlar. Bildirgelerinde, daha katılımcı bir baro ve birlikte yönetim vaat ediyorlar. Genç meslektaşlar, ücretli çalışan meslektaşlar ve OHAL konusunda Baronun daha aktif rol oynamasını isteyen grup, yönetime gelmesi durumunda, Çağdaş İzmir’in Çağdaş barosu olarak, birlikte üreteceğiz, birlikte yöneteceğiz sloganını benimsemiş durumda.
Bağımsız Savunma Grubu ise, neden Çağdaş Avukatlar Grubundan ayrıldıklarını ve neden seçimde işbirliği yapmadıklarını uzun uzun açıklayarak başladıkları seçim bildirgelerinde, ÇAĞDAŞ ve CUMHURİYETÇİLERİ, grupçu olmakla suçluyorlar. Bağımsız Savunma olarak, Çağdaş Grup İktidarı döneminin mirasında kendi payları olduğunu ve yönetime geldiklerinde, Baroyu yeniden yapılandıracaklarını ve tüm meslektaşlara eşit mesafede olacaklarının altını çiziyorlar.
Milliyetçi Avukatlar Grubu da meslek sorunlarına çözüm odaklı projelerle oy istiyorlar. Vergi konusunda, yeni iş olanakları konusunda ve aidatlar konusunda öneriler getiriyorlar.
Seçimlere girecek gruplardan, 2. Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu ise ÖN SEÇİMLE GELDİKLERİ vurgusunu öne çıkarırken, gerçek cumhuriyetçi liste biziz iddiasındalar.
Bu noktaya nasıl gelindiğini kısaca özetlemek gerekirse;
Grup geleneklerine göre, Baro Başkanı aynı zamanda grubun da doğal başkanı sayılıyor. Başkanın da yeniden aday olup olmamak ve ön seçim yapıp yapmamak konusunda mutlak olmasa da nezaketen bir söz hakkı bulunuyor. Başkan, eğer tekrar aday olmak isterse, grubun başkanın arkasında durması olağan olan yol ve yöntem. Ancak, seçim öncesinde, grup içinden bazılarının, grubun yürütme kurulu oldukları ve ön seçim süreci başlattıkları dönem bir ayrışmayı da beraberinde getirdi. Ancak şunu söyleyebiliriz ki, bu 2. Listede, mevcut yönetim kurulundan kimse yok. Bu da şu demek, hatasıyla sevabıyla, mevcut yönetim kurulu ve 2 yıl Baroyu yöneten ekip Aydın Özcan ile devam ediyor. Diğer liste ise Cumhuriyetçi avukatlardan oluşsa da mevcut yönetimle ilgili değil. Alternatif bir liste.
15-16 ekimde yapılacak, İzmir Barosu Olağan Genel Kurulu, ya Aydın Özcan’a devam et diyecek ya da yeni dönemde Çağdaş Grup, Bağımsız Savunma veya Milliyetçi Avukatlar grubundan hizmet bekleyecek gibi duruyor. Ama seçim sandığından kim çıkarsa başımızın üstünde yeri var kuşkusuz.
Demokrasi, sadece ülke yönetiminde değil, meslek odalarında hayati derecede önemli. Seçimi hangi liste kazanırsa kazansın, İzmir Barosunu temsil kabiliyeti ve yeterliliği olduğu tartışmasız.
Bekleyip göreceğiz. Sonuçlar şimdiden hayırlı olsun.